İşte yılların sorusu.. Biz en son söyleyeceğimizi baştan söyleyelim, herkes kendince haklı…
Seneler önce Star Wars’u hiç izlemediğini söyleyen bir arkadaşıma “şu an senin yerinde olmak için neler vermezdim, çok şanslısın!” demiştim. Elbette bunu söylerken “yahu 12 saat kaybetmemiş oldun” manasında söylemedim, haşa. Şimdi yurt dışından ilk kez Türkiye’ye gelen arkadaşlarınızı düşünün. Sonra o güne dek hiç baklava yemediklerini, iskender kebabı tatmadıklarını da düşünün.
İşte anlatmak istediğim tam olarak bu, yahu adamın önünde 20 yaşına kadar bulaşmadığı, tüm hayatı boyunca arkadaşlarıyla yapacağı geyiklerde malzeme olacak, her karakteri, her diyaloğuyla hatırlanacak minimum 12 saatlik bir hikaye ve eğer isterse kitaplar, diziler ve oyunlar ile genişletebileceği muhteşem bir evren var. Bir insan daha ne kadar şanslı olabilir?
Zaten ne olduysa “peki hangi sırayla izlemeliyim?” sorusunu sorduğunda oldu…
Bunu yazarken bile oturduğum koltukta doğruldum, içtiğim koladan bir yudum aldım, bakalım derdimi ne kadar anlatabileceğim.
Şimdi, ben filmleri çekim sırasına göre izledim arkadaşlar, yaşı kemale ermiş diğer tüm Star Wars tutkunları gibi. Klasik IV-V-VI-I-II-III düzeni benim için de geçerliydi ve bundan da gayet memnunum. Lakin bu soru bana sorulduğunda cevabım “hikaye sırasına göre izlemelisin” şeklinde oldu, neden anlatmaya çalışayım…
Birincisi, bizim durumumuz kaçınılabilecek bir durum değildi, normalde asla tercih etmeyeceğimiz bir durumu (yahu hangi kitap serisine ortasından başladık?), Lucas’ın gerekli gördüğü üzere kabullenmek durumunda kaldık. Bunun pek çok alt sebebi olabilir, teknoloji seviyesinden tutun da beyefendinin kafasında hikayenin henüz olgunlaşmamış olmasına kadar. Bu yüzden, öne sürebileceğiniz tüm koşullar için cevaplar hazırladım size.
-Hikaye hangi sıra ile çekildiyse öyle izlenir!
En sevdiğim antitez. Neden? Açık konuşmak gerekirse “çünkü ben takıntılıyım ve bir şeyi zaman sırasına göre izlemezsem uyuz oluyorum” noktasına çıkmayan, mantıklı bir yanıt alabilmiş değilim yakın çevremden. Ha elbette “ben orijinalliği bozmayı sevmiyorum, öyle çekildiyse öyle izlerim”, diyenler olacaktır, romantik yaklaşıma saygı duyar ve konuyu kapatırım.
Kötü mü oldu bizim için peki, hayır. Ancak elinizde bir fırsat varsa diziyi üçüncü sezondan başlayarak izlemez, kitabı serinin dördüncüsünden başlayarak okumazsınız.
Yeni filmleri izledikten sonra eski filmlerdeki ışın kılıcı savaşları çok kalas geliyor.
İşte seneler boyunca Holywood filminden Holywood filmine koşmaktan böyle oluyoruz. Eski filmleri önceden izlemiş, ancak araya da 5-10 sene koymuş olmanın en güzel artısı şu; Işın kılıcı dediğiniz özel bir şeydir arkadaşlar, tüm Star Wars saga’sında böyledir. Eski filmlerde sesini duyup ışığını gördüğümüzde bile nasıl heyecanlandığımızı hatırlayanlar, son üç filmde o kılıçların her trafik kavgasında, her yan bakma mevzuunda, her otobüse binme sırasında kınından çıkartılmasını kederle anacaktır.
Burada şu açmaz çıkıyor karşımıza, benim önerdiğim şekilde, yani hikaye sırasına göre izlerseniz Star Wars’ın ilk üç episode’undaki aşırı ışın kılıcı kullanımını farketmeyeceksiniz, haliyle kılıçtan gelen o huzursuz sesi duyduğunuzda tüyleriniz diken diken falan da olmayacak. Size öneride bulunurken aslında kötülük ediyorum bir taraftan, bakın bu dramdır.
Yeni filmlerden sonra eskileri görsel açıdan izlenemeyecek kadar “eski” kalıyor.
Bakın bu öyle çok şiddetle “hayır öyle değil, olamaz” diyerek savunabileceğim bi husus değil, öyle geliyorsa öyledir. Ancak zaman içinde bu serinin Tofaş’ın kuş serisinden daha fazla makyajlandığını hatırlatırım. Adamlar çalışıp patlama efektlerinden tutun da, orijinalinde olmayan Millenium Falcon’un kalkış sahnelerine kadar hemen tüm efektleri gözünüze batmayacak şekilde elden geçirdi zaman içinde. Bir de sanırım bu beklentiler ile ilgili ama ben görsel kalite açısından eskilerinin yenilerinden aşağı kaldığını da düşünmüyorum.
Bir iki “remastered” örneği verelim.
