İnceleme: Kenshi

    4
    48

    Daha önce Kenshi için ilk bakışımı yazdığımda, oyunun umut vadetse de biraz sorunlu olduğundan bahsetmiştim.

    Erken erişim aşamasındaki hali o zaman için beni pek tatmin etmemiş ama yine de tam sürümünün potansiyeli sebebiyle meraka gark etmişti. Peki beni meraka iten neydi? Öncelikle, daha önce duymayanlar için hemen belirteyim. Kenshi, bağımsız bir firma olan Lo-Fi Games’in yaptığı, oldukça özgürlükçü oyun yapısına sahip bir RPG oyunu. İşte beni oyuna çeken de bu özgürlük hissi oldu.

    Erken erişimde sahip olduğu çok sayıda teknik sorunu son sürümüyle beraber ardında bırakan yapımın neler sunduğuna gelelim isterseniz.

    Kenshi’de dört temel ırktan birini seçip oyuna başlıyorsunuz. Bunlar Human, Skeleton, Hive ve Shek. Ancak bazı ırklar kendi alt ırklarına sahip. Mesela Human bildiğimiz insan formundayken beyaz tenli Greenlader ve siyah tenli Scorchlander’lar olmak üzere ikiye ayrılıyor. Ya da Hive ırkı, Hive Prince, Hive Worker Drone ya da Hive Soldier Drone olmak üzere üçe ayrılıyor. Shek ve Skeleton ırkları ise herhangi bir alt ırka sahip değil. Her bir ırk ve alt ırkın belirli konularda uzmanlaşmış olması da dikkat çekici.

    Kenshi oyuna başlangıç aşamasında size çok fazla opsiyon sunuyor. Kendi halinde bir gezgin olarak da oyuna başlayabiliyorsunuz, yamyamların arasında kalan bir kurban olarak da. Bir köle de olabiliyorsunuz, tacir de, bir yüzbaşının çocuğu da. Başlangıç aşamasında size çok fazla senaryo sunuyor Kenshi ve bu senaryoları zamanla kendiniz nasıl isterseniz öyle geliştiriyorsunuz. Oyun içinde yalnız başınıza yolculuk yapabileceğiniz gibi, arkadaşlıklar da edinebiliyorsunuz. İsterseniz arkadaş gurubunuzu geliştirebilir ve bir çete kurabilirsiniz bile. Şehir kurmanız dahi mümkün. Maceranız sırasında NPC’ler ile ilişkileriniz de bireysel yeteneğinize bağlı elbette. Kimi şehirlerde hoş arkadaşlıklar kurabilir kimi şehirlerde ise hoş karşılanmayabilir ve hatta direk ırkçı tutumlarla saldırıya uğrayabilirsiniz. Bunun yanında çorak arazide gezerken çetelerle ya da yamyamlarla yüzleşmek çok hoş sonuçlar doğurmayabiliyor.

    Kenshi bir RPG oyunu olmasının yanında bazı survival ögeler de içeriyor. Crafting sistemi daha çok survival oyunlarda gördüğümüz cinsten olduğu gibi, karakterimizi zamanında doyurmamız son derece önemli. Bunun yanında sadece temel sağlığınız için değil, vücudunuzun her bölümü için ayrı sağlık değerleriniz bulunuyor. Savaşlarda ya da farklı şekillerde aldığınız her bir yarayı ayrı ayrı tedavi etmeniz gerekiyor.

    Kenshi oynanış özgürlüğü ile beni kendine bağlasa da oyundaki eğlenceyi baltalayan etmenler de yok değil. Bir kere grafikler çağın oldukça gerisinde. Ben çok fazla bu konuyu dert etmesem bile günümüzde bunu sorun edecek çok fazla oyuncu var. Bunun yanında oyunun kontrollerinin de çok kolay olmadığını, özellikle kamera kontrolüne alışmanızın zaman alacağını belirtmek istiyorum. Oyundaki buglar azalmış olsa da hala karşımıza çıkan hatalar oldukça sinir bozucu olabiliyorlar. Tüm bunların yanında ne yazık ki böylesine güzel oyundaki başarısız optimizasyon, canavar sistemlerde bile bu kadar eski görsellere sahip bir oyun için korkunç performanslar anlamına geliyor.

    Kenshi özgürlükçü oynanış yapısı, karakter gelişimi ve ilgi çekici atmosferi sayesinde kendisini oynatsa da teknik sorunlar, başarısız optimizasyon gibi durumlar oyundan soğumanıza neden olmuyor değil. Yine de bu sorunların zaman geçtikçe geride kalacağını düşünüyorum.

    Enes Özdemir