Payday 2

    0
    17

    Herkes gibi ben de oyunu ilk gördüğüm andan bu yana The Dark Knight filmiyle özdeştiriyorum kendisini. Hoş, yılların vazgeçilmez soygun maskesi palyaçoyu çok öncelerden beri biliyorduk ama sonuçta güncel olan akıllarda kalıyor. Payday ilk olarak 2011 yılında Overkill Software tarafından geliştirilmişti ve Sony Online Entertainment tarafından dağıtılmıştı. Diessel Game grafik motoruyla bezenmiş olan yapım, bolca aksiyon içeriyordu. Serinin yeni oyunu Payday 2 ise yine Overkill tarafından beğenimize sunulmuş durumda. Aksiyonun bir an bile peşimizi bırakmadığı yapımda, bolca soygun gerçekleştiriyoruz; hatta tek amacımız, birbirinden farklı soygunlar gerçekleştirmek!

    08Payday 2’yi dilersek Crime.net Offline modu üzerinden, hiçbir şekilde başkalarına bağlı kalmadan, yapay zekâ kontrolündeki takım arkadaşlarımızla oynayabiliyoruz ama oyunun bu şekilde hiçbir anlamı olmuyor. Bir, yapay zekâ bildiğin çöp, iki, her şeyi kendi başımıza yapmak zorunda kalıyoruz. Bu yüzden internet bağlantınız olmadan bu oyunu deneyim etmenin bence hiçbir anlamı bulunmuyor. Online ortamlara akmak içinse ana menüde bulunan Crime.net kısmına giriş yapmamız gerekiyor. Karşımıza çıkan devasa harita içerisinde girişebileceğimiz onlarca görev bize göz kırpıyor. Görevleri seçmeden önce ilk olarak zorluk seviyelerine bakmamız gerekmekte. Zaten kolay mı, zor mu, imkânsıza yakın mı, yazıyor. Çok iyi bir ekiple zor görevlere dalsak bile, aşırı güçteki düşman birlikleri yüzünden genelde sonumuz hüsran oluyor ki bir süre sonra oyundan atılmamız işten bile değil. Buraya aynı zamanda Safe House kısmında da ulaşabiliyoruz. Oyuna ilk girdiğimiz anda Safe House’a gidip gitmek istemediğimiz soruluyor ve vereceğiniz cevabın “evet” olması gerekli zira buradaki tanıtım görevlerini yapar yapmaz bir miktar yetenek puanına kavuşuyoruz. Heist’ler, yani farklı hırsızlık görevleri de kendi içinde 10’a ayrılmış durumlar. Zaten oyunun en kuvvetli olan kısımlarından birisi de bu farklı görev seçenekleri. Jewelry Store’da içerisine daldığımız bir dükkânı yağmalıyor, Bank Heist’da banka içerisine girdikten sonra insanları rehin alıp akabinde kasayı delmeye çalışıyoruz.

    Bu ve bunun gibi 10 adet farklı görev olmasıysa oynanabilirliği önemli ölçüde arttırmış durumda. Görevlerden bazıları gerçekten kolay ve doğru yeteneklerle tek başımıza bile tamamlayabiliyoruz ama genele bakacak olursak, yapay zekâ harici bir takım şart. Fazlasıyla koordine olunması gereken o kadar çok şey var ki. Misal, bazı görevlerde tamamen sessiz olmamız gerekiyor. Fakat sessizlik de yetmiyor. Bunu sağlamak için ekipten birisinin soygun yapılacak olan binanın güvenlik kamerasına bağlı kalması lazım. Böyle olduğu zaman içerideki tüm düşman birimleri, kırmızı hatlarla kendilerini gösteriyorlar. Eh malum, içerideki ekip de gönül rahatlığıyla hareket edebilir hale geliyor. Yine de düşmanlarımız hiç de azımsanacak durumda değiller, en azından takım arkadaşı yapay zekâdan bir hayli üstün. Etrafta duydukları her sese kulak veriyorlar ve imleç üzerindeki ses payımız arttıkça, daha detaylı bir aramaya çıkıyorlar. Eğer bir defa görülürsek ve alarm verilmesini engelleyemezsek, bir süre sonra mekânı polis basıyor. Bu esnada görevi tamamlamak halen mümkün kılınmış ama amacımıza ulaşıp belirli bir süreyi içeride geçirmemiz gerekiyor. Ancak oyun bize “toplanma noktasına gidebilirsiniz” dediği zaman görevi tamamlayabiliyoruz ki bu, oyunun geneline hâkim olan ana yapı. Bir diğer durum rehinelerle alakalı… Bastığımız bir banka ya da mekânda eğer rehine bulunuyorsa olabildiğince hızlı bir şekilde kendilerini yakalamamız gerekmekte. Aksi halde mekânı anında polis basıyor ve görevi yerine getiremeden üzerimize yağmaya başlıyorlar. Yani görevler öyle kısa değil; sadece bir banka kasasını açmak üzere yerleştirdiğimiz matkabın işini bitirmesi, genelde üç – dört dakika sürüyor. Bu esnada matkap ısınıyor ve kendisini bir defa daha çalıştırmamız gerekiyor. Anlayacağınız Payday 2’de gerçek hayattakine benzeyen bir hırsızlık mantığı var ve yeterince hırsız – polis filmi izlemiş insanlar olmak şart.