Durum böyleyken böyle.
Kendimce hikaye sırasına göre gitmenin artılarını ve diğer notları da madde madde yazarak bitireyim.
-Hikayeyi çekim sırasına göre izleyenlerin Jedi cemaatine, hikaye sırasına göre izleyenlerin ise karanlık tarafa sempati duyma ihtimali oldukça yüksek (gerçi bende böyle olmadı), bunun en önemli sebebi de hikaye sırasına göre izlediğinizde Anakin ile kuracağınız bağ.
-Çekim sırasına göre izlerseniz, Phantom Menace’a geldiğinizde karşılacağınız “Jar Jar Binks’li dakikalar” kuşağında yaşayacağınız hayal kırıklığını tahmin bile edemiyorum, üzülürsünüz. En iyisi seriye yabancıyken ilk filmi aradan çıkartmak, yoksa gerçekten zayıf kalıyor serinin geri kalanına göre. Aynı şekilde Attack of the Clones’da pek sanat eseri sayılmaz.
-Günümüzde trend olduğu için söylüyorum, ilk üç filmin çok daha light yapıda olması avantajınıza. Gulliver’in maceraları tadındaki ilk bölümü atlattıysanız ve serinin geri kalanını izlemek için istek duyuyorsanız zaten başardınız demektir, aramıza hoş geldiniz.
-IV-V-VI’da galaksi için savaşırken, sonra dönüp ilk filmde Anakin dandik bir landspeeder yarışını kazanacak diye heyecanlanmak dramdır, bunu kendinize yapmayın. Hikaye sırasına göre izleyip büyüyen hesapların, büyüyen hırsların tadını çıkartın.
Yine de dediğimiz gibi, herkes kendince haklı. Bence bana katılın. 😉
Kürşat Zaman
@kursatzaman
4-5-1(ki izlenmese de olur) – 2-3-6 diye bir sey duydum. Çok mantikli geldi.
bende 2 hafta önce izledim filmi ve çıkış sırasıyla izlemeyi tercih ettim fakat izledikten sonra anladım ki yanlış seçimi yapmışım bencede filmin sırasına göre 123456 şeklinde izlenmeli
Şimdi yazı uzun olunca çoğu yeri atladım önemli kısımları okudum diyelim ? şimdi nasıl izleyecez 1-2-3-4-5-6 mı 4-5-6-1-2-3 mü sırayı bi yazarsanız sevinirim
Onur ben 4-5-6-1-2-3 şeklinde izlemek zorunda kaldım yaşım gereği ve bundan bir şikayetim yok aslında 🙂 Ama yazının konusu 1-2-3-4-5-6 şeklinde izlemenin daha iyi bir fikir olabileceği üzerine 😉
1-2-Clone Wars (Eski versiyonu)-3-Force unleashed 1 ve 2 (Mümkünse oyunlarıda oynayın)-4-5-6-Star wars jedi academy 1 ve 2 star wars’ı ve genişletilmiş evreni biraz daha tanımak istersenizde Knights of the old republic 1 ve 2 (sith lords)’u oynamanızı tavsiye ederim bunlar eski oyunlar olup çok bir sistem gereksinimi istemiyorlar fakat özellikle revan ve ancient sith lordları hakkında korribiana yapılan yolculuk neticesiyle epey bilginiz oluyor.
Aslında jar jar konusuna katılmıyorum, çünkü ewok lardan daha fazla rahatsız oluyorum. Daha da ötesi eğer hikayeyi benim yeniden elden geçirmem istenseydi, iyi niyetli ama geveze C3PO, ewoklar ve jar jara bu kadar tepeden bakılmasına izin vermezdim.
Ama 1. Bölüm çok da kıymetlidir, yani benim gibi star wars kırıkları için ( bilerek fan demedim) Qui Gon Jin izlemek, eski fanların isin kılıcı sevdasından daha baskın geliyor. Çünkü Qui Gon farklılığı, riski ve bedeli temsil ediyor. Bir de gerçekten çok iyi bir jedi. Onun ölümünü ilk izlediğimde eddard stark a olan üzüntümden çok daha üzülmüş ve hormonel gelişim döneminde olduğum için bundan çok etkilenmiştim. Qui baba figürünü, obi ise amca figürünü yer edinmişti bende, ki hala öyledir. Phantom menace izlemek bayram sevincidir. Her zaman içinizdeki çocuğun kıymetini iyi bilin derim. Jar jar in var olusu C3PO için belirledikleri rolde, filmdeki saf iyiliğin, yani çocuk ruhunun kaybolmaması için gerekliydi.
Çünkü yildiz savaşları çocuk iken sevilecek bir hikaye. 30 yaşını geçmiş ve ilk defa izleyecek birinden “o ne lan öyle ordan oraya zipliyorlar” gibi bir yorum duymak istemem. Kaldı ki sw sohbeti yapabileceğim insanlar, kesinlikle onu saf düşünceleri zamanında izlemiş olanlardır.
Bence 1-2-3-4-5-6 diye izleyin hikaye mantıklı kalsın serilerde en sevmediğim durum starwarsda var ilk eserden sonra olan eserde oraya nasıl gelindiği hikayesi direk adam gibi kronolojiyle yapsanıza ama yok böyle daha çok seviyor yapımcılar