İnceleme: Beat The Game

    0
    20

    Klasik macera oyunlarından sıkıldınız mı? Peki sizlere bir yandan macera oynarken diğer yandan yaratıcılığınızı konuşturabileceğinizi söylesem? Evet, evet… 3D çizim sanatçısı Cemre Özkurt’ un sihirli ellerinden çıkan Beat The Game adlı oyundan bahsediyorum.

    Oyunda yönettiğiniz karakterin adı Mıstık. Mıstık, motoruyla bir kaza yapıyor ve kendini bir anda sürreal, paralel bir evrende buluveriyor. Bu masalsı ve absürt evrende dolaşmaya başlayan kahramanımız, boynundaki kayıt cihazıyla keşfedilmemiş sesler arıyor.

    Oyunun amacı oldukça basit. Haritada bulunan nesnelerden ve varlıklardan ses örnekleri toplayacak, holografik ses mikseriyle yaratıcı müziğinizi yaratacak ve sonrasında canlı bir konser vereceksiniz.

    Seslerin Uyumu
    Oyunun ilk aşamasının ses örnekleri bulmak ağırlıklı olduğundan bahsetmiştim. Bu noktada bilmeniz gereken birkaç önemli detay var.

    Bunlardan biri, oyunda bulmanız gereken 24 adet ritim olduğu. Bu ritimlerin hemen hepsi de elektronik müziğe ait. Bir diğer önemli detay ise oyunda gece gündüz döngüsünün bulunuyor olması. Gece gündüz döngüsünü iki şekilde değiştirebiliyorsunuz. Birincisi karakterinizin yerden topladığınız yabancı madde yüzünden uyuyakalması, diğeri ise haritada bulunan buzdolabı figürünü açıp kapatmanızla gerçekleşiyor.

    Bu döngü sayesinde; bazı ritimleri sadece gündüz bulabiliyorken, bazı ritimleri de sadece gece buluyorsunuz. Uzaktaki sesleri bulan “Ses Tarayıcısı” ve gizli objeleri bulmanızı sağlayan uzaktan kumandalı “Roboball” ritimleri ararken size yardımcı olan ögeler olarak karşınıza çıkıyor.

    Bulduğunuz 24 adet ritmi, holografik ses mikserinde farklı şekillerde birleştirebiliyorsunuz. Oyunda bulduğunuz ritimleri doğru şekilde birleştirmeniz oldukça önemli. Ritimleri doğru birleştirdiğiniz takdirde oyundaki yaratıklara kendinizi sevdirebilirsiniz. Seslerden ve ritimlerden bahsetmişken belirteyim, oyunun müziklerini underground techno ustası March Houle yapmış bulunuyor.

    Şov Zamanı
    Bütün sesleri topladıktan sonra sıra geldi canlı konserinizi vermeye. 8 kanallı ses mikseriyle ses örneklerini doğru sıra ile çalmanız gerekiyor. Konserinizi sadece gece verebildiğinizi de bilmelisiniz. Dinleyicileriniz ancak gece ortaya çıkıyorlar. Bu şekilde oyunu tamamlıyorsunuz.

    Cemre Özkurt oyunu oynamak isteyenlere şöyle bir tavsiye veriyor: “Işıkları kısın, müziğin sesini açın, oyunu başlatın. Zamanla zihninizin derinliklerinde yavaş yavaş yürüdüğünüzü fark ediceksiniz. Sesleri bulup müzik yapmaya başladığınızda beyninizdeki radyo bizimle aynı frekansa geçicek.”

    Son Sözler
    Oyunun grafikleri ve karakter çizimleri tek kelime ile harika. Müzikler de bir o kadar başarılı. Hal böyle olunca oynarken “keşke oyunun sağlam bir de hikayesi olsaymış” demekten kendimi alamadım.

    Oyun, hikaye eksikliğine rağmen müzikleri ve çizimleriyle sizi kendisine bağlıyor. “Amacımız hiçbir şeyi öldürmeden de eğlenceli oyunlar yapılabileceğini kanıtlamak.” diyen Worm Animation, bu iddiasını oldukça başarılı bir şekilde yerine getirmiş. Macera ve müzik yapımını birleştiren ilk ve tek oyun olan Beat The Game’ i mutlaka oynamalısınız.

    Nesrin Karataştan