div class="empower-ad" data-empower-zone="157462">

Doorways: Holy Mountains of Flesh’i test ettik!

- Advertisement -

Aşağı yukarı on yıl öncesine kadar bilgisayar oyunları ile aram pek de iyi değildi. Taa ki Yüzüklerin Efendisi hakkında araştırma yaparken bir internet sitesinde değişik tarzda kısa oyunlara denk gelene kadar. Farenin imlecini sağa sola tıklatıyor ve diyaloglarla karaktere yön veriyorduk. İlk defa birilerini öldürmediğimiz, vurup kırmadığımız bir oyun türü görmüştüm ve çok hoşuma gitmişti.

Sonradan bu oyun türüne “adventure” yani macera oyunları dendiğini öğrendim ve o tarzdaki point&click oyunlara büyük bir hayranlık beslemeye başladım. Günün birinde Penumbra adında bir oyun ile karşılaştım. Lakin bir farklılığı vardı: Klasik macera oyunu tarzında değil, “WASD” kombinasyonu ile oynanıyordu. Açıkçası ilk başlarda çekindim çünkü ilk defa klavye ile fare ikilisini kullanarak bir oyun oynayacaktım. Neyse ki kimseye ateş etmediğimizi görünce çekinmeme gerek olmadığını anladım ve klavye-fare ile macera oyunu oynamanın çok da zor olmadığını keşfetmiş oldum. Peki, bunları size neden anlatıyorum? Çünkü Penumbra ile karşılaşmamın beklenmedik oluşu gibi, şimdi de hiç beklemediğim bir anda, bir macera oyununa yazı yazma fırsatı geçti elime: Doorways: Holy Mountains of Flesh.

Doorways 2016-05-28 20-48-55-359

Ne kadar da korkunç bir isim!
Az önce adını andığım Penumbra serisi, Amnesia serisi, Outlast (en favorimdir) ve Soma gibi oyunlardan sonra, kaşifliğe soyunduğumuz ve kendimizi biçare hissettiğimiz “survival” yani hayatta kalma tarzı macera oyunları bir hayli popülarite kazandı. Durum böyle olunca, özellikle bağımsız yapımcılar bireysel çabaları ile bu türe yöneldiler ve irili ufaklı birçok “korkunçlu”, “jump scare” dediğimiz, ansızın bir yerden bir şey fırlayarak bizlere “anneciğim!!!” dedirten oyunlar türemeye başladı. Tahmin edeceğiniz üzere bunlardan birisi de Doorways: Holy Mountains of Flesh.

Buenos Aires – Arjantin’de Tobias Mateo Juarez Rusjan’nın birkaç arkadaşı ile beraber oluşturduğu Saibot Studios tarafından geliştirilen oyun, aslında bir seri ve 2013 yılından beri aramızda. Holy Mountains of Flesh ise çıkarılan üçüncü ve serinin de dördüncü oyunu. Kafanız karışmasın; ilk iki oyun beraber çıkarıldı. Doorways serisinin bir diğer özelliği de seri oyunlarının senaryo olarak birbirlerinden bağımsız olması. Elbette oyunlar arasında başta karakterler olmak üzere birkaç bağlantı var ama Holy Mountains of Flesh ile diğer yapımları oynamadan da iyi bir deneyim yaşamanız mümkün. Bu arada hemen belirtmemde fayda var: Doorways: Holy Mountains of Flesh “erken erişim” aşamasında. Yani henüz tamamlanmış bir oyun değil ve gün geçtikçe iyileştiriliyor, yeni bölümler ekleniyor. Bu yüzden gözlemlerim hakkında kesin yargılar yapamayacağımı söylemek isterim. Sonuçta gözlemlediğim hataların hala giderilme imkânı var.

“Halk tarafından hayır kurumu NGO olarak bilinen Doorways, adaletin son çaresidir.
Bu organizasyon, hükümetin yöntemleri yetersiz kaldığında özel ajanlarını oldukça tehlikeli suçlulara karşı görevlendirir. Thomas Foster da bu ajanlardan birisidir.”

