Dead Rising: Triple Pack

    0
    11

    Seneleri epey gerilere vurduğunuzda, bazı enteresan başlıklara rastlarsınız. Bunların grafiklerinin cilalanmış halleriyle tekrar ortaya çıkması da hoş sürprizler olur sevenlerine.

    Şu anda serisinin 3. oyununa kavuşmuş ve 4. oyunu da yolda olan Dead Rising, bu sürprizlerden biri oldu ve piyasaya 3. oyuna kadar olan tüm oyunları bir arada toplayan bir “Triple Pack” olarak düştü. Kendine has yapısıyla belli bir kesimin ilgisini çeken Dead Rising’in bu pakete dahil olan tüm başlıklarını tek bir başlık altında topladım ve bakın neler oldu…

    [title type=”h2″]Dead Rising[/title]

    Zombi istilası konusu ısrarla kendine yeni senaryolar üretmeyi beceriyor ki bunun kanıtı da şu: Hala sıkılmadık.

    Konuyu oyun dünyası çerçevesine alırsak, bu hepsi birbirine benzeyen ama bir türlü sıkılmadığımız konsept, Dead Rising gibi “geyik” senaryoların devreye girmesiyle ömür uzatıyor resmen. Evet, yine bir zombi istilası söz konusu. Kahramanımız serbest çalışan bir foto muhabiri, adı da Frank West. (Fotoğrafçı değil, muhabir de değil, ikisinin karışımı da foto muhabiri oluyor mu, bilemedim…) Willamette adlı bir yerde enteresan olayların yaşandığını duyunca bir helikopter ayarlayıp şehrin tam göbeğindeki alışveriş merkezine atıyor kendini. Karşılaştığı sahne, tabii ki bir zombi istilası ve bunun üzerine gelişen olaylarsa… Biraz garip…

    Oyunun hikayesi ilginç bir konsepte oturtulmuş. 72 Hours adındaki bu şekil, oyunun hikayesini tamamlayıp helikopter pistine geri dönmeniz için size 72 saat veriyor. Bunu görünce “Oha, 72 saat oyun süresi mi var oyunun?” diye düşünmeden edemiyorsunuz ama olay sandığınız gibi değil. Tüm hikayeyi, biraz zorlarsanız 8 – 10 saat içinde bitirebilirsiniz. “E kalan 62 saatte ne olacak?” derseniz, oyunun Overtime adını taşıyan devam şekli devreye giriyor ve bundan sonrasını anlatmıyorum, siz görün.

    dead-rising-01

    Dead Rising’in nasıl bir oyun olduğuna gelecek olursak… Acayip bir yapısı var oyunun ve sanırım başka bir oyunda da yok böyle bir yapı. 72 saat olayı zaten yeterince enteresanken, oyunun hikayesine ait sahneler, belli bir sürede hikayeyi bitirmeniz için zorluyor sizi. Bu sahnelerden birinde başarısız olursanız, her şeye en baştan başlamanız gerekiyor. Oyunun size sadece 1 tane save slot verdiğini de hesaba katarsanız, işler bir yerden sonra acımasızlaşabiliyor. Bu sahneleri tamamladığınızdaysa hikayeyi tamamlamış oluyorsunuz.

    Kahramanımız Frank West, bir gazeteci için (Bak şimdi de gazeteci oldu.) oldukça renkli bir kişilik. Aslında onu renkli olmaya zorlayan biraz da biziz, itiraf etmek lazım. Bulunduğunuz alışveriş merkezindeki hemen hemen her şeyi silah olarak kullanabiliyorsunuz. Bir beysbol sopası, bir kıyafet askısı, bir futbol topu, bir çim biçme makinesi… Yani bir yandan görevlerinizin peşinde koşarken, diğer yandan karşınıza çıkan zombileri nasıl katledeceğinize karar veriyorsunuz.

    DEAD RISING_20160919185223
    DEAD RISING_20160919185223

    AVM’nin butik dükkanlarından serbestçe giyinebiliyorsunuz ayrıca ki bu çerçevede de enteresan görüntüler çıkabiliyor ortaya. Mesela en son benim ayaklarımda bir çift kundura, üstümde yeşil bir hawai gömleği, altımda da kırmızı bir şort vardı. Kafama da bir melon şapka taktım… Bu kıyafetle bir zombinin kafasına bir futbol topuyla şut çekmişliğim, bir kutu birayı kafalarına kafalarına atmışlığım, bir klasik gitarla bir barbar gibi “whirlwind” yapmışlığım var. Yaptıklarım çok güzel şeylermiş gibi bunların bir de fotoğrafını çektim zaman zaman.

