İnceleme: White Day – A Labyrinth Named School

    0
    23

    Korku sinemasında Güney Kore’nin ne kadar başarılı olduğunu biliyor musunuz?

    Aslında sadece Korku değil, Güney Kore sineması Hollywood ile kıyasıya yarışabilecek tek sinemadır, bence. Korku sinemasında ise G.Kore’nin kendi kültürel mitleri ile harmanlanmış şahane senaryoları her zaman beni büyük ölçüde etkilemiştir. Kendi kültürlerinden olmayan ögeleri bile ustaca kullanmayı başaran bir millettir G.Koreliler. BKZ; Train To Busan. Hem Batıya ait olan zombi ögesini almışlar, hem de buna dram, aile, sevgi, korku, gerilim aklınıza ne gelirse eklemişler ve ortaya bambaşka, efsane bir zombi filmi çıkarmışlar. Durum böyle olunca G. Kore yapımı bir korku oyunu gelince hayli heyecanlandım.

    Karakterimiz özellikle anime serilerinin vazgeçilmez klişesi “yeni nakil öğrenci” olan Hee-Min Lee. Yeondou Lisesi’ne nakil olan Hee-Min, her liseli erkek hikayesindeki gibi okulun en popüler kızına (So-Young Han’a) aşıktır. Yanlışlıkla günlüğünü okulun bahçesinde unutan So-Young’un bu eylemini fark eden Hee-Min fırsattan istifade etmek ister. (Bir insan neden günlüğünü yanında taşır, -üstüne bir de okulda- anlamış değilim zaten!) Günlüğü alır ve yaptırdığı kalpli çikolata aranjmanı ile So-Young’un kalbini fethetmek için gece okula geri döner. Amacı günlüğü ve çikolatayı So-Young’un sırasına koymak olsa da Yeondou Lisesi’nin Hee-Min için planladıkları biraz farklıdır.

    Whiteday_20170309102010

    Okul zaten okul olmadan, savaşta hastane olarak kullanımı ile meşhurdur; yaşanıldığı söylenen cinayetler, hayaletlerin gezindiği gibi söylentiler öğrencilerin arasında popülerdir. Hee-Min de gece okula adımını attığında kepenkler üzerine kapanır ve içeride birkaç öğrenci ile beraber kilitli kalır. Sadece kilitli kalsa iyi, adeta kafayı yemiş bir hademe ve gizemli olaylar Hee-Min’in peşini bırakmayacaktır.

    White Day, Doğu Asya ülkelerinde 14 Mart günü, yani sevgililer gününden tam bir ay sonra kutlanan özel bir gün. Bu günde 14 Şubat’ta çikolata alan erkekler, teşekkür maksadında hediye veren kızlara yine aynı tarz bir hediye verirler, tabii her çikolata veren kıza değil sadece hoşlandıklarına. Yani Hee-Min’in çikolata alarak So-Young’a hediye etmek istemesi White Day’a bir çeşit gönderme oluyor. Bu arada oyunun aslında ilk çıkışını sadece Kore’de, Windows platformuna 2001 yılında gerçekleştirdi. 2015 yılında telefon için yeniden uyarlandı, 2016 yılında nihayet İngilizceye kavuştu ve son olarak Ağustos 2017’nin son günlerinde büyük platformlardaki yerini de aldı.

    2001 ve 2017 yıllarından psikopat hademenin ilk ve son hali
    Bir kıyas yapmak gerekirse White Day için Outlast’ın Asya sürümü diyebiliriz. Sanırım biraz da Outlast benzerliğinden dolayı sevmiş olabilirim oyunu! Tamam, biraz abartı oldu. Outlast’taki gibi bir şiddet burada yok, lakin temel fikir aynı. Daha çok Kore folkloru ve hayaletler ile mistik bir havanın yaratıldığı oyuna heyecanla başlamıştım. 2001 yılına göre grafikler elbette evrim geçirmiş olsa da yine de günümüz standartlarının aşağısında (özellikle mimikler!) kalıyor.

    Aslında bu bulgu benim için çok da önemli değildi. Buram buram Kore kokan oyunda iyice korkmak ve eğlenmekti amacım. Bir de işin içine pısırık da olsa bir oppa girince ooo! Lakin oyun heyecanlı başlamış olsa da birkaç saat sonra beni sıkmaya başladığını itiraf etmeliyim. Çünkü oyun ilerledikçe yeni bir şeyler sunmuyor. Peşinizde ilk başta neden bu derece psikopat olduğunu bilmediğiniz topal bir hademe ve “jumpscare” adı verilen ani korkutma ögeleri ile oyun sizi tetikte tutmaya çalışıyor ama dediğim gibi bir yere kadar. Hademe efendi ilk başta bir hayli ürkütücü olsa da ilerledikçe can sıkmaya başlıyor çünkü ondan kaçarken okulun bir ucundan bir ucuna gidiyorsunuz ve atlattığınızda yeniden onca yolu geri dönmek heves kırıcı. Tabii yarı yolda keltoş yeniden karşınıza çıkmaz ise!!

    En büyük önerim; MUHAKKAK KORE DUBLAJ OYNAYIN! Çünkü yapılan İngilizce dublaj oyunun büyüsünü bozmaktan başka bir işe yaramıyor. Özellikle Asya fanları bilir, asla bir Asya dizisi, filmi, oyunu dublajlı olarak izlenilmez, oynanmaz. Çünkü işin asıl büyüsü onların o harika konuşma biçimleridir. Ayrıca konuşmalarda farklı cevap verme seçeneklerini de çok sevdim, oyuna renk katmış. Küçük “bul ve kullan” tarzı bulmacaların ise bir süre sonra sadece oyunun süresi uzasın diye orada olduğunu anlıyorsunuz. Etrafa saçılmış dökümanlar da daha önce yaşanmış olaylar hakkında kısa bilgiler veriyor.

    Oyun size başlamadan zorluk seviyesi sunmayı ihmal etmiyor. Kolay yaparsanız SMS şeklinde ipuçları ve daha uzun sürede ölmek varken seviye arttıkça daha çabuk ölüyor ve ipuçlarından mahrum kalıyorsunuz. Ölmekten bahsetmişken; bir yerde saklanayım, Hee-Min kendine gelsin olayı mevcut değil. Sağlık bulacaksınız ve iyileşeceksiniz, hele ki tek darbelik işiniz kaldıysa sabır dilerim. Ölürseniz en son kayıt noktasından (kayıtlar koridorlara serpiştirilmiş ilan tahtalarından ve varsa kaleminiz ile yapılıyor) tekrar başlıyorsunuz.

    Whiteday_20170312214214

    Bir Kore fanı olarak aslında beklentilerim daha fazlaydı. Güzel ve ürkütücü bir ortam var, zaten ana malzeme adeta sonsuz Doğu Asya mitolojisi. Lakin bir yerde hata yapılmış ve oyun ürkütücü atmosferini koruyacağına oynadıkça sıradanlaşıyor. Lakin her şeye rağmen ben bu oyunu sevdim. Eee ne de olsa Kore söz konusu!

    Olca Karasoy
    https://twitter.com/olcakarasoy