İnceleme: Press X to Not Die

    0
    14

    FMV, yani Full Motion Video türündeki macera oyunlarına olan sempatimden daha önceki The Bunker ve Late Shift yazılarımda bahsetmiştim. Bu yüzden yine şöyledir – böyledir uzunca değinmeyeceğim:) Press x to Not Die diye hem ismi hem cismi garip bir “etkileşimli film” karşıma çıkınca elbette boş durmadım. Fakat gelin görün ki bu sefer pek aradığımı bulduğumu söyleyemem. Şöyle ki, sadece bir göz atmak için kurduğum oyunun tam olarak 31 dakika sonra bitiş yazılarına bakıyordum. Evet, sadece 31 dakika sonra…

    Her şey karakterimizin paldır küldür arkadaşı Matt tarafından uyandırılması ile başlıyor. Dediğine göre herkes M. Night Shyamalan’nın “o uyduruk” filmindeki gibi birbirini öldürmeye başlamıştır. Neler olup bittiğini anlayamayan uyku sersemi karakterimize Matt bir uyarı daha yapar: Ölmemek için x’e bas! Derken arkadan yeşil saçlı bir kız gelir ve harbiden X’e basarak adeta ölümden kurtuluruz. Ama Matt x’e basmaz ve yeşil saçlı kız boğazını onun boğazını keserek geldiği gibi gider. Kafalar iyice karışır ve karakterimiz önce kediciğini sever ve kız arkadaşı Christina’yı arayarak olan biteni anlatır. Konuşmanın ortasında hat kesilir ve Christina’nın yanına gitmeyi kendimize görev ediniriz.

    Press X to Not Die’daki amaç ne The Bunker’daki gibi bulmaca çözmek, ne de Late Shift’deki gibi bir filme yön vermek. Amaç, kısa bir hikayeyi izlemek ve izlerken ölmemek/ölüm yolundan ilerlememek için X başta olmak üzere reflekslerimizi çalıştırarak çeşitli tuşlara basmak. X olmadı, Q olur, E var, R, Q+R gibi tatlı kombinasyonlar mevcut. Telltale Games’in oyunlarında var ya hani ekranda belirdiği zaman hızlıca tuşlara basıyoruz. Heh, işte aynı hikaye. Tuşlara basıp ölmemeye çalışıyoruz ama işin esprisinin aslında ölmek olduğunu çok geçmeden fark ediyoruz. Ayrıca oyunu bitirdikten sonra nasıl öldüğümüzün ve nasıl ölebileceğimizin alternatifleri bizlere sunuluyor. Ben iki kere “hayalarıma” darbe yiyerek ölmüştüm ve iki farklı şekilde daha hassas bölgeme darbe yiyerek ölebiliyormuşum. Oyunu yarım saat gibi bir sürede bitirebilmek mümkün ama bitirmekten ziyade amaç bir “challenge”. Kolaydan – delice zora giden zorluk seviyesinde ölmemeye çalışarak puanınızı topluyor ve dilerseniz bu puanı liderlik sıralamasına ekleyebiliyorsunuz. Bu arada, bazen oyun size “fake” atıyor haberiniz olsun. Christina’yı duş alırken gözetlemek için X’e basarsanız değişik bir sürpriz ile karşılaşabilirsiniz:)

    Neden herkesin birbirine saldırdığı ne olup bittiği ilerleyen kısımlarda açıklanıyor ama ben spoiler olmasın diye buna değinmeyeceğim. Hikaye basit ama güzel nitekim içerik biraz çalkantılı. İçerik derken de görüntülerden bahsediyorum. Oyunculuk amatörce ve çeşitli hatalarla dolu. Daha oyunun başında Matt ölürken darbeyi bize göre sağ boynundan yiyor ama soldan kan akarak yere devriliyor. Veya dövüşler çok yapmacık. Tamam, bir Ip Man elbette beklemiyorum ama bu kadar da belli olmaz ki. Yumruklar temas etmiyor, bebek tekmesi gibi tekmeler adam uçuruyor falan komik görünüyor. Özellikle Christina adlı karakteri oynayan Tracy Hallam adındaki aktris berbat bir oyunculuk sergiliyor. Karakterimizin koştuğu veya hızlıca sağ – sola baktığı sahnelerde birinci şahıs bakış açısını yansıtacağım diye de kamera acayip sallanıyor. Öyle ki, bazen neyin ne olduğu belli olmuyor. Makyaja ve giyim – kuama sözüm yok. Kan efektleri, nesnelerin kullanımı falan oldukça güzel.

    Press X to Not Die’ın en eğlenceli yönü diyalogları. Karakterler bu konuşmaları yansıtamıyor ama yine de okurken tebessüm ediyorsunuz. Örneğin herkes insanların delirişini M. Night Shyamalan’nın kötü filmine benzetmesi ince bir espri. Bu arada, diyaloglar oyunun gidişatını etkilemiyor. Sadece yaptığınız hamleler bazı yerlerde değişiyor ve ona göre ölüyor veya ölmüyorsunuz. Oyunun süresinden zaten bahsettim. Şaka gibi gelse de benim içerisinde yedi bölümü barındıran oyunu bitirmem tam 31 dakika sürdü. Oyunun amacı sizi bir daha ama farklı kombinasyonlar deneyerek oynatmak ama nereye kadar? İşin özünü ve sonunu bildikten sonra yeniden oynamak da bir yere kadar olur.

    Yapımın sunduğu farklı bir özellik barındırdığı 1994 modu. Oyunun grafiklerini 1994 modu ile tahmin edebileceğiniz üzere 1994 yılına göre değiştiriyoruz ve ortam piksel piksel nostaljikleşiyor. Bunu yaparkenki amaç FMV’nin altın yıllarını anmakmış. Bu modda oynanır mı? Bu saatten sonra mı? Hayır.

    Press X to Not Die, Steam’de 6,00 TL gibi oldukça ucuz bir fiyata alabilmeniz mümkün. Zaten fiyatı ve içeriği paralel. Bu oyunla ne yapabilirsiniz? Benim gibi yarım saat oynayıp bitirdikten sonra biraz daha takılabilir, ölmediğiniz şekillerde ölmeye çalışabilir, en zor seviyede cinnet geçirmemeye çalışabilir ve son olarak da oyuna sağ tıklayarak kaldır diyebilirsiniz:) Son olarak, yapım Press X to Not Die 2: Dream Warriros ile geri dönecek.

    Rafet Kaan Moral