    Oyunun küçük çaplı bir seviye sistemi de var. Öldürdüğünüz zombilerden, kurtardığınız mağdurlardan, çektiğiniz fotoğraflardan biriken PP puanları, seviye olarak size geri dönüyor. Bu sayede enerji seviyenizi, silah taşıma kapasitenizi falan yükseltebiliyorsunuz. Yalnız bunları yapmak önemsiz gibi görünse de çok önemli; çünkü geyik de olsa bir AVM dolusu zombi var size düşman olan. Kurtarılmayı bekleyen mağdurlardan bahsetmişken, bunların yapay zekaları o kadar kıt ki bir yerden sonra escort görevlerini es geçmeye karar verebilirsiniz.

    dead-rising-05

    Dead Rising, yeni konsollarda ve PC donanımlarında daha güzel çalışabilsin diye grafiklerini cilalamış halde duruyor karşımızda ama eskisiyle arasında öyle ahım şahım bir fark yok. Şu an piyasada Dead Rising 3 varken ve hatta ufukta bir Dead Rising 4 varken böyle bir oyuna gerek görür müsünüz, orası sizin bileceğiniz iş. Yine de eğlenceli bir oyun Dead Rising. Serinin son aşamasına nerelerden geldiğini görmek istemeniz bile bu oyunu oynamanız için bir gerekçe olabilir.

    Puan: 7.0

    [title type=”h2″]Dead Rising 2[/title]

    Zombi katliamı kaldığı yerden devam ediyor! Ama bu sefer farklı bir şehirde, benzer bir konseptin içinde buluyoruz Dead Rising’i. İkinci oyun, seriyi grafiksel olarak bir adım öne taşıyor. Yenilenmiş grafikler de bu enteresan oyunu yeni konsollarımızda ve PC donanımlarımızda oynayabilmemize olanak tanıyor. Hikayemiz bu sefer biraz daha acıklı. Kahramanımızın adı Chuck Greene. Bir de Katey adında bir kızı var hikayeye dahil olan. İşin acıklı tarafı, Katey virüsü kapmış durumda ve 24 saatte bir Zombrex adlı ilacı almazsa, ölecek… Dolayısıyla bizim de yeni zombi cennetimiz Fortune City’de bir yandan neler olup bittiğini araştırırken, bir yandan da Katey’nin ilacının peşine düşmemiz gerekiyor.

    dead-rising-2-04

    İlk oyundaki 72 saat modeli, burada 3 gün olarak yerini koruyor. (Zaten aynı şey.) 3 gün sonra askeri birlikler olay yerine gelecek ve o süre içerisinde geçmişimize ait yanlış anlaşılmaları da düzeltmemiz lazım. (Bu da hikayenin bir parçası.) Anlayacağınız Chuck, 3 günlük bir zaman dilimine olabilecek bütün belaları sıkıştırmış durumda ve bizden yardım bekliyor.

    Dead Rising’in “geyik” tarafı, tabii ki bu oyunda da varlığını koruyor ve hatta olayın dozajı daha da artmış durumda. Fortune City, yine AVM kıvamında bir yer ve içerdeki tüm mağazalardaki kıyafetleri üzerinizde deneyebilirsiniz. Yalnız, acayip şekiller çıkıyor ortaya, demedi demeyin. Chuck’ın enteresan bir moda anlayışı var ve “Ben bunu giymem!” gibi bir derdi de yok. Şu an benimkinin pembe bir saçı, kafasında bir kovboy şapkası, üstünde belden bağlanmış bir gömlek, altında bir şort, ayaklarında da bir cyborg botu var.

    dead-rising-2-03

    Yine etrafınızdaki hemen her şeyi silah olarak kullanabiliyorsunuz. Bir adet kova, bir demir çubuk, vay efendim bir beysbol sopası -ki zombilere sopayla değil, vurduğunuz beysbol topuyla hasar veriyorsunuz- bir çift boks eldiveni, bir adet servis tepsisi, bir yangın tüpü… Ben bunu böyle sabahlara kadar saysam bitmez, çok ciddiyim. Üstelik bu sefer bir crafting sistemi de mevcut ve daha enteresan silahlar tasarlayabiliyoruz böylece. Bir çivili sopa yaptırıyor oyun size ilk aşamada ve bir tarif kartınız oluyor böylece.

