Futbol severlerin en sevdiği aylardan biri şüphesiz ki Eylül ayı. Ligler henüz yeni başlamış, takımlar yeni yeni kendilerine gelirlerken yine her sene olduğu gibi bu yıl da yeni bir FIFA ile karşı karşıyayız. Peki bu yıl bizi ne gibi yenilikler bekliyor, gelin göz atalım…
Öncelikle bu yıl FIFA’daki en büyük değişim oyunun özünde yani oyun motorunda yaşandı. Battlefield ve Need for Speed gibi oyunlardan tanıdığımız Frostbite oyun motoru artık FIFA’nın temellerini oluşturuyor. EA, bu motoru FIFA’ya uyarlamak için iki yıldan uzun bir süredir çalışma halinde olduklarını ve Frostbite sayesinde daha önceki oyun motorunun desteklemediği yeni özellikleri de geliştirme imkanı bulduklarından bahsediyor. Frostbite sayesinde artık sadece stadyum değil, menajer odası ve soyunma odası yerler de oyuna eklenmiş durumda. “Soyunma veya menajer odasını görüp de napacağız?” diyebilirsiniz.
Bu noktada The Journey, yani “Yolculuk” olarak Türkçe’leştirilen oyun modu devreye giriyor. Yolculuk modunda Alex Hunter isimli futbolcuya kariyerinde ilerlemesi konusunda yardımcı olacağız. Evet, FIFA 17’nin belki de en büyük yenilikleri arasında bu mod geliyor. Çok fazla spoiler vermemek adına hikayeden bahsetmek istemiyorum ancak deneyimlediğim kadarıyla oldukça eğlenceli ve bir o kadar da detaylı olan Yolculuk modundan eminim ki birçok FIFA sever keyif alacaktır.
Daha önceleri kendi oyuncumuzu yaratıp başladığımız ve kariyer moduna oldukça benzeyen Yolculuk modu, bu defa içinde RPG öğelerini de barındırıyor. Bize yöneltilen sorulara verebileceğimiz farklı tipte cevaplar çıkıyor. Bunlar; dengeli, hırçın ya da sakin olmak üzere üçe ayrılıyor. Ne kadar hırçın olursak, kazandığımız takipçi yani taraftar sayısı artıyor. Oyunda Twitter türevi bir bölüm bulunuyor ve takipçilerimizin sayısına buradan bakabiliyoruz.
Ne kadar sakin cevaplar verirsek de teknik direktörümüz ile aramız o kadar iyi oluyor. Ya da üçüncü seçenek olan dengeli şekilde bir cevap vererek iki tarafı da ne mutlu ne mutsuz edebiliyoruz. Teknik direktörle aramızı iyi tutmak da ilk 11’de yer bulma ihtimalimizi artırıyor. Tabii ki maçlardaki performansımız da ilk 11’e girmek için en önemli etken. Sonuçta istediğiniz kadar teknik direktörle iyi anlaşalım, iyi oynayamıyorsak yerimiz yedek kulübesi olacaktır. Kısacası Alex Hunter’ı yıldız yapmak ya da yerin dibine sokmak bizim elimizde…
Her sene olduğu gibi bu sene de animasyonlarda ve yapay zekada yenilikler yapılmış durumda. Bu sayede daha da akıcı görünen FIFA 17’ye bu yıl dört farklı futbolcu hayat vermiş. Bu isimler; fiziksel etkileşimlerde Eden Hazard, aktif zeka sisteminde Marco Reus, yeni atak tekniklerinde Anthony Martial ve duran toplarda ise James Rodriguez. Duran toplarda yapılan en büyük değişiklikse artık futbolcumuzun topa geliş şeklimizden, hangi noktaya atacağımıza kadar ayarlıyor oluşumuz. Açıkçası topu atacağımız yeri hedef belirleyerek seçmenin biraz “arcade” kaçmış olacağını düşünüyordum ki oynayınca öyle olmadığını görmüş oldum. Zira hedefin sürekli hareket halinde oluşu işi bir o kadar zorlaştırıyor.
Bir diğer yenilik ise fiziksel etkileşimlerde artık “geri itme teknolojisi” sayesinde artık her pozisyonda fiziksel eylem düğmesi kullanabiliyoruz. Bu sayede topsuz alanda ya da yeni bir pas alırken defansa karşı vücudumuzu kullanarak üstünlük sağlayabiliyoruz. Aktif zeka sisteminde yapılan yenilikler sayesindeyse futbolcular boş alanlara daha iyi kaçıyor ve feyk koşular gerçekleştirerek adam eksiltebiliyorlar. Açıkçası şu sıralar bu özelliği çok etkili kullanamasam da alışınca oldukça etkili ataklar geliştirilebileceğini düşünüyorum.
FIFA 17’nin eksilerine değinecek olursak; her sene olduğu gibi bu yıl da yine saç baş yolduran goller yenilebiliyor. Bir anda carpışan futbolcular, araya sıkışıp fırlayan toplar, bacakları ters dönen futbolcular… Her ne kadar çok deneyimlememiş de olsam, bir-iki defa başıma gelen olaylar bunlar…
İnceleme içinde görebileceğiniz videolardan da anlaşıldığı üzere FIFA 17, özellikle de Frostbite oyun motoru sayesinde artık çok daha gerçekçi ve detaylı bir oyun deneyimi sunuyor. Siz de benim gibi futbol oyunlarının hayranıysanız bu sene de FIFA’yı kaçırmamanızı tavsiye ediyorum.
Emre Öztınaz