Yetim Düşler

    0
    12

    Korku oyunlarını çok sevmem. Özellikle “Bööö!” diye sesle korkutmaya çalışan oyun ve filmlerden bayağı nefret ederim. Fakat konu gerilim olduğu zaman, başından kalkamam.

    Gerilim duygusunu gerçekten verebilen az miktarda oyun olduğu aşikâr ama her geçen yıl konu hakkında çok daha iddialı yapımla karşılaştığımız da bir gerçek. Bu seferki yapımızın adı Yetim Düşler (The Orphan Dreams). Adından da fark edebileceğiniz üzere kendisi ülkemizde üretilen ender yapımlardan bir tanesi. Tayfun Tuna tarafından geliştirilen yapım, yetimhanede yaşayan isimsiz bir çocuğun başından geçenleri anlatıyor.

    2.5 boyutlu grafik teknolojisi kullanılan oyunda, ana karakterimiz harika şekilde resmedilmiş. Özellikle dev gözleri, hemen her türlü duyguyu oyuncuya yansıtabilecek cinste. Korku, endişe, mutsuzluk… Tüm bu duygular iki adet dev göz bebeğinde saklı! Çevre detayları ilk bakışta çok zayıf gibi gelse de side scrolling modeli 2.5 boyutlu bir gerilim oyunu için gözükenden çok daha kaliteli. Daha doğrusu grafiklerin bir tarzı var. Bu sayede oyun karanlıklaştıkça grafikler oyuncuya daha farklı şekilde çarpıyor diyebilirim.

    04

    Yetim Düşler zorluk konusunda da bir hayli iddialı. Bu oyunda “save” yani kayıt etmek diye bir şey söz konusu değil. Oyuna başladığımız andan itibaren ilk bölümün sonuna kadar gitmemiz gerekiyor. Aksi halde tüm oyun baştan başlıyor. Bu arada değinmekte fayda var; Yetim Düşler iki ana bölümden oluşuyor. İlk bölümü birçok farklı yoldan deneyim etmek söz konusu ama doğru şekilde bitiremezseniz ikinci bölüme geçmenizin imkânı bulunmuyor. İlk bölümü tam anlamıyla bitirmek içinse bolca bulmaca çözmek şart! Öncelikle karşımıza çıkan ve annemiz tarafından yazıldığı belirtilen notları iyice okumak ve aslında altlarında yatan bulmacaları bulmamız gerekmekte. Aksi halde ilk bölümün sonunu bitirmek büyük bir hayalden ibaret olacaktır.

    01

    Yetim Düşler oyun içinde oyun mantığını da beğenimize sunuyor. İsimsiz karakterimizin bir rüya hali, bir de dünyevi hali bulunuyor. Rüya âleminde birbirinden farklı düşmanlara karşı koymaya çalışıyor, birbirinden farklı bulmacaları çözmenin peşinden gidiyoruz. Bulmacaların başında, eş kartları bulma sistemi yer alıyor. Belirli bir süre içerisinde aynı rakamdaki iki kartı bulmamız gerekiyor. Bu bulmaca başlangıçta çok kolay başlasa da ilerledikçe daha kısa sürede daha çok kartı eşleştirmeyi gerektiriyor ki bu da bir hayli zorlayıcı oluyor. Bir diğer zorlayıcı mekanik de balonları patlatmak. Karşımızda bulunan balonları olabildiğince hızlı patlatıp, hepsini eş zamanlı olarak ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Bu sayede ya kapadıkları bir kapı açılıyor ya da önümüzdeki bir çukur üzerinde köprü görevi görüyorlar.

    05

    Senaryo işleyişi hiç fena değil. Düzenli olarak uykuya dalıp, bir anda uyanan ana karakterimiz, rüyasındaki savaşların haricinde günlük hayatında pek de büyük maceralar yaşamıyor. Taa ki bir arkadaşıyla oynadıkları top, kapısı açık bırakılan bodruma kaçıncaya kadar… İçerisine daldığımız mekânda ilk gerilimi yaşamaya başlıyoruz. Bu dakikaya kadar gördüğümüz şirin grafikler, bir anda korkunç bir senaryonun içerisinde olduğumuzu gösteriyor. Anlayacağınız bu noktadan sonra işin içine bolca kan giriyor. Karakterimiz içinse yapacak en doğru hareket, olay mekânından koşarak uzaklaşmaktan başka bir şey değil!

    İşte bu dünyevi hayat ve uyku döngüsü arasında gidip geliyoruz sevgili okur. Her oyun sonundaysa “Keşfedilen Misket sayısı,” “Yok Edilen Melek Sayısı” ve de “Patlatılan Kabarcık Sayısı” üzerinden bize not veriliyor.

    Yetim düşler kesinlikle göründüğünden çok daha fazlasını, çok ucuz bir meblağa vaat eden ender yapımlardan. Keşke savaş mekanikleri biraz daha iyi olabilseymiş ama o kadar da olsun değil mi?

    Ertuğrul Süngü