Bağımsız bir oyun stüdyosu olan Muzzy Lane Software tarafından geliştirilen Making History: The Great War, Making History serisinin üçüncü halkası olarak piyasadaki yerini alıyor. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından bizleri daha da eskiye, Birinci Dünya Savaşı’na götüren oyunun yapımcıları “üç boyutlu sanal masaüstü oyunu” olarak tanımlıyorlar yapımı. Yine de bu tanımlamaya aldanmamak gerekiyor çünkü sıra tabanlı bir strateji oyunu olan Making History: The Great War’da bir masaüstü oyununda olmayan sayısız detay bizleri bekliyor. Öyle ki oyunun detay seviyesi, Paradox Interactive’in strateji oyunlarındakine yakın duruyor. Kendini belli etmeyen ve anlaşılması güç bazı detaylar için oyunda bulunan yarım saatlik öğretici bölümü oynamakta fayda var. Yine de öğretici bölümün ardından oyunda bulunan iki senaryodan herhangi birine başladığımızda sudan çıkmış balık gibi oluyoruz.
“Diplomasi ve Felaket” isimli senaryoyla Birinci Dünya Savaşı’ndan iki yıl öncesine gidiyor, dünyada dengelerin değişmesine tanık olurken, devletimize yeni müttefikler kazandırmaya ve devletimizi ayakta tutmaya çalışıyoruz. “Temmuz Krizi” isimli senaryoysa Avusturya – Macaristan Arşidükü Franz Ferdinand’ın suikastının hemen sonrasında başlıyor. Taraflarını belirleyen devletlerin birbirine savaş ilan etmesiyle bizim de devletimizin geleceğine karar vermemiz ve tarafımızı seçmemiz gerekiyor. Bu senaryoları Müttefik ve İmparatorluk olmak üzere iki farklı oyun modunda oynayabiliyoruz. Müttefik oyun modunda Birinci Dünya Savaşı sonunda kazanan tarafta olmamız gerekirken, İmparatorluk oyun modunda ise Birinci Dünya Savaşı sonunda en güçlü devlet olmamız gerekiyor.
Oyunda aralarında Osmanlı Devleti’nin de bulunduğu 60’a yakın yönetebileceğimiz devlet bulunuyor. Oyuna başlamadan önce devletlerle ilgili verilen tarihi bilgilerin tutarlı olduğunu, döneme ışık tuttuğunu görüyoruz. Making History: The Great War her ne kadar Birinci Dünya Savaşı’nın askeri yönünü ele alıyor görünse de oyunu benzerlerinden ayıran konu diplomasi seçenekleri oluyor. Oyundaki diğer pencerelerin aksine diplomasi penceresi oldukça anlaşılır görünüyor. Bu pencereden hangi devletlerle siyasi ilişkiler içinde olduğumuzu, bu devletlerin kimlerle müttefik, kimlerle düşman olduğunu ve bu devletlerin politikalarını görebiliyoruz. Ne yazık ki buradaki bilgilerin tam olarak ne anlama geldiğini ve bu bilgileri nasıl kullanacağımızı kendi başımıza öğrenmemiz gerekiyor. Bu öğrenme süreci oyunun oldukça yavaş işleyen yapısının da yardımıyla devletimize fazla zarar vermeden atlatılabiliyor. Bu yavaşlıktan nasibini alan yapı inşa ve teknoloji araştırma sürelerinin can sıkıcı uzunluklara varabildiğini görüyoruz. Dahası, beşe bir oranında köşeye sıkıştırdığımız düşman ordusunu 10 tur boyunca yenmeyi beklemek, barışçıl bir politikaya yönelmemize neden olabiliyor.
Bir devletin kaderini çizmek, müttefiklerinizin başarısı için çabalamak ve bu süre boyunca bütün detaylara hâkim olmak istiyorsanız, Making History: The Great War aradığınız oyun olabilir.
Ahmet Rıdvan Potur