Devil May Cry 4: Special Edition

    1
    21

    Hemen geçmişe gidelim ve Devil May Cry neymiş, bir bakalım.

    Kısaca DMC olarak bildiğimiz bu oyun, PlayStation 2 için hazırlanan ve etrafta “hack’n slash” tarzı üç boyutlu oyunların pek olmadığı bir dönemde ortaya çıkan bir yapımdı. Tabii o zamanlar oyunlar binlerce reklamla sunulmadığından, DMC birkaç ilk bakışın ardından piyasaya düştü ve bomba gibi patladı. Capcom, Resident Evil veya Onimusha gibi daha yavaş oynanan aksiyon oyunlarıyla ünlüydü fakat DMC o kadar hızlı ve eğlenceli bir oynanışa sahipti ki gamepad’i elinize aldıktan sonra bırakmak pek mümkün olmuyordu. Üstelik oyunun başrolünde Dante gibi iyi düşünülmüş, karizmatik bir kahraman da vardı. İki elinde iki tabancası ve kılıcıyla son derece akılda kalıcı bir karakterdi. DMC Dante’nin de ötesinde sağlam mekanlar, güzel düşünülmüş düşmanlar ve boss’larla da bezeliydi. Bir bölümü tekrar oynamak için yeterince seçeneğiniz vardı ve dövüş sistemindeki “stil” olayı, sizi daha çok kombo yapmaya, daha iyi dövüşmeye itiyordu. DMC inanılmaz büyük bir başarıya ulaştı ve firma elbette ki ikinci bir oyunun hazırlığına girişti.

    dmc4_05

    DMC 2, tam bir felaketti. Oyun o kadar sıkıcı, o kadar kötüydü ki oyunu bitirmek için çok sağlam bir sabra sahip olmanız gerekiyordu. Kötü düşman tasarımları, kötü boss’lar, kötü mekanlar… DMC 2 hızla unutulması gereken oyunlar arasına girdi ve oradan da çıkamadı.

    Üçüncü DMC oyunuysa oyuna birçok yenilik getiriyordu. Kahramanımız Dante’yi farklı stillerle kullanabiliyor ve birbirinden farklı onlarca hareket yapabiliyorduk. İkinci oyuna göre bir şaheser olsa da DMC 3 de bir klasik olmaktan uzaktı.

    Ve PS3 zamanına geçtiğimizde DMC 4 ile karşılaştık. İlk defa seride Dante’nin dışında bir karakter kontrolümüzdeydi: Nero. Nero’nun büyülü kolu oyuna bambaşka bir oynanış mekaniği getiriyordu ve Capcom, Dante’nin fanatiklerini de üzmemek adına oyuna Dante’yi de dahil etmişti. Müzikleri olsun, hikayesi olsun, tasarımlar olsun, DMC 4 bayağı başarılı bir oyundu. Ne var ki bu dönemde piyasada 3D aksiyon oyunları sebil gibi olduğundan, Capcom seriyi beşinci bir oyunla devam ettirmedi ve yıllar sonra DmC Devil May Cry’ı gördük.

    Şimdi gelelim yeni dönemin modasına: Eski oyunları, yüksek çözünürlükte, 60fps hızında, yeni birkaç özellikle birlikte piyasaya sürme furyasıyla karşı karşıyayız. DMC 4 de bundan nasibini aldı ve Special Edition takısıyla piyasadaki yerini aldı.

    dmc4_04

    Nero adındaki gencin hikayesini konu eden oyun, aynı senaryoyla bir kez daha karşımızda. Oyuna başladığımız anda bize oyunu kimle oynamak istediğimiz soruluyor ve burada Nero/Dante ikilisini seçmediğiniz takdirde oyunun konusuna dair pek bir şey öğrenemiyorsunuz.

    Evet, Capcom müthiş bir üşengeçlikle oyuna eklediği yeni karakterler için senaryoda oynamalar yapmamış, yeni karakterlerin senaryodaki yerleriyle uğraşmak istememiş. Dolayısıyla eğer DMC 4’ü daha önce oynamadıysanız, önce mutlaka Nero ve Dante ikilisiyle oynayın ki oyundan keyif alın; diğer türlü sadece art arda savaştığınız bölümler sizi karşılayacak.

    Nero/Dante ikilisinin yanında Special Edition’a özel olarak oyunu Dante’nin kardeşi Vergil ve Lady/Trish ikilisiyle de oynayabiliyorsunuz. Ve dediğim gibi, bu karakterleri seçtiğiniz takdirde oyun bir çeşit konusuz aksiyon oyununa dönüyor.

    Vergil’i eğer DmC’de oynadıysanız, DMC 4’teki hareketleri de tanıdık gelecektir. Üç farklı silah seçimi yapabilen Vergil, iki farklı kılıç ve bir de yakın dövüş silahı kullanabiliyor. Bunlar arasında hızla geçiş yapmak da elbette ki mümkün. Vergil son derece hızlı fakat çok güçlü saldırılar da yapamıyor.

    Ateşli silahlarıyla ön plana çıkan Lady de Vergil’in aksine bir o kadar yavaş. Bazuka-tabanca ve pompalı tüfek üçlüsü arasında geçiş yapabilen Lady, bazukasıyla bir hayli büyük hasar verebiliyor. Yakın dövüşteyse o kadar yavaş ki… Oyun bir anda Onimusha’ya dönüşüyor, öyle diyeyim.

    Trish ise biraz Bayonetta’ya kaymış. Tabancaları ve hızlı yakın dövüş hamleleriyle düşmanlarıyla resmen oynuyor. Trish’i herkesten çok beğenmiş olabilirim…

    dmc4_01

    Oynanışta bir farklılık veya ekstra bir durum yok ama görsellik bayağı iyi bir duruma getirilmiş. Özellikle 60fps hız hemen kendini hissettiriyor. Birçok kaplamanın çözünürlüğü de yükseltilmiş ama pek üzerinde durulmamış olanlar da var ve onlar da göze batıyor açıkçası. Oyuna bir Legendary Dark Knight modu da eklemiş Capcom sağ olsun. Düşmanları güçlendiren ve sayılarını da artıran bu mod, oyuna yeni olanlara tavsiye edeceğim bir zorluk seviyesi değil fakat oyunda kopup gitmiş olanlar için son derece eğlenceli.

    Gelelim bu oyunu almalı mısınız, almamalı mısınız sorusunun cevabına… Açıkçası DmC Devil May Cry’ın gerçekten başarılı bir oyun olmasından ötürü, DmC’yi oynamış olanlar buradaki bazı durumları “modası geçmiş” olarak nitelendirebilir ve haksız da değiller. DmC çok akıcı bir oyunken DMC 4’te aksiyon kısımları bulmacalar, geriye dönüşler ve koşulması gereken uzun yollarla bölünebiliyor, olayın sinematik kısmı arka planda kalabiliyor. Oyuna kötü demek mümkün değil fakat “mutlaka denenmesi gerekiyor!” diye çığlık atmak için de pek yeterli sayılmaz. DMC serisiyle aranız iyiyse almalısınız, o kadarını söyleyeyim…

    Tuna Şentuna