Yapımcıların “Elektrikli soba simülasyonu bile yapsak alacak sabit bir kitle var!” gerçeğini fark etmelerinin üzerinden kısa bir süre geçmişken piyasaya çıkan Ship Simulator serisi, her ne kadar başyapıt olmaktan çok uzak olsa da kendince bir kitle edinmeyi başardı ve geçen 10 yıllık süreçte üç ana oyun ve birkaç eklenti ile hala güncelliğini korumakta. European Ship Simulator ise rakip olmaktan ziyade bu serinin devamı niteliğinde bir oyun.
European Ship Simulator, daha önce küçük oyunlar geliştirmiş bir firmadan çıkmakta, gerisiyse oldukça tanıdık. Menü yapısından, görev tipine, kontrol şemasından, grafik motoruna kadar Ship Simulator’ın neredeyse aynısı, hatta devamı diyebiliriz rahatlıkla. Ship Simulator Extremes’de büyük bir fan hareketi neticesinde görebildiğimiz Dover – Calais limanlarını da bu oyunda görmek mümkün. Oyunun Ship Simulator Extremes’e bir diğer benzerliği de optimizasyonla alakası olmayan ve kendi üst limitine ulaşmış Quest3D grafik motoru. Çok iyi sistemlerde dâhi fps değeri yerlerde sürünüyor; özellikle de süre açısından uzun ve yağmur, rüzgâr gibi etkenlerin belirgin olduğu görevlerde. Yaşını başını almış grafik motoru HDR’ı ile anti-aliasing’i birlikte desteklemiyor ve ekran kartından buna zorladığınızda sahip olduğunuz sistemden bağımsız olarak oynanamayacak kadar yavaş çalışmaya başlıyor.
Performans ve anti-aliasing sorunlarını bir tarafa bırakırsak, oyun grafiksel açıdan halen oldukça iyi gözüküyor. Oyunda bulunan gemi sayısı pek fazla değil, olanlarsa oldukça detaylı modellenmiş durumda. Özellikler kaptan köprülerinin tasarım kalitesi bir Flight Simulator veya Train Simulator seviyesine yaklaşmış. Genellikle kullanacağınız köprü kamerası dışında “free cam”i kullanırsanız, köprüde serbest dolaşabiliyor veya klasik ata binme pozisyonundan (!) gemiyi yönetebiliyorsunuz. Oyunun kontrol hissi de ilk başından itibaren rahat etmenizi sağlayacak durumda ve profesyonel bir simülasyon olmak yerine oynanabilirliğe önem verilmiş durumda. Görevler bu kez çok daha uzun süreli, adediyse halen yetersiz. İyi haber şu; kendi görevlerinizi tasarlayabildiğiniz bölüm editörü kullanışlı ve başarılı olmuş.
Gemi sayısı az demiştik, üstüne bu kez Titanic veya Queen Mary gibi lisanslı gemiler de oyuna eklenmemiş. Klasik tugboat, sürat teknesi, feribot, konteyner gemisi ve cruise liner dışında birkaç seçenek var elimizde sadece. Liman sayısıysa arttırılmış durumda ve adından da anlayabileceğimiz, sadece Avrupa’daki limanlar mevcut. Bunlar çok beğendiğim Dover & Calais, Rostock, Hamburg, Gibraltar ve serinin klasiği Rotterdam. Dalga ve rüzgâr fizikleri de elden geçirilmiş ve geminin o “sürüklenme” hissi çok daha iyi yansıtılmış durumda.
Bir önemli eksi daha: Anlaşılmaz biçimde halen “free roam” seçeneği sunulmuyor oyunda. Açıkçası Train Simulator gibi yapımcısının “inek sağma” prensibini benimsediği ve sürekli yeni ücretli eklentiler çıkaran bir oyunda bile bulunan free roam’un, neredeyse 10 yaşına girecek ve hiç bir ücretli DLC’ye sahip olmayan bir seride göz ardı edilmesini akıl almıyor.
European Ship Simulator, adı benzese de Euro Truck Simulator benzeri bir etki yapamayacak. Hitap ettiği kitlenin darlığı bir yana, o kitleyi de kendine bağlamak için ciddi eksiklikleri olan bir oyun. Üstelik ciddi performans darboğazları yaşaması ve oyun modları konusundaki zayıflığı göze batmayacak gibi değil. Yine de keyifli vakit geçireceksiniz, daha önce bulaşmadıysanız bir deneyin. Kürşat Zaman