Quantum Break

    0
    12

    “Time will tell, sooner or later. Time will tell…” Command & Conquer Red Alert’in açılış videosunda, Hitler’i zamanda kaybolmaya iten Albert Einstein’ın bu repliği oyun oynadığım yıllar boyunca hep kulaklarımda yankılanmıştır.

    Tek bir hareket ile dünyanın bilinen en korkunç liderlerinden birisini ortadan kaldırabilmek büyük bir güç olsa gerek… Nitekim zaman içinde kaybolmak, biz insanoğlu için sadece tek yönlü çalışan bir sistem. Yani biz sürekli ileriye gidiyor, geride bıraktıklarımızı yâd ediyoruz. Eğer düz bir çizgide akan zamanın içerisinde bir ileri bir geri gidebilseydik neler olurdu tahmin bile edemiyorum! Tahmin bile edemiyorum derken, yani gerçekten konu hakkında hiçbir fikrim yok. Aramızda sürekli zaman yolculuğu yapan birileri olmadığını nereden biliyoruz? İşte bu karışık zaman çizelgesini Quantum Break harika şekilde kullanmayı başarıyor ve bize bir yandan anı yaşatıyorken, bir yandan da nerede olduğumuzu unutturuyor…

    quantumbreak01

    Hikâyemiz aslında bir deney ile başlıyor. Paul Serene adındaki karakter, bizi üniversitesindeki bir deney için çağırıyor. Deney esnasında kendisine yardım etmemizi isteyen Paul, öyle görünüyor ki bazı matematiksel hatalar yapıyor. Her ne kadar birkaç dakikalık zaman yolculuğu iyi gitse de ikinci deneme dev bir kaosa yol açıyor. Bu esnada biz, yani Jack Joyce karakteri de yaşanan olaylardan payına düşeni alıyor. Özetlemek gerekirse, kontrolden çıkan cihaz, Jack ve Paul’a insanüstü güçler bahşediyor. Bu noktadan sonra ikilinin yolları bir süreliğine ayrılıyor.

    Geçen zaman içerisinde Paul elde ettiği güçleri çok daha hızlı bir şekilde kullanmayı öğreniyor. Jack ise biz oyunu oynadıkça güçlerinin farkına varıyor ve onları tam anlamıyla kullanması biraz zaman alıyor. Pek tabii oyunu yeterince deneyim ettikten sonra Paul karakterinin esas kötü olmaktan çok daha farklı bir konumu olduğunu öğreniyoruz. Misal, bir nokta geliyor, Paul’u kontrol ediyoruz ve Jack hakkında çok önemli bir karar veriyoruz. Bu arada oyunda bolca karar verme noktası bulunuyor. Vereceğimiz kararı bir defa seçince, önce bize bu karar sonucu olacak olanlar sahne sahne gösteriliyor ve akabinde seçtiğimiz kararı onaylayıp onaylamadığımız soruluyor. Açıkçası bu tarz oyunlarda görmeyi fazlasıyla istediğim özelliklerden birisi sonunda karşıma çıktı!

    quantumbreak03

    Quantum Break’de birçok farklı karakter ön plana çıkıyor ki bu aslında kocaman bir filmin oyuna çevrilmesinden kaynaklanıyor. Evet, doğru duydunuz. Quantum Break bir oyun olduğu kadar aynı zamanda bir film. Bir noktada Fahrenheit ve Heavy Rain’dekine benzeyen oyun yapısı, aynı zamanda kullanılan motion scan teknolojisi ile gerçek oyuncuları oyuna nakletmeyi başarmış. Bu nokta birazcık oyunculardan bahsetmeden ilerlemek olmaz zira ana karakterimiz Jack Joyce’u Shawn Ashmore, William Jocye’u Dominic Monaghan, baş kötüyü Aidan Gillen canlandırırken akabinde Lance Reddick, Marshall Allman gibi birçok tanınmış sinema oyuncusu Quatum Break’de yer alan isimler arasında bulunuyor.

