Sorcerer King

    0
    11

    “Turn-Based Strategy (TBS)” dediğimiz tarza sabredebildiğim ölçüde yatkınım. Bu tarzın tartışmasız lideri olan Civilization ve farklı bir kategoriden aynı kulvarda yer alan Might & Magic serilerine ait birkaç oyuna da yine sabredebildiğim ölçüde aşina olabildim. Tarzın beni en çok cezbeden tarafı, hareket etmeden önce düşünmeme fırsat vermesidir. En çok iten tarafı da bir yerden sonrasının beyin yakmaya elverişli olmasıdır ki eleştiriyi hak eden yanlarımdan bir tanesi de fazla zorlanmaya gelemememdir herhalde. Neyse, beni bir kenara bırakıp asıl konumuz olan Sorcerer King’e odaklanalım. TBS tarzına yepyeni bir soluk getirmese de atalarından aldığı esin noktalarını harika bir sentezle ortaya koyan bu başarılı strateji oyununun derinlerinde neler saklı, bir bakalım.

    Oyunun hikaye tarafında bizzat Sorcerer King yer alıyor. Vakti zamanında hikayemizin geçtiği dünyayı ele geçirmiş ve bununla da kalmayıp hala gücüne güç katmaya çalışan alçak, pislik, iğrenç bir mahluk kendisi. Biz de onun boyunduruğu altında olan krallıklardan birinin hükümdarı olarak başlıyoruz maceramıza. Amacımız, Sorcerer King’in hain planlarını engellemek ve hakimiyetine artık bir zahmet son vermek.

    İlk etapta liderimizi seçerek bu uzun soluklu olacağı her halinden belli olan maceramıza başlıyoruz. Wizard, Commander, Tyrant, Guardian, Priestess ve Tinkerer olarak seçilebilir toplam 6 hükümdar seçeneğimiz var. Bunların her biri, dallanıp budaklanarak biribirinden ayrılan yeteneklere sahip ama bu detaylara hiç girmeyeceğim – daha doğrusu giremeyeceğim – zira ayrı bir başlıkta bambaşka bir incelemenin konusu olabilir bu.

    08

    İkinci aşamada oyunun zorluk seviyesine ait detaylar bulunuyor. Hemen hemen her TBS oyununda olduğu gibi burada da olmazsa olmaz detaylar mevcut. Oynayacağınız haritanın genişliği ne olacak, sizden başka kaç krallık olacak, bu krallıklar normal hızda mı yoksa daha yavaş mı gelişecek… Herşeyden önemlisi, Sorcerer King’e ne kadar hızla yakınlaşacaklar ve yine Sorcerer King’in o yavaş yavaş tasarladığı, kainatın sonunu hazırlayan kıyamet büyüsü ne kadar hızlı sürede ilerleyecek… (Bu büyünün tamamlanması, oyunun sonu demek oluyor.) Tüm bu detayları istediğiniz zorluk derecesine göre şekillendirebiliyorsunuz.

    Tüm hazırlıklarınızı tamamladığınız zaman ilk şehrinizde gözünüzü açıyorsunuz. Hatta bundan öncesinde de temel stratejinizin ne olacağı soruluyor size. Şehrinizi geliştirmek mi önceliğiniz? Yoksa askeri alanda mı gelişmek istiyorsunuz ilk etapta? Veya halkınızı yaklaşan felakete karşı uyarmak istemez misiniz? Sanırım bu detaylar, seçeceğiniz hükümdara göre şekilleniyor; çünkü şu ana kadar iki farklı hükümdar denedim, ikisinde de farklı seçimler sunuldu bana.

    İlk askeri birliğinizle şehrinizin etrafında kısa bir tur atarak başlıyorsunuz maceranıza ki burada da seçtiğiniz hükümdara göre şekillenen bir yapı var. Her halükarda bir adet Hero’nuz, bir adet Warrior tarzı bir asker sınıfınız var. Bunların yanına da bir Healer sınıfı veya başka bir sınıf da eklenebiliyor. Bu orduyu geliştirmek ve büyütmek zorundasınız çünkü aşama aşama ilerleyeceğiniz serüveniniz, en kolay zorluk dereceesinde bile yeterince karmaşık ve zorlayıcı olacak.

    04

    Tıpkı Civilization oyunlarında olduğu gibi şehriniz de gelişiyor bir yandan. Yeni üniteler, şehrinizi ve ünitenizi besleyecek yeni yapılar geliştirebilirsiniz. Ama diyorum ya, herşey “Ha!” deyinde olmuyor bu dünyada zira stratejinizi doğru planlamalı, üreteceğiniz her şeyi de bu doğrultuda sıraya koymalısınız. Derken bir şehir daha kuracaksınız, sonra bir tane daha, sonra bir tanesi daha…

    Bir Scout üretip haritanın gizemlerini ortaya çıkarmak, ilk aşamada en doğru tercih olacaktır. Daha sonra açılan haritada ortaya çıkan detaylar devreye girecek. Bir han kapısından içeri adım attığınızda mesela, karşınıza mini bir quest çıkacak. Mesela, oyunun hikaye modunu oynarsanız, girdiğiniz ilk handa bir cinayet işlenmiş olduğunu göreceksiniz ve bu cinayetin arkasındaki sır perdesini ortadan kaldırıp katili bulmak için uğraşacaksınız. Yapacağınız seçimler sizi hiç etliye sütlüye bulaşmadan, iyi ve karlı bir sonuca da çıkarabilir, kendinizi aniden ortaya çıkmış bir kavganın ortasında da bulabilirsiniz.

    07

    Kavga demişken, oyunun aksiyon tarafını temsil eden stratejik dövüş sahneleri, bambaşka bir olay olmuş. O an elinizde bulunan ünitelerle düşmanlarınızla kapışıyorsunuz ve detayın detayı doğurduğu muhteşem bir yapı var burada da. Ünitelerinizi stratejik bir şekilde kullanarak düşmanınızı minimum hasarla alt etmeniz lazım. Tabii bir hükümdar olarak bu savaşlara sizin de katkınız var. Elinizdeki fonksiyonel büyüleri bizzat bu savaşlar esnasında kullanabiliyorsunuz. Ve tabii – tahmin etmesi zor olmasa gerek – bu büyüler de seviye atladıkça gelişip çeşitlenebiliyor.

    Oyunun bitmek bilmeyen detayları arasında yüzeysel olsa da oldukça fonksiyonel olan bir crafting sistemi de var. Topladığınız envanterlerle büyülü iksirler, üniteleriniz için silah ve zırhlar yapmanız mümkün. Şehrinizde yapacağınız çeşitli yapılar, crafting listesinin giderek kabarmasına yol açıyor ve yine altını çizmek gerekirse, burada da detaylar detayları doğuruyor.

    Sorcerer King, Civilization ve Might & Magic gibi efsaneleri muhteşem bir şekilde harmanlayan, her adımda farklı bir detayla karşınıza çıkan, her köşesi didik didik edilecek harika bir oyun olmuş. Orta ayar bir zorluk seviyesiyle ve farklı hükümdar seçenekleriyle uzun soluklu serüvenlere yelken açabilirsiniz. Şu anda aklıma gelmeyen ve karşıma henüz çıkmamış detaylardan bahsedemiyorum size ama inanın, burada okuduklarınızdan çok daha fazlası var oyunun bünyesinde. TBS tarzını sevenlerin veya en azından denemek isteyenlerin mutlaka ilgilenmesi gereken bir oyun duruyor karşınızda. Denemeden geçmeyin…

    Ertekin Bayındır

    03