    06Karambol dolu hırsızlıklarımızı gerçekleştirirken, bize yardımcı olacak dört adet yetenek ağacı mevcut. Mastermind, Enforcer, Technician ve Ghost olarak bölünmüş olan yeteneklerin her birisi farklı bir mantığa dayanıyor. Mastermind, tamamen destek sınıfı. Özellikle düşenleri kaldırmakta başı çekiyor ki Payday 2’nin birazcık bile zor görevlerinde herkes patır patır dökülüyor. Daha çok saldırmaya inanıyorsanız, o zaman da Enforcer’a yönelmeniz gerekmekte ki bu sınıf saf saldırganlık içeriyor. Technician, az önce bahsettiğim güvenlik kamerası hack’lemede ve normalde açılamayan yerlerin kolaylıkla açabilmesinde ön plana çıkıyor. Ghost ise benim favorim; olabildiğince sessizliğe dayalı oyun yapısının yanı sıra menzilli silah kullanımında ondan iyisi yok. Temelde bölümler esnasında her sınıftan adama ihtiyaç olduğu kesin ama Payday 2’de tek bir sınıfa kilitlenip kalmak zorunda değiliz! Her yeni seviye atladığımızda, bir adet yetenek puanı kazanıyoruz. Kazandığımız puanlarıysa dilediğimiz gibi dağıtmakta özgürüz. Biraz Enforcer, biraz da Ghost olmak mümkün ama ilerleyen yetenekler, birden fazla yetenek puanı istediği için karakter geliştirirken çok da dağılmamak lazım. Ha, bir de her yetenek için belirli miktarda para ödememiz şart. Zaten oyunda her görevden binlerce Dolar kaldırıyoruz ve bunun bir miktarı yeteneklere, kalanıysa silahlara gidiyor.

    13 adet birincil silah bulunan yapımda, kendilerine ulaşmak için önce gerekli Reputation’a ulaşmamız gerekiyor. Reputation 4 olduğu zaman CAR-4 Rifle ve AK Rifle açılıyorken, Mosconi 12g Shotgun gibi ağır hasar veren silahlar ancak Reputation 39’da açılıyor. Fiyatlar başlangıçta 40.000 Dolar civarıyken, ilerleyen seviyelerde bu miktar 550.000 Dolar’a kadar çıkıyor. İkincil silah kategorisinde yine 13 adet silah bulunuyor. Merminin takım arkadaşları tarafından sağlanamadığı anlarda, sadece düşmanlardan düştüğünü hesaplarsak, onların ne kadar değerli olduğunu çok daha iyi anlarız. Payday 2 bunu bana çok iyi anlattı vallahi.

    13Düşman birliklerine baktığımızdaysa karşımıza ilk olarak güvenlik görevlileri çıkıyor. Kendilerini alt etmek bir hayli kolay ama akabinde polisler devreye giriyor. Eğer işimiz biraz daha uzarsa sıra zırhlı polis birimlerine geliyor. Kendilerini öldürmek bazen çok zor olabiliyor. Polis birliklerinin en can alıcı noktası, eğer kapalı bir alandaysak düzenli olarak içerisinde bulunduğumuz mekâna bir sağdan, bir solda dalıyor olmaları. Özellikle deneyimli ekipler, önden basıyor gaz bombasını, sonra taraya taraya giriyor içeriye ve burada da oyunun en zayıf yönü ortaya çıkıyor çünkü düşman birlikleri bir hayli aptal. Siper alıyorlar almalarına ama sürekli hareket halindeler ve rahat bir şekilde vurulabiliyorlar. Bir bölgenin içerisine daldıkları zamansa ne yapacaklarını pek bilmiyorlar. Hele girdikleri yeri yakalarsanız bittikleri andır; sıradan hepsi keklik gibi avlanıyor. Fakat mesafeli atışlarda acımıyorlar, onu da diyeyim. Bir diğer sorun da grafik kalitesinde. Hele oyunu PC’de deneyim ederseniz, konsoldan devşirme olduğunu anında anlayacaksınız. Yine de Payday 2 şimdiden adını bu yılın en iyi co-op oyunu olma konusunda listeye net bir şekilde yazdırmış durumda. Karakterleri geliştirdikçe keyiflenen oyun yapısı ve biz ilerledikçe açılan daha zor görevler ile iyiden iyiye eğlenceli bir hal alıyor.