Oyun sektöründe birçok farklı tür içerisinde adı sıkça duyulan seriler vardır ve Air Conflicts de uçuş simülasyonu türünün belki de adı en çok bilinen serisidir. Uzun süredir bizlerle birlikte olan seri, her seferinde oyuncuları farklı bir savaşın içerisine bırakmayı kendisine görev edinmiş durumda. Bu seferki hedefse oyunun isminde açık bir şekilde anlaşılabileceği üzere Vietnam… Olaylar “Joe Thompson” isimli, Vietnam Savaşı’na A.B.D. saflarında katılan ilk pilotlardan birisinin gözünden anlatılarak işleniyor. Her yeni bölüm, Thompson’ın yazdığı farklı bir mektuptan alıntılarla başlıyor ve olaylar giderek daha da detaylandırılıyor. Tam olarak 1965 yılında, A.B.D.’nin giderek büyüyen komünist yayılımına dur demek için adım attığı Vietnam bölgesinde baş gösteren savaşlarda bizler de adım adım ilerleyerek savaşın bir sonuca bağlanmasına yardımcı oluyoruz. Pek tabii ki savaşın adı “Vietnam” olduğu zaman hava birimlerinin önemi ve değeri çok daha farklı şekillerde artıyor. Bunun iki sebebi var: Birincisi, Soğuk Savaş döneminde A.B.D.’nin ve Rusya’nın teknolojik olarak resmen çığır açan her türlü askeri tasarıma tüm paralarını dayaması. İkincisi, İkinci Dünya Savaşı’ndan, 1965 yılına kadar üretilen cihazların hepsinin farklı sahalarda ilk defa denenmesi… Bu sebeplerdendir ki hava birimleri denildiği zaman akla ilk gelen savaş dönemi Vietnam’dır. Helikopterlerin aktif bir şekilde savaşa dalmasıysa Vietnam Savaşı’nın en büyük farklılıkları arasında. Zaten bu oyun da kendisini olabildiğince konu hakkında geliştirmeye çalışmış.
Havadan, karaya!
Air Conflicts: Vietnam (ACV), içerisinde her türlü uçan cismi barındırıyor demekte fayda var zira savaş esnasında kullanılan birçok savaş jeti ve helikopteri oyunda kendisine yer bulmuş durumda. Yani düşünün, C123 Provider bile kullanmak mümkün kılınmış. Uçaklara hâkimiyet bir hayli rahat; öyle “Uçak simülasyonu oynayamam ben, çok fazla kontrol vardır.” gibi bir kanıya kapılmanıza gerek yok. Bu oyun daha çok klavyedeki beş tuşu ve mouse’un iki tuşunu iyi kullanmamızdan başka bir şey istemiyor. Karadan ya da havadan gelen saldırılardan önceden haberimiz olduğu için tek tuşla yapabildiğimiz ani manevralar sayesinde bunlardan anında kurtulmamız işten bile değil. Uçak kullanmanın en büyük zevkiyse tek tuşla silahlar arasında gidip gelebilmek ve beni daha da etkileyen, gövde altı kamerasıyla hedef noktaları vurmaya çalışmak oldu. Tam zamanında atılması gereken bombalar, tıpkı filmlerde izlediğiniz o farklı heyecanı yaşamanıza sebep olacak, buna şüphe yok. Düşman uçaklarıyla yapılan kapışmalarsa Vietnam’ın simülasyon yapısının en çok açığa çıktığı kısmı oluşturuyor. Hedefe kitlenmek, uçağımızın hızını ayarlamak, doğru zamanda doğru silahı ateşlemek gibi farklı detaylar devreye giriyor. Helikopter görevleriyse daha ziyade “Cobra” şov! İndirme yapılacak olan bölgeleri roket yağmuruna tutmak, koşuşturan askerleri taramak ve tüm bu kıyımı gerçekleştiriyorken üzerimize atılan RPG’lere isabet olmamak, kabaca helikopter görevlerini işaret ediyor.
Birbirinden farklı uçağı ve helikopteri tek bir oyunda deneyim etmek istiyorsanız, Vietnam harika bir deneyim. Nitekim herkese bir defa daha söylüyorum ki bu oyun simülasyondan daha ziyade uçakla oynanan bir Counter-Strike; bilmem anlatabildim mi… Daha az detay, daha çok aksiyon! Ertuğrul Süngü