    Oyunun büyük bir kısmına konuşmalar hâkim. Bu noktada gerçekten iddialı bir senaryo işleyişine sahip olduğunu belirtmek isterim. Hatta bazı geçişlerde, ortalama 15 dakikalık filmler sunan Quantum Break, senaryo konusunda ne kadar iddialı olduğunu fazlasıyla göstermeyi başarıyor. Genelde oyunlar için yapılan kısa filmler tatak olur. Özellikle son Need for Speed oyunundaki ara sahnelerdeki film tarzı çekimler beni çok korkutmuştu. Yapay oyunculuklar, yalan setler vs. derken gerçekten kaş yapayım derken göz çıkarmışlardı. Quantum Break’deyse durum tam tersine işliyor. Oyunculuklar harika olduğu gibi kamera çekimleri de kaliteli bir yabancı diziyi aratmayacak cinste. Ayrıca bu filmleri dileyen anında geçebildiği gibi, dileyen yeniden izleyebiliyor; bilginize…

    quantumbreak08

    Tamam, film kısmı iyi hoş ama oyun tarafında bizi neler bekliyor? Bol konuşma ve senaryo anlatımı sona erdiği anda, kameramız TPS açıya geçiyor ve Jack Joyce ile maceradan maceraya atılıyoruz. Karakterimizin kontrolleri biraz hantal, bunu kabul ediyorum ama zaman kırılmasıyla alakalı güçleri onu bambaşka bir hale getiriyor. Misal Time Vision özelliği olmadan yönümüzü bulmamızın imkânı yok. Bu sayede hem görevin yerini, hem de gideceğimiz yönü bulabiliyoruz. Time Blast üzerimize atılan kurşunları bir anlamda durdurma noktasına getirebiliyorken, Time Dodge sayesinde iki nokta arasını anında kat edebiliyoruz. İki kere üst üste kullanabildiğimiz bu özellik sayesinde savaşlarda düşmanlarımıza karşı fazlasıyla rahat ediyoruz. Çok zorda kalınca Time Shield açarak gelen mermileri tamamen zararsız hale getirebiliyoruz. Bu farklı özelliklerin yanı sıra oyunda bolca silah mevcut… Aynı anda tabanca, tüfek ve pompalı tüfek taşıyabiliyoruz. Silah yelpazesi böyle bir oyun için yeterli sayıda ama onlarca farklı model silah da beklemeyin. Düşmanlar genelde bizi sıkıştırmaya çalışan bir yapıdalar. Yani en büyük amaçları bir an evvel sığındığımız yere gelip bizi gafil avlamak.

    Siper temalı bir oyunda yapay zekâ durmadan dibimize girmeye çalışınca işler birazcık bozuluyor. Aslında beni en çok rahatsız eden de bu oldu. Özellikle ağır zırhlı pompalı tüfek taşıyan düşman birimleri, odun gibi üzerimize yürüyor ve sürekli ateş ediyor. Aynı şekilde zamanda kısa atlamalar yapabilen düşman birimleri de sürekli siperin bizi korumadığı noktalara gelerek ateş ediyorlar. Tabii oyuna alıştıktan sonra güçlerimizi kullanarak hepsinden kurtulabiliyoruz ama o zaman oyunda neden siper mantığı var? Ben birazcık o kısma takıldım. Ha, bir diğer sorun da birazcık senaryo, birazcık savaş teması üzerinden gidilmiş olması. Yani on dakika senaryo izlediyseniz, kesin on dakikalık bir savaş sizi bekliyor demektir. Yani sürprizli hareketlerden yoksun bir oyun olmuş diyebilirim.

    quantumbreak02

    En büyük sorunsa optimizasyon! Nedir arkadaş bu sadece Windows 10’da oynan oyunlardan çektiğimiz. Geçen ay Gears of War: Ultimate Edition, bu ay da Quantum Breake! Yahu ya sadece Xbox One’a çıkartın ya da adam gibi şu oyunları PC platformu için optimize edin. Ne ekran görüntüsü aldırtır, ne alt + Tab yaptırtır. Bilgisayarın gözünden yaş geldi yemin ediyorum çalıştıracağım diye. Ayrıca o talep edilen sabit disk alanları nedir arkadaş? Yani bakın Dark Souls 3 yüzünden gamepad aldım, bu oyun yüzünden de yeni sabit disk. Öldük hocam öldük! Yeter! Sonra neden oyunun notu düşük? Acaba?

    Neyse efendim. Ben Quantum Break’i bir film olarak beğendim ama oyun olarak bayağı eksik tarafları var. Eğer biraz izleyeyim, biraz da oynayayım modeli bir yapımdan keyif alacağınızı düşünüyorsanız kesin alın derim ama böyle çok kaliteli bir oyun peşindeyseniz, inanın çözüm Quantum Break değil!

    Ertuğrul Süngü