Yukarıda yazdığım dizelerle maceramıza başlamış oluyoruz ve yönettiğimiz karakterin adı Thomas Foster. Holy Mountains of Flesh’te olaylar Juan Torres adında bir adam ve etrafında gelişen kaçırılma, büyü ve hatta yamyamlık vakalarını konu alıyor. Beş bine yakın nüfusu ile Arjantin’de bulunan El Chacal kasabası adeta cehennem gibi tasvir edilmiş ve zaten oyuna da cehenneme inermiş gibi başlıyoruz. El Chacal kasabası, sembolik olarak cehennemde Tanrı’nın unutulduğu ve havada süzülen bir vadi gibi betimlenmiş. Ruhların bile terk etmek istediği bu yerde, olaylar üç farklı mekânda geçiyor. Yani oyun, kendi içinde üç bölüme ayrılmış durumda: Okul, Malikâne ve Tapınak. Dediğim gibi oyun erken erişimde olduğu için Tapınak bölümü henüz oyuna eklenmedi. Malikâne’nin son kısmı da yakında yayınlanacak. El Chacal kasabasında kısa bir gezintiye çıktıktan sonra Okul bölümü ile ilk bölüme adım atıyoruz.

Doorways 2016-05-28 21-15-58-475

- Advertisement -

Holy Mountains of Flesh’e başladığımda ilk dikkatimi çeken unsur, herhangi bir alıştırmanın (tutorial) bulunmayışı oldu. Gerçi hangi tuş ne işe yarıyor belli ama yine de olması gerekir diye düşünüyorum, çünkü illa ki o oyuna has bir ayar vardır. Holy Mountains of Flesh’in (bundan gayrı adın HMF!) kontrollerinde herhangi bir sıra dışılık yok. Elbette bu yine de tutorial olmalı olgusunu değiştirmez:) Elbette oyun son halini aldığında eklenmesi de mümkün.

HMF’de WASD ile yürüyor, shift ile koşuyor, ctrl ile eğiliyor ve boşluk tuşu ile zıplama aksiyonlarını gerçekleştiriyoruz. Farenin sol tuşu ise nesneler ve kapılarla etkileşime geçmemizi sağlıyor. Tab tuşu ile envanter, not defteri kısımlarını görebilirken onların da kendine ait kısayol tuşları var. Envanter (Inventory) için I, not defteri için N harfi gibi. Son olarak T tuşuna bastığınızda perspektifi değiştirebiliyorsunuz. Yani hem birinci şahıs hem de üçüncü şahıs bakış açısı ile oynamanız mümkün. Benim önerim, birinci şahıs olarak oynamak çünkü üçüncü şahısta Thomas’ın tepesinden değil de omuz hizasından (ayrıca Y tuşu ile sol omuz – sağ omuz değiştirebiliyorsunuz) oynamak açıkçası bana zor geldi.

Peki, HMF genel olarak nasıl bir oyun? Bir Outlast veya Penumbra olabilmiş mi? İsterseniz açık konuşayım: Hayır. Doğruyu söylemek gerekirse oyun bana yeterince ürkütücü gelmedi. Üstelik ben bu tarz oyunlarda genelde çabuk gerilirim. Okul bölümünün final kısmındaki hızlı sahne dışında (orada gerçekten elim ayağım birbirine girdi) kalbimin hızlı hızlı attığı olmadı. Tamam, birkaç yerde küçük sıçramalar yaşadım ama onlar da bu tarz bir oyunda artı değil, olması gereken bir şey. Oyundaki sesler sizi tetikte tutuyor ancak bir süre sonra oyuna alıştığınızda ve fazla bir şeyin olmadığını gördüğünüzde monoton gelmeye başlıyor. Şöyle bir durum var: evet oyunda yakanızı bırakmayan bir şey var ama yöntemini çözdüğünüzde o da sıradanlaşıyor. Tapınak bölümü nasıl olacak bilemem ama özellikle Okul bölümünü sıradan bir keşif oyunuymuş gibi oynadığımı maalesef belirtmek zorundayım. Kısaca, geriyor ama korkutmuyor diyebilirim. Oysa ben bir köşeyi dönmeden önce iki kere düşünmek isterim, parkta geziyormuş gibi dolaşmak değil:)

