İnceleme: FIFA 18

    1
    20

    Neredeyse 8 yıldır ayağıma top değmiyor. Eskiden iyi bir oyuncu olduğumu biliyordum. Bunu arkadaşlarım da söylerdi. Üst üste gelen şampiyonluklar, dünya turları derken yavaşça futboldan uzaklaşmıştım. Geri dönmem gerekiyordu. Her arkadaş toplantısında FIFA turnuvalarının en başarısız takımı oluyordum. FIFA 18 yeni bir başlangıç oldu.

    Yıllar geçtikçe insanın oyun zevki de değişmeye başlıyor. Her telden çalayım derken, bazı oyun türlerini geride bırakıyorsun. Spor oyunları, zamanında oyun dünyamın büyük bir kısmını doldururken, spor müsabakalarına olan ilgimin azalmasıyla birlikte bu dünyadan da çıkmak durumunda kalmıştım. En son üzerinde saatler geçirdiğim spor oyunu FIFA 10 olmalı.

    FIFA 18 ile yeniden bu mecraya giriş yapmam gerektiğini anlamam biraz geç oldu. Geçen sene gerek oyun mekanikleri, gerek Journey modu ile her kitleden oyuncuyu kendine bağlayan FIFA 17, bu sene üzerine daha fazlasının koyarak geri dönmüş. Tamam, şimdi en son oynadığım FIFA, 8 sene öncesinin oyunu olabilir ama ara yıllar boyunca sürekli olarak konsol partilerinde deneyimlediğim bir oyun oldu. Bu seneki FIFA 18’i enine boyuna inceleyebileceğimi düşünüyorum.

    Bir Avcının Hikayesi: Alex Hunter
    Journey modunun merkezinde yer alan Alex Hunter, bu yıl da FIFA’nın içerisindeki en önemli kısım. Geçen senekine göre daha uzun bir hikaye sunan Journey’de, Hunter’ın şöhretinin İngiltere’nin dışına taştığını görüyoruz.

    Futbol, ikiyüzlü bir oyun derler. Belki de top yuvarlak olduğu için öyledir, bilemiyorum. Hunter’ın bu karmaşık döneminde verdiğimiz kararların yine ne denli önemli olduğunu göreceksiniz. Journey, tam 5 bölümden oluşuyor. Her bir bölümde Hunter’ın iç dünyasına ve o ihtişamlı futbol dünyasına daha yakından bakıyoruz. EA, FIFA 17 ile başlattığı Journey modunun ne kadar sevildiğinin farkında. Ellerindeki materyali tek bir oyunda sıkıp harcamak istemiyorlar haliyle. Az ama öz bir hikaye ile Hunter’ın macerasında nefes nefese kalacağınızın garantisini veriyorum.

    Tepeye Tırmanmak
    Sevgili Alex’in hikayesini tamamladıktan sonra soluğu bu sefer FUT (Ultimate Team) kariyerinde aldım. Kendi içerisinde birden çok moda ayrılan FUT, EA firmasının altın yumurtlayan tavuğu haline geldi. Serinin oynanabilirllik süresini arttıran FUT da yine dünyanın dört bir yanından en doğru futbolcuları bulup mükemmel takımı kurmaya çalışıyoruz.

    Burada önemli olan en iyi oyuncuları almak değil. Aralarında en iyi kimyayı oluşturan ve birbirlerinin eksiklerini kapatacak oyuncuları bulmak. Bir takımı yıldızlar kadrosu haline getirebilirsiniz ama takımının potansiyelinin farkında olan bir başka oyuncu, sizi pekala üzebilir.

    FUT, yine bu yıl oyuncuların en çok vakitlerini harcayacakları mod. Zaten yıllarca sokaklarda futbolcu kartları toplayan bir nesil olduğumuz için FUT’un mantığı neredeyse tüm Türk oyuncularının ilgisini en üst düzeyde çekmeyi başarıyor.

    Bu modun en dikkat çekici kısmı ise, ünlü oyuncuların birden fazla kartının olması. Yıllara göre olan tecrübelerine göre, örneğin Ronaldinho’nun oyuncu kartında değişiklik olabiliyor. Ayrıca yılların eskittiği ama efsanelerin eskitemediği futbolcuları görmek de bir hayli hoş.

