Game Dev Tycoon

    0
    21

    Yıllardır ayıla bayıla oyun oynuyorsunuz bıkmadan, usanmadan; hatta bıraksalar kendi oyununuzu yapacaksınız ve içinizden bir ses dünyanın en iyi oyununun o oyun olacağını söyleyip duruyor. Bir oyun yapmanın ne demek olduğu konusunda en ufak bir fikriniz var mı acaba? PC’nin ilk filizlerini verdiği yıllardan bu yana oyun dünyasının nasıl bir süreçten geçtiğine yine oyun oynayarak tanık olmak ister miydiniz peki? Evet… Bu iki sorunun cevabı, kısmen de olsa Game Dev Tycoon’da yatıyor.
    Game Dev Tycoon, sizi PC devriminin ilk yıllarına götürüyor ve sonraki 35 yıla tanıklık etmenizi sağlıyor. Bu süreçte tüm oyun tarihini resmen bir özet olarak yaşıyor ve bizzat bir oyun firması olarak yer alıyorsunuz. Bir nevi zaman makinesindesiniz yani ve bu zaman makinesi, sizi o en sevdiğiniz boyutta tutuyor sadece.

    Oyunlarla ilk tanıştığım yıllardan beri benim de bir oyun yapma hayalim vardı tabii ki ama kendimi hiç bir şirket patronu olarak görmemiştim. O yüzden şirketime isim bulmakta pek zorlandım ama nihayetinde “Shelter Games” kuruldu. İlk oyunum “Untouchables”, bir aksiyon oyunu olarak otoritelerden ortalama puanlar aldı ve beni cesaretlendirdi. Şu sıralar dünyanın en iyi oyunlarından birini yapmış ve paranın gözüne vurmuş durumdayım. En ünlü otoriteler, 10 üzerinden 10 vermiş oyunuma. (Oyuna isim vermeyi unutmam ve piyasaya “Game #8” olarak çıkması da ayrı bir hikâye…) Ofisimi genişlettim çok şükür ve ilk elemanımı da kadroma dâhil ettim. Piyasaya Sega Game Gear yeni yeni çıkmış, ortalık kaynıyor, yepyeni oyunlar üretiliyor, önümde parlak bir gelecek var ve her şeyden önemlisi, sevdiğim işi yapıyorum!

    03Ben bir oyun yapımcısıyım!
    En ünlü şirketler gibi siz de kariyerinize küçük bir garajda, tek başınıza başlayacaksınız. İlk oyununuz için elinizde kısıtlı imkânlar olacak ama kim bilir, belki de bu imkânlarla harikalar yaratacaksınız. Basit bir mantığa dayanıyor oyunun temeli. Bir yandan elinizdeki teknolojiyi adım adım geliştirirken, diğer yandan bu teknolojileri kullanarak yeni oyunlar tasarlıyor ve piyasaya sürüyorsunuz. İlk aşamada oyununuzun ismi, türü, hangi platformda yer alacağı gibi temel özellikleri belirliyorsunuz ki bu aşamada doğru kombinasyonları bir araya getirmeniz çok önemli. Mesela bir “werewolf” temasını, “simulation” türüyle bir araya getirmek pek mantıklı sonuçlar doğurmayacaktır. İlerleyen üç aşamada oyununuzun hangi yönlerden baskın olacağını belirliyorsunuz ki bu aşamada o kadar güzel ve enteresan detaylar var ki…

    Design ve Technology puanları temel puanlarınız oyunun gelişim sürecinde ortaya çıkan bug’ları da son aşamada temizlemeniz lazım ki oyuncular tarafından kulağınız çınlatılmasın. Oyununuz bittiğinde ve piyasaya sürüldüğünde otoritelerden puanları topluyorsunuz ve satış rakamlarınız, dolayısıyla kazancınız bu puanlar doğrultusunda yükseliyor veya düşüyor. Yaptığınız oyunu analiz etmek, yeni oyun türleri ve teknolojiler geliştirmek, hatta kendi grafik motorunuzu icat etmek ve geliştirmek bile mümkün. Tabii ki tüm bunlar olup biterken bir yandan oyun dünyası gelişiyor. Yepyeni platformlar birer birer patlak veriyor ve bu hızla gelişen, üreyen piyasada tutunmaya çalışıyorsunuz. Oyunun beni en çok yakalayan yanı, zamanını sallayan o müthiş teknoloji devlerinin isimlerinin şifreli telaffuz edilmiş olması oldu. Bakın, şimdi size aklıma gelenleri sıralayayım ki bunların karşılıklarını çıkarmanız hiç de zor olmayacak, emin olun. PC’yi hepiniz tanıyorsunuz zaten ama Govodore G64 nedir abi? Peki ya Ninvento ve Dinkey King?

    Bir süre sonra sürekli yeni oyun yapma zorunluluğu az da olsa sıktı beni ama çok eğlendiğimi söyleyebilirim. Harika bir simülasyon duruyor karşınızda ve kendisi bir bağımsız oyun olduğu için cüzi bir miktar çıkacak cebinizden. Hem oyun dünyasının geçtiği süreçleri de bizzat yaşamak istersiniz, değil mi?

    Ertekin Bayındır