div class="empower-ad" data-empower-zone="157462">

The Great Whale Road’u test ettik!

- Advertisement -

Erken erişimdeki oyunlardan aslında pek fazla haz etmem.

Sonuçta ortada tamamlanmamış bir yapım vardır ve keyfini çıkarmak yerine daha fazla eksiğini – gediğini ararsınız, neresi olmamış ve cilalanması gerek araştırıp durursunuz. Bu yüzden erken erişim denildi mi iki kere düşünürüm.

Lakin The Great Whale Road’u görünce bir kere düşünmem kafi geldi çünkü aklıma ilk gelen şey The Banner Saga oldu. Oyun hayli zor olsa da (ve fazla ilerleyemesem de) The Banner Saga kısa ama hoş bir deneyim olmuştu. Benzer görünümdeki Great Whale Road’ı görünce fırsatı değerlendirmek istedim ve erken erişimdeki bu sevimli (ama gıcık) oyuna bir göz attım.

20161115161844_1

The Great Whale Road, The Banner Saga’nın aksine fantastik değil, tam tersine tarihi gerçeklere dayanan bir oyun. Yapım bu yönüyle benim hiç oynamadığım lakin ismini çok duyduğum The Oregon Trail adlı 1971 yapımı oyuna daha çok benziyor. Oyunun çıkış noktası İskandinav mitolojisi ve elbette ünlü Vikingler etrafında geçiyor. Şimdilik açık olan tek senaryo modu da Danimarkalılar’ı konu alıyor. Diğer iki senaryo modu henüz kapalı ve Franklar ile Frizleri konu alacak.

Olaylar Ulfarrsted adlı bir köyde başlıyor. Köyün reisi Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur ve yerine geçecek kişi de yapacağımız seçime göre Floki adındaki erkek karakter veya Bera adındaki kadın karakter olacaktır. Kısaca ne, nedir anlatıldıktan sonra köyde ipleri elimize alıyoruz. Oyun kendi içerisinde de ikiye ayrılıyor. İlki köyün soğuk kış mevsimini atlatması ve ikincisi de sefere çıkmamız.

20161115161936_1

- Advertisement -

Kış mevsimi geldiğinde köyün ihtiyaçlarına göre gerekli hamleler yapıyoruz. Örneğin ahırın çatısı delindiyse tamir mi edeceğiz yoksa hayvanları hemen başka yere taşıyacağız gibi. Veya kümeste birkaç tavuk öldü diyelim. Bu durumda canlı kalanların yerini değiştirmek, tanrılara adak adamak gibi seçimlerde bulunuyoruz. Elbette ihtiyaçlar doğrultusunda da ahaliyi yönlendiriyoruz. Daha çok yemek, daha çok yakacak odun veya kıyafet gibi. Kış sona erdiğinde yaptığımız hamlelere göre köyün istatistikleri bizlere sunulduktan sonra hikaye modu ile yelken açıyoruz.

Savaşçı arkadaşlarımızı yanımıza aldıktan sonra denize açılıyoruz ve hikaye doğrultusunda (Diğer köylere ticarete gitmek, Sasonlardan intikam almak gibi.) bir avuç insan ile maceraya başlıyoruz. Ve yolculuk esnasında da bizlerden çeşitli seçimler yapmamız isteniyor. Batmış bir geminin mallarını güverteye çıkarmak, hayatta kalan var mı aramak veya fırtına bastırdığında tam gaz devam etmek mi yoksa en yakın kıyıya yönelmek mi gibi hayati seçimler yapıyoruz.

