İlk olarak 1993 yılında, Nintendo’nun efsane konsolu SNES’da boy gösteren yapım, ertesi yıl Sega Genesis için de piyasaya sürülmüştü. 2007 yılına gelindiğinde bir kez daha oyuncuların karşısına çıkan Shadowrun, çok daha farklı bir şekilde ve FPS olarak üretilmişti. Counter-Strike’a benzeyen oyun yapısı, her ne kadar Shadowrun dünyasını çok iyi betimlediyse de istediği başarıyı yakalayamadı. Akabinde bir süre sesi çıkmayan Shadowrun, geçen bunca zamanın ardından gerçek anlamda geri dönmüş durumda ve önceki hatalarını tamamen ortadan kaldırmış bir yapımla karşı karşıyayız.
Shadowrun dünyası, esasen fantezi ve bilimkurgu temalarını barındıran ve ziyadesiyle bilinen bir masaüstü FRP sistemidir. Shadowrun Returns’ün yapım ekibi de konu hakkında büyük bir çaba sarf ederek hem RPG tutkunlarının alıştığı izometrik kamera açısını kullanmış, hem de oyunu olabildiğince masaüstü versiyonuna benzetmeye çalışmış. Sonuç olaraksa uzun zamandır hasretini çektiğimiz, harika bir RPG ortaya çıkmış…
Shadowrun Returns’ün eşsiz dünyasını, henüz oyunun başındaki karakter yaratma ekranıyla deneyim ediyoruz. Life on a Limb ve The Dead Man’s Switch senaryolarından birisini seçerek başlıyoruz oyuna. Steam Workshop üzerinden daha fazla senaryonun zaman içerisinde karşımıza çıkmasıysa işten bile değil ki zaten ana senaryo -bir RPG oyunundan beklenildiği üzere- fazlasıyla uzun.
Karakter yaratım kısmında Shadowrun dünyasının ne kadar farklı, fantastik öğeleri bir arada barındırdığını açık bir şekilde görüyoruz. Irk olarak Human, Elf, Dwarf, Orc ve Troll seçebiliyoruz ama buradaki en önemli nokta, tüm bu ırkları teknolojinin ve büyünün karıştığı, fütüristik bir dünyada deneyim edebiliyor olmamız. Oyunda altı farklı sınıf bulunuyor ama benim için daha önemlisi, Shadowrun Returns’ün kullandığı muazzam yetenek ağacı sistemi. Oyunda harcayabileceğimiz yetenek puanları “Karma” olarak adlandırılmış ve yaptığımız her türlü görevden Karma puanı alabiliyoruz. Her yetenek bir sonrakine geçmek için seviye miktarı kadar Karma puanı istiyor. Yani Body’yi “7” yapmak için yedi Karma puanı harcamak gerekiyor. Bazı yetenek ağaçları diğerlerine göre çok daha uzun ve her ağacın belirli noktalarında açılabilen özel yetenekler söz konusu. Sistemin temelindeyse seçtiğimiz sınıfın yetenekleriyle sınırlı kalmamak yer alıyor. Evet, sınıfla alakalı olarak belirli yetenekleri, bir noktaya kadar geliştirebiliyoruz ama yine de farklı yeteneklere ulaşabiliyor olmak oyunun ruhuna cuk oturmuş. İşi daha da ilginç kılan, bazı ana yeteneklerin kendi alt başlıkları bulunması ve ancak onları arttırdığımız kadar alt yetenekleri arttırabiliyor olmamız. Umarım açıklayıcı bir bilgi olmuştur. Bunun haricinde Shadowrun Returns ile bir nevi polisiye maceraya atılıyoruz. Senaryo gittikçe dallanıp budaklanıyor, etkileşim içerisine girdiğimiz NPC’lerden aldığımız bilgilerle her şey iyiden iyiye derinleşiyor.
Oyunun bir diğer farklı yanı da savaş sistemi zira burada harika bir kombinasyon bulunmakta. Ne Baldur’s Gate serisi gibi dur kalk yapıyor, ne de sıra tabanlı ilerliyoruz. İkisinin kaşımı olan, savaş olduğu zaman sıra tabanlı dönen ve daha çok ilk iki Fallout’taki gibi “action point” tabanlı bir sistem bu. (Anlatılmaz, yaşanır.)
Tabii ki “hardcore” RPG’cileri doyuracak bir yapım değil Shadowrun Returns, daha çok RPG deneyimini mobil cihazlarda da yaşatmayı amaçlamış olan bir yapım. Beklediğimden çok daha ağır ve sığ bir yapısı var ama senaryo akıyor azizim.