    Bu sayede aynı silahı daha sonra da yapabiliyorsunuz. Neden? Çünkü silahlarınız bir yerden sonra kırılıyor, dikkatli olun. Bir gaz tüpüne çivi saplayıp kullanmışlığım da var. Hatta bir Blanka (Bkz. Street Fighter) maskesi takıp zombileri elektrik manyağı yaptığım da oldu… Yani yaratıcılığın sınırları zorlanmış durumda olduğu için olur mu demeyin, deneyin.

    İlk oyunda olduğu gibi yine her görev 4 aşamadan oluşuyor ve belli bir sürede görevi tamamlamanız lazım, yoksa her şey baştan başlar. Escort görevleri yine var ve ilki kadar sıkıcı. İlk escort görevinizde yanınıza alacağınız yaşlı kadınla biraz uğraşın, ne demek istediğimi anlarsınız. Yine hatırlatmak gerekirse, kızınız Katey’e her 24 saatte bir Zomrex adlı ilacı bulup getirmek zorundasınız. Yani her şeyden önce, önceliği bu göreve vermek zorundasınız, eğer biraz vicdanınız varsa…

    dead-rising-2-02

    İlk oyunu bir gömlek ileriye taşıyan Dead Rising 2, ilk oyunu sevmediyseniz bile denemeniz gereken bir oyun. Bu arada, oyunun co-op tarafı da var. Yani yanınıza bir manyak daha dahil edebilirsiniz, böyle bir maceraya eşlik etmek isteyen birini bulabilirseniz… Oyunun özellikle crafting tarafı bile denemenizi gerektirebilir. Ciddi oyunlardan kafanızı kaldırıp daha “geyik” bir macera ararsanız, Dead Rising 2’yi seçenekleriniz arasında tutabilirsiniz.

    Puan: 8.0

    [title type=”h2″]Dead Rising 2: Off The Record[/title]

    Hikayemiz Frank West’le başladı, Chuck Green’le devam etti, şimdi de yeniden Frank West’e dönüyor. Olay yeri yine Willamette ve Fortune City. Frank West, ilk oyundan sonra dibe vurmuş şanını tekrar kazanmak için sahneye çıkıyor. Açılış videosunu izlerken bir şey rahatsız ediyor. Sahneler birbiri arkasına gelirken, bu sefer bir şeyler tanıdık gelmeye başlıyor. Sonra hikayenin diğer kahramanları da birer birer görünüyor derken, o da ne? E bu ikinci oyunun aynısı!?

    02

    Capcom’un neden böyle bir şeye gerek duyduğunu hala anlamadım. İkinci oyunu olduğu gibi almışlar, ana karakter olarak Frank West’i koymuşlar, hatta hikayeyi bile değiştirmeden, aynı hikayeyi Frank West’in üzerine yazmışlar. Frank, konuya ek olarak sadece -ilk oyunda olduğu gibi- fotoğraf çekiyor. Diğer bütün vasıfları aynı. Gerçi şan şöhret derken biraz semirmiş ve göbek yapmış ama konu bu değil zaten. Hikayede değişen taraf, Zombrex denen ilacı Chuck abimiz kızı için arayıp duruyordu, bu sefer Frank kendisi için arıyor, yani virüsü kapmış bir şekilde. Dolayısıyla ilacı bulup geri götürmek zorunda değiliz artık. İlacı bulduysan, sonuncusunun üzerinden 24 saat geçmişse ve saat 07:00 – 08:00 aralığındaysa, bas ense köküne gitsin!

    İkinci oyun için anlattıklarımın üzerine pek bir şey anlatamıyorum, çünkü hakikaten iki oyun birbirinin neredeyse aynısı, çok ciddiyim. Yan görevlere kadar her şey aynı yahu, anlayın işte. Gerçi birkaç yeni yan görev de görmedim değil, haklarını yemeyeyim şimdi. Olayın “neredeyse” kısmını çok ufak bir pay oluşturuyor zira zombileri katletmek için yeni silahlar serpiştirmişler ortalığa. Hikayeye de ufak tefek eklemeler yapmışlar ki bir sürpriz var, söylemek için can atıyorum ama ağır bir spoiler olduğu için söylemeyeceğim. Sadece Chuck Green’in hikayeye konuk sanatçı olarak katılacağını bilin, yeterli.

    03

    Dead Rising 2: Off The Record, bana kalırsa gereksiz bir başlık. Öyle ki şu anda kendisine nasıl bir puan vereceğim konusunda hiçbir fikrim yok. Hatta konuyu fazla uzatmadan, zaten kopyası olduğu oyunla aynı puanı verelim, ne şiş yanısın, ne kebap… Hepinize iyi eğlenceler!

    Puan: 8.0

    Ertekin Bayındır