Sunless Sea

    0
    9

    Karanlığa yolculuk
    Yolculuk yapmayı sever misiniz? Öyle Ankara – İstanbul gibi değil; daha ziyade bilinmeyene; hani böyle kafayı kırıp, şu şehrin, şu yöresine gidelim modeli bir yolculuktan bahsediyorum. Eğer içinizde birazcık bile bu duygu varsa zaten bu oyuna sivrisinek gibi yapıştınız demektir. Çünkü Sunless Sea baştan aşağıya bilinmeyene yapılan bir yolculuk hikâyesi ve biz de bu yolculukta bir geminin kaptanı rolünü üstleniyoruz. Gerisi; gerisi bayağı macera!

    Sunless Sea 2015-03-13 00-34-34-23

    Bir zamanlar Londra’da
    Oyun, Victorian İngiltere’sinin karanlık bir versiyonu olan, tüm şehrin denizler atında kaldığı fantastik bir dünyada geçiyor. Yaratılan dünya olabildiğince karanlık… Etraftaki şehirler ve gemimizin ışığı haricinde pek aydınlık yer bulunmuyor. Dediğim gibi, sular altında kalmış Londra’nın çevresinde gemimizle dolaşarak farklı maceralara atılıyoruz. Oyunun iki farklı yapıtaşı bulunuyor. Bunlardan bir tanesi kuşbakışı bir açıdan üç boyutlu grafiklerle kontrol ettiğimiz gemimiz. Burada aldığımız görevleri yerine getirmek için bölge bölge dolaşıyoruz. Oyunun temelinde yatan birçok spesifik faktör, gemi ile demir aldığımız dönemlerde devreye giriyor. Taşıyabildiğimiz yakıt, yiyecek ve de mürettebatımızın akıl sağlığı yolculuklarımızın merkezinde bulunuyor. Uzun yol yaptıkça, bu üç faktörde de gözle görülen düşüşler yaşanıyor ve herhangi birisinin tükenmesi durumunda oyun genel olarak orada bitiyor. Bu sebepten ötürü harita üzerinde farklı limanlar buluyor, buralarda demirliyor ve gerekli yüklemeleri gerçekleştiriyoruz. Limanlarda durmak aynı zamanda gemimizi tüm dış güçlerin saldırılarından da koruyor. Yolculuklarımızın uzunluğu, alacağımız ödüllerin büyüklüğü ile eş değer.

    Tabii yolculuklarımızda amansız düşmanlarla karşılaşabiliyoruz. Oyunun başlarında üzerimize gelen bir grup yarasa ile mücadele ederken, karanlık denizlerde açıldıkça “Kraken” gibi devasa yaratıklar peşimize takılıyor. Yine de deniz üzerinde yapay zekâdan kaçmak bir hayli olası; deneyim ettiğim kadarı ile esas problem karada yaşanıyor. Bu noktada oyunun ikinci ve bence en önemli yapıtaşına geçiyoruz: Diyalog!

    Sunless Sea 2015-03-13 11-13-45-59

    Sunless Sea’nin büyük bir kısmını diyaloglar oluşturuyor. Aslında bu oyun tam teşekküllü “Text Based” bir yapım; yani binlerce konuşmadan oluşuyor. Ana ekranda açılan menüde, Story, Hold, Journal, Officers, Shops ve Shipyard şeklinde sıralamış başlıklar arasında birçok işlem yapabiliyoruz. Story kısmı sürekli akıyor ve verdiğimiz cevaplara göre o anda sonuçlanıyor. Aynı zamanda hikâye akışı üzerinden farklı görevler edinebiliyor, çok daha büyük miktarda ödüle yelken açabiliyoruz. Ulaştığımız her limanda farklı bir hikâye olması gerçekten muhteşem. Zaten oyun üzerinde kurulan Steampunk ve Lovecraft harmanı her dakika gözümüzün içine sokuluyor ve karanlık limanlarda karşımıza çıkan anlatılar, oyuncuyu iyiden iyiye ürpertiyor. Yani yazılı metinlerin anlatımları gerçekten yerinde ve oyunun temasına bir hayli uyum sağlamış. Benim gözüme batan en büyük eksi, oyunun özellikle başlarında, sürekli aynı haritada keşif yapmaya başlamak. İlk birkaç seferlik ölümün ardından nereden ne çıkacağını kestirebiliyor olmak pek keyifli değil ama olsun; zaten ölmekten ilerleyemiyoruz… Karanlık bir dünyada hem ürpermek, hem kaliteli hikâyeler okumak, hem de kaçma duygusunu sonuna kadar yaşamak istiyorsanız bu oyunu kaçırmamalısınız!