20161115161344_1

Yaptığımız seçimlere göre de tayfanın ve has adamlarımızın fiziksel – ruhsal özellikleri değişiyor. Acıkıyorlar, yoruluyorlar, reislerine olan güvenleri artıyor veya azalıyor vs. Bazı anlarda ise gemimize saldıran korsanlar olabiliyor veya tam tersi ve yine seçim yapıyoruz: Rotayı değiştirmek veya mücadelenin (birazdan bahsedeceğim) içine dalmak. Zorlu deniz yolculuğundan sonra da hedefimize veya yolumuzun üstündeki bir köye vardıktan sonra orada ticaret yapabiliyor, barlarda içip son dedikoduları dinleyebiliyor, ava çıkabiliyor ve dinlenmek için uyuyabiliyoruz. Elbette köyün olaylarına da müdahil olmanız mümkün. Birisi size yan baktığında veya köyün düşmanları köyü bastığında işe karışıp karışmama sizin elinizde.

20161116140154_1

Geldik oyunun sıra tabanlı dövüş sistemine. Açıkça söylemeliyim ki dövüş sisteminin elden geçirilmesi lazım çünkü tıpkı kız tavlası gibi, mücadelenin sonucunun büyük bölümü şansa bağlı. The Banner Saga’nın aksine satranç benzeri dövüş ekranında karakterlerimiz hazır sunulmuyor. Oyuna iskambil kağıtlarına benzer bir sistem var. Floki veya Bera, artık hangi reisi seçtiysek o ve karşı tarafın lideri dövüş alanındaki yerini aldıktan sonra tamamen rastgele üç adet kart sunuluyor bizlere. Ve sunulan bu üç adet kartta dövüş alanına ekleyebileceğimiz bir karakter yoksa şimdiden geçmiş olsun, işiniz çok zor. Yalan söylemeyeceğim, sırf bu yüzden birçok kez oyunu açıp kapayarak yeniden dövüşe yeniden başladım.

Şöyle anlatayım; karakterim Floki ekrandaki yerini alıyor. Akabinde benim üç kartım ekranda yerini alıyor. Bunlardan biri +2 Defans, +1 HP ve +3 Saldırı olsun. Ve +2 Defans ile +1 HP ancak üçüncü turdan sonra, +3 Saldırı da beşinci turdan sonra kullanılabiliyor. Peki, bu ne demek? En az üç tur elimdeki kartlara mahkumum demek. Aynısı elbette karşı taraf için de geçerli ama onlar yüzde doksan, üç turda üç adam ekliyor ekrana ve oluyor mu size bire karşı dört? Gel de sinir olma!

Nadir de olsa tam tersini de yaşadım. Üç kartım da karakter idi ve her tur birini kullanarak kısa sürede rakibe üstünlük sağladım. Halbuki kart eksiltme (kullanmayacağım kartı atıyorum arkadaşım!) veya karakterlerim (zaten dört kişiler) ekranda hazır olsalar çok daha rahat ve zevkli olur. Öbür türlü gerçekten imkansız gibi bir şey. Bir diğer tuhaflık, karakterler gelişmiyor. Onlara yeni ekipman ve giysi alabiliyorum ama özellikleri hep aynı. Oysa level atlama sistemi de olsaymış çok daha eğlenceli olabilirmiş.

20161115163424_1

The Great Whale Road erken erişimde olmasına rağmen içerik olarak şimdiden zengin bir yapım ve yeni hikayeleri, daha fazla yan görev, karakter yetenekleri, daha zeki düşman (bu kart sisteminde bir de?) ile daha da üzerine katacak. Dolayısıyla objektif olarak ele aldığımızda dövüş sistemindeki kart sistemi de iyileştirildiğinde türü sevenleri şahane bir oyun bekliyor olacak.

Sübjektif olarak ele aldığımda; önce uzuuuun yazılardan bunalmaya başladım, sonra ağır kış şartları nedeniyle köyüm kıtlık yaşamaya başladı. Yolculuk esnasında yiyeceğim bitti, herkesin morali bozuldu. Dövüşlerde bir türlü ekrana ikinci bir dövüşçümü ekleyemedim. Ve çaresizlik içinde reisliğimi devrettim:)

Beklenti: 3/5

Olca Karasoy

Haberler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Önerilen Haberler