Freedom Fall

    0
    12

    Marsh, bizim kızıl mı kızıl, sevimli mi sevimli gencimiz. Bu şapşal bir gün bir kulede zindana atılıyor ve prensesine ulaşmaya çalışıyor. Oyun başladıktan kısa bir süre sonra enteresan duvar yazılarıyla karşılaşıyoruz. Bunların hepsini prenses bırakmış. Marsh’ın ilerlediği her adımda bir duvar yazısı var ve bir yandan ipucu veren, bir yandan da inanılmaz komik bir dille ifade edilmiş senaryo akıp gidiyor. Öyle ki aşağıya doğru inen iki yol var ve birinde “Bu kolay!”, diğerinde “Bu zor olan!” yazıyor; sevimliliğe bak! Zor olanı geçtiğimizde daha fazla çivi, dübel ve benzeri malzeme topluyoruz.

    03Şimdiye kadar oyunun beni uyuz etmediğini anlaşmışsınızdır bence. Sinir eden kısma geldiğimde diyebileceğim tek bir şey var şu an: Touch key olayını keşfettiğimde oyundan gerçekten zevk almaya başladım. Yani şöyle diyeyim; oyuna başladığınızda ekran üzerinde sağ, sol, ileri, geri, aşağı ve yukarı yön olayları ekrana dokunarak sağlanıyordu ve ekranda tek bir parmağımla harita çizip Marsh’ı aşağı sürüklemekten bıkmıştım. Yön tuşlarını ekranda görmeden ilerlemek gerçekten büyük sıkıntı… Oyuna gerçekten devam etmek istiyordum çünkü sadece duvardaki yazıları okuyarak bile eğlenmeye başlamıştım. Devam edemeyeceğim o anda, seçenekler menüsünden touch key’i açabildiğimi fark ettim ve oyun bambaşka bir hal aldı.

    Deneyecekseniz ve benim gibi baştan isyan etmek istemiyorsanız bu seçeneği mutlaka açın. 2D platform oyunu olarak gerçekten başarılı, senaryosu ve grafikleri takdire şayan. Çok keyifli vakit geçirdim oynarken, platform severler mutlaka göz atsınlar.