Futbolu seviyoruz. Tüm Dünya halkı olarak seviyoruz futbolu. Kimisine göre 22 adamın bir topun peşinden koşması, kimisine göreyse hayatın anlamı futbol. Benim için de çok özel bir yeri var futbolun. Dürüst olacağım, vasat bir oyuncudan daha fazlası değilim. Ancak izlemekten ve futbol oyunları oynamaktan inanılmaz keyif alıyorum. Eminim bu konuda yalnız değilimdir.
Bazen kendi kendime soruyorum: “Neden her sene Fifa’yı bu kadar heyecanlı bekliyorsun ki?”. Her sene Eylül ortasında Ultimate Team paketleri açmamla başlayan heyecan, Haziran sonlarına kadar devam ediyor. Geçen sene sadece Ultimate Team’de 1000’in üzerinde maç yapmışım. Belki de bu heyecanlı bekleyişin sebebi bu. Hayatımda bu kadar büyük rolü olan bir oyun için nasıl heyecanlanmayabilirim ki? Bu sene de aynı heyecanı yaşadım. E3 sahnesinde Pele’yi gördüğümde heyecanım daha da arttı. Ancak sonrasında bu heyecan yerini, derin bir sessizliğe bıraktı. Konferans boyunca öyle pek de büyük bir yenilikten bahsedilmemişti. Önceki sene için planlanan ve ertelenen kadın futbolu, temassız dripling ve Fifa Ultimate Team Draft modu. Bu kadar basit görünen şeylerin bile oyuna büyük katkılar sağlayabileceğini hiç düşünmezdim.
Maçı sahada kazanmak!
Futbol sahada oynanan, kazanılan ya da kaybedilen bir oyundur. Durum böyle olunca bir futbol oyunu için de en önemli şey sahada olup bitenler. Bana sorarsanız ilk etapta Fifa 15 son derece başarılı bir oyundu. Ancak, zamanla hem oyun bozuldu, hem de oyunla çok içli dışlı olunca hatalar daha bir gözümüze batar oldu. Oyunun bozulmasından kastım ise, zaman içerisinde gelen güncellemelerle zaten Fifa 14’e göre hızlı olan oyun daha da hızlandı ve daha süratli olan oyuncunun daha iyi olduğu, kontra atak odaklı bir oyun haline geldi. Fifa 16’da şimdilik bu hatadan dönülmüş gibi gözüküyor. Artık –FUT oynayan arkadaşlar beni daha iyi anlayacaktır- Ibarbo, Ahmed Musa, Doumbia üçlüsü ile koştura koştura git gol at devri bitmiş. Bunun yerine pas odaklı, oyunu rakip sahaya yıkmanın önemli olduğu, kontra atakların zorlaştığı, daha oturaklı bir oyun çıkıyor karşımıza. Şunu da belirteyim, kesinlikle Fifa 15’e kıyasla çok daha zor bir oyun Fifa 16. Her ne kadar defans yapmak kolaylaşmış da olsa, artık pas oyununun daha ön planda olması, üstüne bir de pasların zorlaştırılmış olması oyunun zorluk seviyesini yukarıya taşıyor. Bilgisayara karşı oynamaksa zordan da öte bir hal almış. Topu kaptırmayan yapay zeka, durmadan paslaşmayı da ihmal etmiyor. Fifa 15’i World Class’da rahat rahat oynayan birine, Fifa 16’da Professional bile zor gelebilir. Uyarmadı demeyin sonra.
Temassız dripling olayı ilk etapta anlamsız gözükebilir. Ancak bu özellik oyuna çok iyi aktarılmış. Bilgisayara karşı oynarken ayağıma doğru düzgün top alamadığım için deneyemedim ancak, diğer oyunculara karşı oynarken beklenmedik anda doğru hamleler yapmak çok şık çalımlar izlememize olanak tanıyor. 5 yıldız yetenek seviyesine sahip oyuncularla bir de temassız dripling’i birleştirince jeneriklik goller atmak, daha da önemlisi arkadaşlarınızı tabiri caizse “maymun etmek” mümkün.
