Guardians of Middle-earth

    0
    7

    Yüzüklerin Efendisi, filminin üretildiği günden bu yana oyun dünyasının en gözde isimlerinden bir tanesi oldu. Neredeyse her türde oyunu yapılmış olan seri, bu sefer de karşımıza MOBA olarak çıktı. Peki, şaşırdık mı? Hayır!

    08

    Guardians of Middle-earth (GoME) bundan bir yıl kadar önce, PlayStation 3 ve Xbox 360 için üretilmişti ve o zamana kadar PC platformunda gelişen MOBA temasını harika bir şekilde konsola yansıtmayı başarmıştı. Şimdiyse oyun PC platformunda ve Steam üzerinden rahatlıkla ulaşabildiğimiz yapım, bildiğiniz “koridor” oyunlarından çok da farklı değil aslında. Bir karakter seçip karşı taraftan gelen düşman birimleriyle yüzleşiyor, belirli aralıklarla spawn olan creep’lerle koşturuyor ve düşman üssünü yok etmeye çalışıyoruz. Karakterler 14 seviyeye sahip. Düşman öldürdükçe aldığımız seviyeler sayesinde kullanılabilir dört yeteneğimizi, üçer geliştirme yaparak geliştirebiliyoruz. Oyun içerisinde üç farklı mod bulunuyor. Klasikleşmiş MOBA yapısı, GoME ile korunmuş ve 5v5 maçlar yapmamız mümkün kılınmış. Bir diğer mod esnasında, bu maçları direkt olarak yapay zekâya karşı oynayabiliyor olmamız da cabası. Alıştığımız üç ana koridor seçeneğini, dilersek tek koridora indirip çok daha farklı bir oyun deneyimi yaşayabiliyoruz ki ilk başta alışması çok ama çok zor bir mod. MOBA olur da kule olmaz mı? Tabii ki olur. Tıpkı League of Legends’dakine benzeyen kule dağılımları bu oyunda da mevcut; sadece çok daha hızlı yok oluyorlar, o kadar. Ama durun, onları farklı seviyelerde, farklı şekillerde geliştirebiliyoruz. Altı seviye olan bir karakter yanına geldiği kuleyi Healing Tower’a, dokuzuncu seviye bir karakter Quickfire Tower’a ve 12. seviye olan karakter Siege Stone Tower ya da Splitshot Tower’a yükseltebiliyor. Benim gördüğüm ve en sık kullanılan modelse Siege Stone. Nispeten hızlı değiştirilebilen kulelerden, oyunun gidişatına göre farklı şekillerde yararlanabiliyor olmak ilginç bir detay olmuş.

    GoME içerisinde bu zaman kadar çıkan filmlerden aşina olduğumuz birçok karakter bulunmakta ama ne yazık ki onlara ulaşmak için ya bolca oyuna kitlenmemiz ya da parayı basıp farklı DLC’leri satın almamız gerekiyor. DLC’ler The Warrior Bundle, Company of Dwaraves Bundle, Striker Bundle gibi yedi farklı modele sahip. Her birisi de alakalı ırkların karakterlerini oynanabilir hale getiriyor. “Smaug’s Treasure” isimli cismi satın alanlarsa bolca paraya ve en üst seviyede yetenek puanı kazanma bonusuna sahip oluyorlar. Pek tabii ki MOBA’larda oyun içerisinde üretilen eşyalar için de altın harcamamız gerekmekte. Karakterlerin üzerlerinde bulunan Belt, Potion ve Command kısımlarının her birisini bolca altın harcayarak doldurabiliyoruz. Satın aldığımız relic ve gem’ler de oyunun dinamiklerine büyük oranda etki etmekte. Command’larsa 160 saniye gibi uzun sürede bir defa kullanılabilen, dört yeteneğimizden bağımsız özellikler olarak belirlenmiş.

    MOBA sevenlerdenseniz, bu oyunu deneyim edin derim ama işin içerisinde çok fazla altın söz konusu olduğu için ve oyun yapısı bir anda düşmanın üzerine çullanma temalı olduğundan alışmanız birazcık vakit alabilir. Yüzüklerin Efendisi hayranıysanız, e zaten oynuyorsunuzdur.