Diablo her zaman bir PC oyunu olmuştur. İlk Diablo PC’de çıktı zaten ve ondan sonra da PC’cilerin vazgeçilmezi oldu. (İlk Diablo, PlayStation’a da uyarlandı ama hiç tutmadı.) PSOne’dan beridir de “Diablo” ve “konsol” kelimeleri hiçbir şekilde yan yana gelmiyordu ki Blizzard, Diablo III’ün konsollar için de hazırlandığının haberini verdi, PC’nin vazgeçilmezi PS3’e ve Xbox 360’a gelmiş oldu. Bu fikir beni ilk başta rahatsız etti çünkü Diablo, dediğim gibi bir PC oyunuydu. Ne var ki saldırmak için sürekli mouse tuşuna tıklamak ve bunu sonsuza dek yapmak çok anlamlı değildi aslında; hatta Diablo, biraz iteleseniz bir beat’em up bile sayılabildiğine göre, konsolda daha da iyi kontrol edilebilirdi! İşte bunları düşündüğüm anda da Diablo III’ü konsolda bekleyenler kervanına katıldım ve PS3 versiyonu elime ulaştığında, Barbarian ırkını seçip oyunun başına oturdum; kalkabilmiş de değilim.
Diablo’nun en son yamalanmış haliyle gelen oyun, Paragon seviyelerini de barındırıyor, Nephalem Valor’ları da… Beş ırkımızı bu oyundan bihaber olan oyuncular için tanıtıyorum, eski oyuncular endişelenmesinler. Barbarian tank sınıfı olarak oyunda yer alıyor. Wizard büyücü, Monk yetenekli bir dövüşçü, Witch Doctor düşmanı tuzaklarla, zehirlerle ve patlayıcılarla sinir eden farklı bir büyücü ve Demon Hunter da Ranger’ın Assassin’le birleşmiş hali olarak karşımıza çıkıyor. Oyunu PC’de Demon Hunter olarak oynamış ve zaman zaman çok zorlanmış, zaman zaman da çok keyif almıştım. Bu defa konsolda olduğum için düşmanlarıma tekme yumruk girişmek istedim ve Monk ile Barbarian arasında kaldım ve nihayetinde Barbarian’da karar kıldım. Başlangıçtaki o zombilerle karşılaştığımız bölümde, bir – iki kez silahımı salladıktan sonra da dedim ki, “Ya rabbim, ne acı çekmişiz mouse’la bunca zaman!” Yani düşünün ki elinizin altında sadece silahını sallayan bir karakter var. Bunu bir DmC oynar gibi tuşlara basarak mı kontrol etmek isterdiniz, yoksa mouse’la mı? Elbette ki gamepad çok daha kolay ve çok daha “doğru” gelecektir. Kontroller beni daha birinci dakikada kazandı. Oyunun ilerleyen kısımlarında farklı yetenekler kazanıyoruz, bilirsiniz; onlar da ya omuz tuşlarına ya da gamepad’in sağındaki tuşlara yerleşiyor zaten ve böylece özel hareketleri de normal hareketlerin arasına çok daha kolay sıkıştırıyoruz. Sağ analog koluyla kaçış hareketi yapabilmek de o kadar kolay geliyor ki birçok saldırıdan bu sayede zarar almadan da kurtulabiliyorsunuz.
Ben her ne kadar Barbarian ile oynamış olsam da diğer sınıfların da kontrollerinin bir hayli kolay olduğunu yaptığım araştırmalarda gördüm. Sadece menzilli saldırılar yapan sınıfların, bir grup içerisinden spesifik bir düşmanı hedeflemesinin biraz zor olduğu konusunda hem fikir olunmuş ama onun da çok büyük bir problem olmadığı söyleniyor.
Oyundaki menülere de ulaşmak tek tuşla gerçekleşiyor. Karakterinizin yeteneklerini görüntülemek zaten kolay ve aynı kolaylık envanterinizi, silahlarınızı görüntülemekte de sağlanıyor. Bulduğunuz yeni ekipmanı, üstünüzdekilerle karşılaştırmak ve kullanmak çok kolay, çok anlaşılır.
Her ne kadar kötü gözükmese de oyunun grafiklerinin parladığını söylemek de doğru olmaz. Neyse ki ekran kalabalık olsa bile oyun rahatsız edici bir şekilde yavaşlamıyor, “PC’de oynamak lazımdı…” demiyorsunuz.
Şayet ki Diablo III’ü PC’de hatmettiyseniz, konsol versiyonundan çok da keyif alamazsınız bence ama oyuna yeni başlayacaklar ve PC’de az bir süre oynamışlar için kesinlikle tavsiye ederim.