İnceleme: Redeemer

    0
    23

    Vahşeti seviyoruz değil mi?

    Bunu böyle direkt söyleyince biraz tuhaf oluyor ama öyle, seviyoruz. Oyun oynayan kesim olarak seviyoruz daha doğrusu. Bir oyun ne kadar sert olursa o kadar ilgi çekici oluyor. O sertliğin içerisine de şöyle en klişesinden bir hikaye koyarsanız, tadından yenmiyor. Redeemer, böyle bir oyun kısa anlatımıyla. Bolca vahşet, bolca intikam, bolca “yeminimi bozdum” hikayesi içeren küçük bir yapım.

    Redeemer hakkında dikkatime takılan ilk yorum “God of War ve Hotline Miami birleşirse…” oldu. Şöyle bir bakınca anlaşılıyor ki oyunun temel mekanikleri Hotline Miami’den alınmış, vahşi tarafı da God of War’dan esinlenmiş. Aslında God of War adının geçmesinin sebebi, karakterimiz Vasily’nin Kratos’a bir hayli benzemesi.

    Vakti zamanında dünyanın en büyük sibernetik silah üreticilerinden biri için çalışan Vasily, bu şirket uğruna insanlık dışı bir geçmişe sahip olmuş. Bir helikopter kazası sonucunda kendini, dünyadan arınmış bir manastırda bulmuş ve burada 20 yıl boyunca kirlenmiş ruhunu temizlemek için uğraşmış. Ama geçmişi onu tekrar yakalayınca…

    Zaman zaman açısı değişen izometrik kamera ile oynadığımız bir oyun Redeemer. İçerisinde bolca aksiyon ve vahşet var. Hotline Miami’ye benzer tarafı da biraz bu zaten. Karakterimizi bir parkurun başından sonuna kadar öldürmeden götürmeniz lazım.

    Hotline Miami kadar sert bir zorluk yok işin içinde ama o parkurun herhangi bir yerinde ölürseniz, olay o parkurun başına sarıyor. Enerji barınız dayak yedikçe boşalıyor ama öldürdükçe de çoğalıyor. Bu çerçevede hayatta kalabilmek için, Vasily’nin yeteneklerini iyi kullanmanız lazım.

    Hakikaten Kratos’u çok fazla andıran Vasily, dövüş ve silah kullanma konusunda uzman biri. Yumruklarını ve tekmelerini etkin bir şekilde kullanabiliyor. Bunu yaparken rakiplerine hiçbir şekilde acımıyor. Özellikle bitirici hareketlerini yaparken resmen kan gövdeyi götürüyor. Karşısına çıkan ateşli silahları, kılıçları, sopaları ve hatta etraftaki nesneleri de kullanabiliyor. Düşmanlarının bazıları çok güçlü, bazıları da kum torbası gibi, sadece dayak yemek için ortaya çıkan cinsten. Bu şekilde devam eden macera, sivri uçlu kazık misali giderek zorlaşıyor.

    Oldukça klişe bir oyun Redeemer ama görsel ve fiziksel yanı biraz daha kuvvetli olsaymış, az biraz da hikayesine ve atmosfer detaylarına özen gösterilseymiş, adından çok bahsettirebilirmiş. Şu haliyle uzun soluklu bir macera olacakmış gibi görünmüyor ama yine de enteresan bir yapım. İsterseniz bir deneyin.

    Ertekin Bayındır