Bayanlar da sahada!
Fifa serisinin her sene bir kilit yeniliği oluyor. Fifa 14 yeni nesil ve Ignite Engine, Fifa 15 zeminde maç sırasında oluşan deformasyonlar ve Fifa 16’da bayan futbolu. Açıkçası son iki oyunda en çok gözümüze sokulan yenilikler Fifa 14’ün Ignite Engine’ı, Fifa 12’nin Tactical Defending’i ya da Fifa 07’nin Impact Engine’ı kadar büyük yenilikler değil. Hatta yazının başında da belirttiğim gibi, EA Fifa 16 için devrimsel bir yenilik vaat etmiyor bile. Bunun da en büyük sorumlusu bana sorarsanız PES’in serbest düşüşe geçmiş olması. Konumuza dönersek: bu senenin en büyük yeniliği bayan milli takımlarının oyuna eklenmiş olması. Dürüst olacağım, sadece merakımdan bayan milli takımları ile birkaç maç yaptım ve bir daha da yapar mıyım bilmiyorum. Genel olarak da, bayan futbolunun oyuna eklenmiş olmasına karşı verilen tepkinin buna benzer olacağını düşünüyorum. Herkes merakından birkaç maç yapacak ve sonra yüzüne dahi bakmayacak. Tek umudumsa, bayan futbolu “Tolga yeter artık oynadığın, kalk şu oyunun başından!” şeklinde tepkiler veren kız arkadaşlarımıza oyunu sevdirebilir.
Gençlere selam olsun
Fifa serisinin Ultimate Team’den sonra en çok ilgi çeken modu muhtemelen career mode. Daha altını üstüne getirme fırsatım olmasa da, ilk bakışta bugüne kadarki en kapsamlı Career mode olduğunu belirtebilirim. Artık oyuncuların antrenmanlarıyla daha yakından ilgilenmek ve gelişimlerini istediğiniz yönde şekillendirmek mümkün. Ayrıca transfer sistemi ile ilgili de bir takım iyileştirmelere gidilmiş. 2 sezonluk kiralama anlaşmaları yapmak mümkün. Ayrıca artık oyuncu ücretleri daha mantıklı seviyelerde oluyor. Fifa 15’de olduğu gibi Fenerbahçe Mehmet Topuz için sizden 6-7M € talep etmiyor. Oyuncu kariyerinde ise menajer moduna benzer şekilde oyuncunuzun gelişimiyle ilgili değişiklikler yapılmış. Bunun dışında gözüme çarpan pek bir yenilik açıkçası yok.
Kral kim?
Bundan altı ay önce arkadaşlarıma çok net bir şey söylemiştim: “Fifa 16’dan çok büyük beklentilerim yok. Hatalarından arınmış, yavaşlamış, sürat değil pasın ön planda olduğu bir Fifa 15 çıkartsınlar benim için yeter.” Şuanda da karşımda tam olarak öyle bir oyun var. Ancak oyuna gelen temassız dripling’in ve Ultimate Team’e eklenen FUT Draft’ın katkısı da beklediğimin çok üstünde. Eğer benim gibi FUT aşığı bir Fifa oyuncusuysanız bol bol Draft oynayacağınıza eminim. Geçen oyundan inanılmaz can sıkan kolay penaltı veren hakemler ve zaman zaman saçmalayan kalecilereyse maalesef bir çözüm bulunamamış. Oyunun en azından Türkçe metinlerle piyasada olması ve geçen sene olduğu gibi ligimizi barındırması Türk oyuncular için büyük bir artı. PES bu sene büyük bir sıçrama yapmış olsa da Fifa hala zirvenin sahibi gibi gözüküyor. Ancak PES’in yarışa dönmesi ile gelecek sene daha ciddi bir rekabet ve haliyle futbol oyunlarında daha ciddi gelişmeler görebiliriz. O zamana kadar ben Fifa’dayım. Sizi de beklerim.
Tolga Yüksel
