Heavy Rain Remastered

    0
    15

    Heavy Rain’in 2010 yılında piyasaya çıkmış olmasının şaşkınlığını yaşadım ilk adımda. 2010… Yani bundan 6 yıl öncesi… İnanılmaz bir oyun deneyimiydi Heavy Rain. O zamana kadarki hiçbir oyunla herhangi bir benzerlik taşımıyordu. Tamamen kendine has, özgün bir oyundu. Aslında şu an için de aynı şey geçerli. Hala ona benzeyen veya onun benzediği herhangi bir oyun yok. Bir Adventure oyunu olarak genellenebilir Heavy Rain’in tarzı, ama standart bir Adventure’dan daha fazlası, hatta çok daha fazlasını barındırır bünyesinde. Hal böyle olunca ve PS3’ün efsaneleşmiş oyunlarının PS4 için birer Remastered olarak karşımıza çıkması adet halini almışken, Heavy Rain’in de zamanı geldi ve o da Remastered kervanındaki yerini aldı.

    Oyunu daha önce oynayanlar bilsinler ki bir “Remastered” olarak, ilk haline kıyasla aşırı bir grafiksel değişim geçirmemiş Heavy Rain. Yani oyunu oynarken ben abartı bir fark göremedim ki internet üzerindeki grafik karşılaştırmalarına da baktım, orada da büyük bir fark yoktu. Yani kaba haliyle bir “Cilala, parlat…” durumu söz konusu, o kadar. Oynanış açısından da herhangi bir yenilik yok. Yani ilk oyun neyse, bu oyun da o. Bu durumda aynı serüveni tekrar yaşamak isteyenler için sadece nostaljik bir önemi var Heavy Rain Reamstered’ın. Fazlasını beklerseniz, hayal kırıklığı olabilir.

    03

    Şimdi gelelim, asıl tayfaya, yani PS3 dönemini atlayan veya Heavy Rain’i gözden kaçıranlara. Onlar için bu yazının önemi daha büyük zira neyle karşı karşıya olduklarını bilmediklerini düşünüyorum.

    Heavy Rain, bir seri katil hikayesini anlatır. Bunu anlatırken 4 ayrı karakteri ayrı ayrı işler ve her birinin kontrolünü de size verir. Bu karakterleri spoiler çerçevesine almadan şöyle sıralayabilirim size: Hayatı refah içinde ve günlük gülistanlıkken bir anda cehenneme dönen bir baba, her seri katil hikayesinde mutlaka görebileceğiniz, hayatını gizemli davaların peşinden koşmaya adamış bir dedektif, nasıl olduğunu bile anlayamadan tüm bu karanlık hikayeye dahil olan bir gazeteci, son olarak da elindeki son model teknolojik imkanların tümünü kullanarak sevgili katilimizin peşinden iz süren bir FBI ajanı.

    HEAVY RAIN™ _20160304012659
    HEAVY RAIN™ _20160304012659

    Şöyle bir gerçek var, Heavy Rain’i özgün bir oyun yapan asıl şey hikayesi değil, oynanış yapısıdır. İlk haliyle, PS3’e özel bir oyun olarak Dualshock 3’ün tüm yeteneklerini kullanmıştır. Haliyle Dualshock 4’ün de yeteneklerini kullanıyor ve ortaya gerçekten bambaşka bir oyun deneyimi çıkıyor.

    Misal, karakteriniz dişini fırçalarken, bir basketbol topunu potaya atarken veya buna benzer hareketlerin tamamında Dualshock 4’ün hareket algılama kabiliyetini kullanır, Gamepad’in diğer tuşlarıyla yapılan hareketlerde bile kendine özgü, sizi kontrol ettiğiniz karakterle bütünleştiren ve böylece oyunun atmosferine ortak eden detaylara rastlarsınız. Ve tüm bu detaylar birleştiğinde ortaya enfes bir serüven çıkar, oynamaya doyamazsınız.

    HEAVY RAIN™_20160305134931
    HEAVY RAIN™_20160305134931

    Ayrıca, oyunda yaptığınız hemen hemen her şey, verdiğiniz hemen hemen tüm kararlar, hikayenin akışını değiştirir. Bu şekliyle oyunun 7 farklı sonu olduğunu hatırlıyorum ki her sonu ayrı ayrı görmenizi de şiddetle tavsiye ederim. Ufak tefekmiş gibi görünen detaylar karşınıza öyle bir yerde çıkar ki dikkatli olmazsanız, hikayenin akışını elinizde olmadan farklı bir yöne çekersiniz; tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi…

    Kusursuz bir senaryodan, hikaye boyunca yer alan birçok sahnenin yarattığı farklı duygulardan, yeri geldiğinde vicdanınızı kabartan, yeri geldiğinde çaresizliği kalbinizin en derin noktalarından bulup çıkaran, bazen de öfkenizi ve cesaretinizi tetikleyen bir serüvenden bahsediyorum.

    Evet… Heavy Rain böyle bir oyun ve her detayında bir spoiler kırıntısı olan müthiş bir efsane ayrıca. O yüzden ben konuyu burada kapatıyorum ve kalanının size bırakıyorum. Dediğim gibi, bu lezzeti henüz tatmadıysanız, mutlaka tadın zira daha önce hiç tatmadığınız bir lezzet söz konusu.

    Şimdiden iyi eğlenceler, görüşmek üzere…

    Ertekin Bayındır