Tricky Towers

    1
    17

    Bazen durup kendi kendime: “Acaba oyunlara haksızlık mı ediyoruz?” diye soruyorum.

    Gerçekten bir oyunda hem grafik, hem iyi seslendirme, hem iyi oynanış bulunmalı mı? Tüm bunlar olmadan eğlenmek imkânsız mı? Sonra aklıma The Bindings of Isaac, Gone Home, Papers Please! gibi oyunlar geliyor.

    Başında saatler geçirdiğim bu oyunların aslında hiçbiri ne çok kaliteli grafiklere; ne de kulaklarınızın pasını silecek seslere sahipti. Bu oyunların üç ortak noktası vardı: eğlenceli olmak, yaratıcılık ve bence en önemlisi, bağımsız yapımlar olmaları. En önemli nokta bağımsız yapımlar olmaları çünkü bu sayede eğlenceli ve yaratıcı oyunlar olabiliyorlar. Böyle de olmak zorundalar, çünkü ne reklam yapma şansları var, ne de arkalarında sadece isimleriyle oyun sattıracak bir şirket. İşte bu yüzden bağımsız yapımlar benim için çok özeller ve her zaman bir şansı hak ediyorlar. Bunlardan karşıma en son çıkanı da sınırsızca eğlence vadeden Tricky Towers.

    tricky-towers-screen-01-ps4-eu-23oct15

    Tricky Towers az önce de belirttiğim üzere bağımsız bir yapım. İlk bakışta yenilenmiş bir Tetris gibi gözükebilecek yapım, yukarıdan inen tuğla ve onları yerleştirme şeklimiz dışında aslında Tetris’ten oldukça farklı mekaniklere sahip. Oyundaki amacımız moda göre değişse de, temelde yaptığımız iş hep aynı. Yukarıdan gelen çeşitli geometrik şekillerdeki tuğlaları fizik kuralları çerçevesinde yerleştirerek düzgün bir kule oluşturmak. “Race” modunda belirtilen noktaya arkadaşlarınızdan önce varmaya çalışırken, “Survival” modunda en fazla 3 tuğlanın kuleden düşmesine izin vermeniz gerekiyor. ilk bakışta bu anlattıklarımın size oldukça basit göründüğünün farkındayım. Fakat oyunda galibiyetiniz yalnızca sizin ellerinizde değil.

    Bir o kadar da rakiplerinize bağımlısınız. Bu bağımlılığın sebebi hızlı olanın kazanacak olması değil; her oyuncunun belirli noktalarda belirli büyülere sahip oluyor olması. Kuleniz belirtilen yüksekliğe ulaştığında bir adet büyü kazanıyorsunuz. Bu büyüyü ister doğrudan kulenize katkı sağlayacak şekilde; ister rakiplerinizin ayağını kaydırmak için kullanabiliyorsunuz. Bunu da şöyle bir örnek ile açıklayayım: Büyü edinmek için gereken çizgiye geldiniz ve ekranınızda iki büyü belirdi. Bu büyülerden ilki, kulenizi sağlamlaştırmak, otomatik olarak kat çıkmak, kulenizin şuana kadar yaptığınız bölümüyle uğraşmayı bırakmanızı ve dolayısıyla tüm hatalarınızdan kurtulmanızı sağlayan, yüksekte bir platform vermek gibi avantajlar sağlayan büyülerden birisi oluyor.

    TrickyTowers-1

    İkincisi ise, rakiplerin gelecek tuğlalarının devamlı olarak yönünü değiştirmek ya da gelecek tuğlaların buzdan, yani daha kaygan olmasına sebep olmak gibi rakibe zarar veren büyülerden oluşuyor. Büyü edinme çizgisine ulaştığınızda bu büyülerden yalnız birisini kullanabiliyorsunuz. Ayrıca büyüleri kullanmak için bir zaman kısıtlamanız yok. Oyunun sonuna kadar büyülerinizi istediğiniz zaman kullanabilirsiniz. Bu sebeple rakiplerinizin pozisyonlarını da izleyip, büyüleri doğru noktalarda atmanızın oyunun gidişatına ciddi anlamda etkisi olacak. Kazanıp kaybetmek bir yana, bir arkadaşınızla oynarken, kazandığını düşündüğü anda atacağınız bir büyü ile onu alt ettiğinizde arkadaşınızın yüzünün alacağı ifadeyi uzunca bir süre unutamayacağınıza bahse varım.

    Tricky Towers’ın şuana kadar devamlı çok oyunculu tarafının üzerinde durdum. Bunun sebebiyse, oyunun aslında doğrudan çok oyunculu olarak tasarlanmış olması. Bunu zaten oyunu oynarken de hissedeceksiniz. Tabii buna rağmen oyunun bir tek kişilik modu da bulunuyor. Tek kişilik modda bilgisayarla yarışmak yerine, bize verilen görevleri yerine getirmeye çalışıyoruz. 1 Dakikada bitiş çizgisine ulaşmak ya da belirli bir alana belirli sayıda tuğla sığdırmak gibi temel şeyler barındıran bu görevler, başlarda açıkçası inanılmaz kolay. Fakat bu zamanla neredeyse imkânsız bir hal aldıkları gerçeğini de değiştirmiyor. Defalarca deneyip geçemediğiniz bölümler olursa üzülmeyin. Tüm görevleri hiç kopyasız tamamlamak gerçekten her yiğidin harcı bir iş değil.

    promo_3playerSurvival_V01

    Son olarak biraz da oyunun fizik motorundan bahsetmek istiyorum. Oyun, tamamen lise fizik hayatımızda bol bol uyguladığımız kuvvet ve moment dengesi kuralları üstünde dönüyor. Yani bir çubuğun yarısından fazlası boşlukta ise o çubuk yere düşüyor ya da yükseldikçe kule rüzgardan daha çok etkileniyor… Ancak tüm bunların yanında motorda bazı sorunlar da yok değil. Havada asılı kalan tuğlalar ya da bir tuğla dengesi bozulduğunda, bir diğer tuğlanın hızıyla onu dengeleyemememiz gibi fizik kurallarına aykırı durumlar da mevcut.

    Tricky Towers, açıkçası oyun sektöründe ne çığır açıyor ne de ciddi yenilikler vadediyor. Oyun tüm bunların ötesinde, bir oyundan gerçekte beklememiz gerekeni bize sunuyor: eğlenceli vakit geçirmeyi. Tabii bu günümüz oyun Dünya’sını ele alınca çok da yeterli olmuyor ve Tricky Towers vasat bir oyun olmaktan kurtulamıyor. Buna rağmen Tricky Towers’ı fırsat bulursanız denemenizi öneriyor, oyunun PS Plus sahiplerine ücretsiz olduğunu da ekleyip müsaadenizi istiyorum…

    Tolga Yüksel