Strateji ve kaynak yönetimi seven oyuncular için tasarlanmış derinlikli bir simülasyon oyunu olarak anlatabileceğimiz Monarchy, aslında Kingdom serisini seven oyuncuları hedefleyen bir nevi klon oyunu. Oynanış olarak neredeyse Kingdom Two Crowns ile birebir aynı olan oyun farkını sanat stili ile ortaya koyuyor.
Genç Osman’ı kıskandıracak kadar genç bir yaşta atın sırtına çıkıp başladığınız oyunda amacınız krallığınızı yavaş yavaş daha görkemli bir hale getirmek. Yerel halkın yardımını alarak binalar inşa edecek, bu binaları kaynak toplamak, vatandaşları silahlandırmak ve işçiler yaratmak için kullanacaksınız. Her gece, savunmalarınızı test eden düşman saldırılarıyla karşılaşacaksınız. Oyunun tamamını bu şekilde açıklayabiliriz. Fakat iki cümlede anlattığım şeyleri yapmak o kadar da kolay değil.
Doğal olarak Kingdom serisi ile karşılaştırma yapmadan bu oyundan bahsetmek imkansız. Kingdom oyunlarına kıyasla Monarchy kesinlikle çok zor bir oyun. Bu zorluk hem mekanik hem de oyunun oyuncuyla iletişim kurmayı reddetmesi ile ortaya çıkıyor. Tutorial bölümünde görsellerle oyunu nasıl oynayacağınızın açıklanmasının ardından oyun bir daha sizinle iletişime geçmiyor. Yüzme öğrenmenin en iyi yolu çocuğu suya fırlatmaktır tezini test edercesine sizi laps diye oyunun içine atıyor ve krallığınızı geliştirip hayatta kalmanızı bekliyor.
Monarchy’yi yapanların ciddi bir PC düşmanlığı olduğunu düşünüyorum çünkü oyunun zor olmasının yanı sıra klavye ile oynamak tam bir işkence. Zaten Nintendo Switch ve Xbox oyuncularına yönelik bir oyun olduğu ilk bakışta belli olsa da benim gibi eski nesil klavyesiz oyun oynayamayan kazmalar için bir kolaylık olmasını beklerdim. Oyunda tuşları yeniden atama şansınız yok, ayarlar içerisine konmamış. Dur şu tuş neydi diye bakabileceğiniz bir yardım menüsü de bulunmuyor. En az üç dört kere tutorial kısmını tekrar oynadım tuşları hatırlamak için. Peki bunun yerine kol ile oynayabilir miydim? Evet, fakat şarjı bitmişti ve şarj etmeye çok üşendim. Üstüme gelmeyin lütfen bu konuda.
Oyunun tüm zorluklarını deneyemedim, hatta bitiremedim çünkü benim yeteneğimi biraz aştı. Yorumlarda oyunun 15. geceden sonra çok zorlaştığı konusunda oyuncular hemfikir olsa da ben 10. gecede genelde öldüm. Aslında bu oyunun dengesiz zorluğundan değil benim aldığım kararlar sebebinde gerçekleşti. Bazen kendime çok güvendim, gece operasyonuna çıktım ve geri döndüğümde şehrim yerle yeksan oldu. Bazen kendime hiç güvenmedim, şehrin duvarlarının ötesine geçmedim ve kaynak eksikliğinden yenildim.
Sağ olsun Monarchy hiçbir şekilde uyarı ya da yardım etmediği için bazen haritanın sağında olanlardan bihaber şekilde dümdüz sola doğru at sürdüm. Açıkçası insan “kralım, haşmetlim bizi burada kılıçtan geçiriyorlar bir yardım edin” tarzı bir şeyler bekledim. Monarchy’yi yapanlar klavyeden o kadar nefret ediyor olmalılar ki yazılı hiçbir şey yok oyunda.
Oyun ekonomisi tamamen altın doldurduğumuz bir fıçının etrafında şekilleniyor. Altınla eşya satın alabiliyor, bina yapabiliyor ve ordunuza asker ekleyebiliyorsunuz. Can puanlarınız, sahip olduğunuz altın paraların miktarına bağlı; her hasar aldığınızda bir altın kaybediyorsunuz. Mağaralara veya sığınaklara girmek için de altın harcamanız gerekiyor. Altın paraları sandıklardan, düşmanları yenerek, avlanarak, çiftliklerinizden, işçilerinizi madene göndererek ve daha pek çok yoldan elde edebilirsiniz. Ancak dikkatli olmanız gerekiyor; çok fazla altın taşırsanız, taşan altınlar kayboluyor. Açıkçası oyunun en önemli mekaniği altın kontrolü. Efektif şekilde altınları harcamanın yolunu kendi oyun stilinize uygun şekilde ne kadar erken bulursanız oyun o kadar rahatlıyor.
Monarchy, strateji ve kaynak yönetimi oyunlarından keyif alan oyuncular için başarılı bir deneyim sunuyor. Sürekli değişen dengeler ve uzun vadeli planlama gereksinimi, oyunu ilgi çekici kılıyor.