Doorways 2016-05-28 21-17-48-567

Gelelim bir macera oyunu için kilit noktası olan bulmacalara. Önce şunu bir belirteyim; tabii ki klasik tıkla ve ilerle türündeki bulmacaları bu tarz macera oyunlarından beklemiyorum ama en azından bir şeyler olmasını istiyorum. Kilitli kapıya anahtar aramak, tornavida ile sigorta kutusunu açmak ve birkaç kutu itmek dışında maalesef HMF daha fazlasını sunmuyor. En azından aklımızı kullanmak için birkaç zekâ içerikli bilmece olabilirdi diye düşünüyorum. Tek yaptığımız az önce yazdıklarımı yapmak ve belgeler toplayıp olanlar hakkında bilgi edinmek. Elbette oyun sizi gererken, bir yandan da bulmaca çözmeye çalışmak meşakkatli bir iş ve hayatta kalma macera oyunlarında bu minimum düzeyde tutularak oyunun daha efektif olması sağlanıyor. Lakin oyun, hem türünün hakkını veremeyip hem de bulmacaları ile eksikleri telafi edemeyince ne yazık ki tüm desteğini kaybediyor. En azından etkileşime geçilebilen bir nesne olduğunda o nesne parlıyor ve piksel avcılığı yapmıyoruz. Hiç olmazsa bu da bir şeydir.

HMF’nin grafikleri seleflerinden daha gelişmiş çünkü Unity 5 grafik motoru kullanılmış. Görüntü olarak piyasadaki çok pahalı ve zengin ağabeyleri gibi değil ama bir macera oyunu, daha doğrusu hayatta kalma türünde bir macera oyunu olmanın kriterlerini layıkıyla yerine getirmiş diyebilirim. Grafikler karanlık atmosferi iyi yansıtıyor ve gerçekten yalnız hissetmenizi sağlıyor. Özellikle okulun bahçesine ilk çıktığımda kimse olmadığı halde duyduğum çocuk sesleri tüylerimi diken diken etmişti. Ah, işte böyle anlar daha çok olsaymış HMF üst kademe bir yapım olabilirmiş. Nitekim bunun için hala geç değil. Bir kez daha tekrar edeyim: oyun daha erken erişim aşamasında ve hâlâ üstüne bir şeyler katılabilir, gerekli düzenlemeler ve iyileştirmeler yapılabilir. Bu saatten sonra çok büyük değişiklikler gerçekleştirmek beraberinde riskler de getirebilir ama o kadar fazla değişikliğe de kesinlikle ihtiyaç yok. Birkaç küçük ekleme ve düzeltme ile oyunun çehresini değiştirmek hiç de zor değil.

Doorways 2016-05-28 20-50-57-945

Oyunun en beğendiğim kısmını ise sesler oluşturuyor. Müziklere fazla yer verilmemiş ama bu açık; fısıltılar, garip tıkırtılar, gülüşmeler, nefes ve sürtünme sesleri ile fazlasıyla kapatılmış. Az önce bahsettiğim okulun bahçesine çıktığımda duyduğum çocuk sesleri gibi öğeler HMF’de fazla değil ama olanlar da bir hayli etkileyici.

HMF şimdilik ayarlarda fazla seçenek sunmuyor. Çözünürlük, Vsync ve görüntü kalitesini (en düşükten en yükseğe) değiştirmek dışında görüntü ayarlarını fazla kurcalayamıyoruz. Bu arada menüde neden imleç kullanılmıyor? Farenin kullanılmadığı bir oyun değil ki bu? Ana menüde imleç desteği olmalı; hatta şart. O imleç buraya gelecek! 🙂

Erken erişimde olan Holy Mountains of Flesh’e birazcık sert mi davrandım bilemiyorum ama bunlardan bahsetmek zorundaydım. Oyun için kötü bir oyun demiyorum ama yerini sağlama almak ve hayatta kalma macera oyunları arasında unutulup gitmek istemiyorsa birkaç iyileştirme daha yapması şart.

Oyunun nihai halini erken erişim sona erdiğinde göreceğiz ve işte o zaman son kararı hep birlikte vereceğiz. İlk oyun yazım için (evet, ilk kez bir oyun incelemesi yazıyorum bu arada.) Holy Mountains of Flesh benim için farklı bir deneyim oldu. Farklı macera oyunlarında yeniden görüşmek üzere, hoşça kalın.

Beklenti: 3/5

Olca Karasoy

Haberler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Önerilen Haberler