div class="empower-ad" data-empower-zone="157462">

Space Beast Terror Fright (test)

- Advertisement -

Seneler önce hayatımızı işgal eden, zindan zindan dolaştığımız RPG oyunlarını bir kısmınız hatırlayacaktır. 20 sene önce dahi onlarca Moskova metrosu büyüklüğünde haritalara sahip olan bu yapımlar Elder Scrolls: Daggerfall’un ardından yavaş yavaş sahneden çekilip yerlerini üç boyutlu, daha modern türevlerine bıraktılar. Uzun bir süre sonra ise “roguelike” dediğimiz tür bunların alt uzantısı olarak hayatımıza tekrar girdi.

Space Beast Terror Fright erken erişimde yer alan, FPS kamerasından oynanan, füturistik bir zindan temizleme oyunu. 13 Ocak tarihinde Steam Greenlight’ı beklemeye başlayan oyun, kısa süre içinde erken erişime sunuldu ve şimdiye kadar aldığı tepkiler de hiç fena değil. Ne yazsak ne yazsak derken, kulaklığımızı takıp elimize ulaşan bu mütevazi shooter’ı test ettik.

Oyun Xenomorph’lar tarafından işgal edilmiş bir uzay istasyonunda geçiyor ve isterseniz LAN üzerinden arkadaşlarınız ile, isterseniz de tek başınıza oynayabiliyorsunuz. Steam üzerinden random odalarda oynama seçeneğinin de oyun piyasaya çıktığında bulunacağı kesin, ancak şu anda bu seçenek maalesef çalışmıyor. Amaç aslında basit, kapıyı açıyor, oyun boyunca arkanızı kollayacak olan sentry gun’ları aktifleştiriyor (mermi kıtlığı var, güvenmeyin fazla) ve 84 data paketini sırayla indirerek, daha fazla mermiye, feneriniz için daha uzun pil ömrüne ve hayatta kalma sürenizi uzatacak diğer araç gerece ulaşıyorsunuz.

Bu arada oyunda istediğiniz şekilde hareket edebileceğinizi düşünüyorsanız kötü haberlerimiz var. Sentry Gun’lardan pek fazla ulaşmadan data paketlerini indirmeniz gerekiyor, bu yüzden ilk önerimiz: Kapıları arkanızdan kapatın arkadaşlar, aksi halde on dakika bile hayatta kalmanız mümkün değil. Elinizdeki silah ebat anlamıyla dosta güven düşmana korku veriyorsa da bu bir ilüzyondan ibaret, zira xenomorph’lar tepenize bindiğinde ateş etme fırsatı bile bulamayabilirsiniz. Tepenize bindiğinde derken şaka yapmıyoruz, darbeyi yiyene kadar görmeniz mümkün olmuyor çoğu zaman, üstelik bölümler de her seferinde yeniden yaratılmakta.

“Oyun ne kadar da zor yahu” diye düşündüyseniz, daha yeni başlıyoruz. Mesela ölürseniz en baştan başlamak zorundasınız, tıpkı eski oyunlarda olduğu gibi. Ne kadar muhteşem değil mi? Bu yüzden 2015 yılında bunu nasıl yapacaksınız bilmiyoruz ama mümkünse LAN üzerinden arkadaşlarınızla beraber oynayın, belki uzay istasyonunun sonuna kadar gitmek için bir şansınız olur 🙂

Madem FPS mekanikleri dedik, grafiklere bakalım. Oyunun dokuları ve grafikleri gayet kötü arkadaşlar, indie deyip görmezden gelemeyeceğimiz kadar kötü. Bununla beraber en azından optimizasyonda sorun yok, en yüksek ayarlarda dahi müthiş fps değerlerine ulaşmanız mümkün bu açıdan. İyi tarafından bakalım, oyun karanlık bir ortamda, birbirinden karanlık koridorlarda geçtiğinden daha iyi grafikleri pek de umursamıyorsunuz.

Sesler ise muhteşem, attığınız adımlar, kapıların gıcırtısı, xenomorph’ların yaklaştığını belirten radar uyarısı, yanıp sönen ampuller, uzaktan duyduğunuz yaratık homurtuları… Bunlar oyunun karanlık yapısı ile birleştiğinde, hele hele de klostrofobiniz varsa atmosferin zaman zaman nefesinizi keseceğini söylemek mümkün.

- Advertisement -

Oyunun içerik anlamında şu an zayıf, oynanış anlamında ise oldukça doyurucu. 24tl’lik fiyatını ve gelecek olan online birlikte oynama seçeneğini de eklerseniz türün meraklılarına tavsiye etmememiz için hiç bir sebep yok.

Kürşat Zaman

Haberler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Önerilen Haberler