İnceleme: Albert & Otto

    0
    17

    Tim Burton filmlerini hatırlatan karanlık atmosferiyle, 2D platform oyunlarını sevenleri bir hayli memnun eden Albert & Otto ilk olarak 2015’te “The Adventure Begins” bölümüyle PC’de karşımıza çıktı. Biz de Ocak 2018 itibarıyla diğer platformlara da gelen oyunu daha fazla görmezden gelemedik ve mercek altına aldık.

    Limbo’yu sevenler bunu da sevdi başlığı altında değerlendirebileceğim Albert & Otto, İkinci Dünya Savaşı’nın elinin kulağında olduğu 1939 yılında geçiyor. Bunu oyun içerisinde arka planda yer alan gaz maskesi takılmış çocuklar ya da o dönemi hatırlatan ipuçlarından da anlayabilirsiniz. Albert’in bu tehlikeli maceraya atılmasının sebebi, kız kardeşi tavşan kulaklı Anna’nın gölgeler tarafından kaçırılmış olması. Oyunun açılış sahnesinde tanık olduğumuz bu kayboluş anından sonra Albert, elinde silahıyla gökten iniyor ve macera başlıyor.

    Oyuna ilk başladığınızda Albert’i görüp “ee Otto kim, hani nerede, bize Albert & Otto denilmişti ama” diyebilirsiniz, demeyin, kısa bir zaman sonra tavşan Otto, Albert’e katılacak.

    Klasik hoplama, zıplama aksiyonlarını yerine getirerek ilerlerken fotoğraf parçaları ve posta kutularından mektuplar toplamanız gerekiyor. Oyun içerisinde Albert’i yakasından tuttuğu gibi alıp götüren kargalardan korunmak için çok da işlevi olmayan, kullanımı da hayli tuhaf bir silahımız var. Silahın bir kullanım alanı daha var ama o ipucu vermeye girdiği için bu konuyu burada kapatıyorum.

    İlk anda bulmacaların kolay göründüğüne bakmayın, biraz ilerledikten sonra kafayı çalıştırmanız gerekiyor. Otto da bize katıldıktan sonra artık Albert daha yukarılara zıplayabiliyor ama bu zıplama işinde ben biraz sorun yaşadım çünkü havadaki ikinci zıplama anını çok iyi ayarlamanız gerekiyor. Bir kere alıştıktan sonra kolay ama bu kadar bıçak sırtı zamanlama gerektiren bir mekaniğe gerek var mıydı bilmiyorum.

    Otto’nun görevi sadece zıplatmak değil, farklı yerlerde de çok yardımı oluyor. Oyunların olmazsa olmazı bossları da silahla değil, aklınızla ve hareket kabiliyetinizle alt etmeniz gerekiyor. Oyundaki bulmacaların ve bossların zorluk derecesi için tam kıvamında diyebilirim ama biraz ilerledikten sonra işler farklı bir hal alıyor.

    Albert’in elektrikle cisimleri hareket ettirme, çalışmayan makineleri çalıştırma gibi yetenekleri arttıkça karşımıza çıkan zorlukların dereceleri de biraz artıyor ve bu tarz oyunlarda çok başarılı değilseniz baştan söyleyeyim, çileden çıkartan anlar yaşanabiliyor. İtiraf ediyorum “off yeter ama” diyerek oyundan çıktığım zamanlar oldu.

    Bu da aslında iyi bir şey, hem siz istemiyor musunuz oyun oynarken biraz zorlanmak, uğraşmak, alın size zorlanma. Beni sevgiyle anacağınız yeri de söyleyeyim; ejderha, ateş ve koyunu ekranda gördüğünüzde “hah demişti” dersiniz.

    Kafa çalıştıran bulmacalar, tadında aksiyon ve karanlık atmosferle donanmış Albert & Otto’yu, 2D platform tutkunlarının seveceğine inanıyorum. Daha önce PC’de oynamamışsanız eğer, tüm platformlara geldiğinin müjdesini verebilirim. Eminim size uyan bir tanesi vardır.

    Nevra İlhan
    https://twitter.com/nevrailhan