    EA, Topu 90’a Çakıyor!
    Frostbite grafik motoru ile oyunun gerçekçilik sınırlarını zorlayan EA, oyuncuların yüz mimikleri konusunda da baya ilerleme kaydetmiş. Futbolcuların üzerine yapışan formalara bakarak bile boşa vakit harcayabilirsiniz.

    EA, bu yıl oyunun vitesini bir miktar artırmış olacak ki artık kendimi bir simülasyon oynuyormuşum gibi hissetmiyorum. Her pas, vuruş şekli, teknik koşular ve ataklar için onlarca tuş kombinasyonu atayan EA, oyunun hızını artırıp işin mekanik kısımlarını basitleştirmeyi başarmış. Oyun halen gerçekçi futbol atmosferini başarıyla yansıtmayı da ihmal etmiyor.

    Maçlara başlamadan önce stadyumdan verilen görüntüler, oyuncuların sahaya çıkışı, birbirlerini selamlamaları, oyuncu dizilişleri ve spikerlerin yorumları derken kendinizi gerçek bir maç izliyormuş gibi hissediyorsunuz.

    Bir başka önemli özellik ise paslarda ve defansif kısımda yapılan değişiklikler. Önceki yıllarda oyunu sıkı bir biçimde takip eden arkadaşlarımdan da duyduğum kadarıyla, EA şut konusunda ilerleme kaydetmiş olsa da gerçekçi pas atmalarda sınıfta kalıyordu. FIFA 18 ile bu problemi aşmışlar.

    Daha öncesinde paslar sanki bir manyetik alan tarafından oyunculara gönderilip mıknatısla ayağına yapıştırılıyormuş gibi hissediyorduk. Şimdi ise olay tamamen pası atan ve alan oyununun güç değerleriyle alakalı. Eğer benzersiz bir ara pası atmak istiyorsanız bunu gerçekten yapabilecek oyunlarla yaptığınızda, aldığınız gerçekçilik tadı inanılmaz oluyor. Fakat düşük güç değerli oyuncular ile bu tarz paslar atmayı pek hayal etmeyin. Kısa paslar yine sizin en büyük kurtarıcınız olacak.

    Daha önce de bahsettiğim üzere defansif kısımda yapılan düzenlemeler ile bilgisayara karşı yaptığınız mücadelelerde gözle görülür bir değişiklik var. Zorluk seviyesi arttıkça, karşı takımın defansı ne top ne de adam geçiriyor. Resmen Soğuk Savaş Dönemi’nden kalma uzun ve kalın bir duvar çekiyorlar. Bunun en büyük faydası, online karşılaşmalardaki her türlü zorluğa karşı bir nevi antrenman yapmış oluyorsunuz.

    Düdük Çalar ve Maç Biter
    Yapay zeka bir hayli gelişmiş, grafikler şaha kalkmış ve Journey ile bambaşka bir dünyaya geçmiş olsak da FIFA’nın yine sorunları yok değil. Ufak tefek buglar, saç baş yoldurtan yanlış zamanlama pasları halen tam anlamıyla çözebilmiş değil. Özellikle beden çarpışmaları (Body Collision) halen saçmalayabiliyor. Oyuncularınızı olur olmadık yerlere savrulurken buluyorsunuz.

    Göze batan sorunlar olmadığı için FIFA 18 ile çok uzun bir süre meşgul olabilirsiniz. Journey ile zaten yeteri kadar uzun bir hikaye modu var. FUT ile hayallerinizdeki takımı yaratabilirsiniz. Kaldı ki FUT’un kendi içerisinde birden çok farklı oyun modunu da bulabiliyorsunuz. Bir tek Kariyer Modu’nda hiçbir değişiklik ile karşılaşmadım. Belki de geçen yıl bu alanda bir sorun yaşamadıkları için yenilik getirmeyi düşünmediler.

    FIFA 18, fiyatı biraz uçuk kaçık kalıyor ama aylarca sürecek oynama süresiyle sizi yeşil sahalara geri döndürebilir. Benim gibi yıllardır futbolla alakası olmayan birini bile yeniden göreve çağırdıysa, gerisini siz düşünün.

    Özay Şen