div class="empower-ad" data-empower-zone="157462">

Bağımsız oyunların yükselişi…

- Advertisement -

Geçmişe gidiyoruz derhal… Türkiye’deki bilgisayarcılar, “disket çekme yerleri” olarak adlandırılan, oyun “çektirmek” için gidenlerden başka pek birilerinin uğramadığı yerler. Herkeste Commodore’lar, Amiga’lar, Amstrad’lar var, konsolu olanlar uzaylı. Olsa olsa NES, bilemediniz Sega Master System görülüyor.

İnternet yok, oyun dergisi deseniz amatör çalışmalar, 64’ler gibi birkaç dergi var, kimsenin de oyun beklediği yok. “Batman Arkham Knight geliyor dokuz ay sonra…” cümlesini duyabileceğiniz, Batman yerine başka bir oyun koyabileceğiniz ortama rastlamak hiç mümkün değil.

Bilgisayarcılardaki oyunlar, tanımadığımız birilerinin, üç-beş kişiden oluşan firmaların piyasaya sürdüğü oyunlardan fazlası değil. Zaten adları da ilkel. İçinde komando olan oyunun adı “Commandos” (Yenisiyle karıştırmayın.), uçak simülasyonu gibi bir şeyse “Air Fight”, bolca dövüş varsa, “Fighting Master” gibi, akla ilk gelecek isimlerden oluşan oyunlar söz konusu. EA’ler, Activision’lar, art arda oyun yapan büyük firmalardan bahsetmek mümkün değil.

Ortam böyleyken bilgisayarlar yavaştan güçlenmeye başladı, PC’ler Amiga’ları, Commodore’ları, Amstrad’ları sildi, yok etti. 486’ları Celeron’lar, Pentium’lar kovaladı ve bu sırada artık oyun piyasasında büyük firmalardan da bahsedilir oldu. Artık EA’in oyunları beğeniliyor, Capcom’dan çıkan oyunlar konsolcuların gözdesi oluyor, strateji oyunu isteyen Blizzard’ın Warcraft’ını bekliyor ve iyiden iyiye oyunlar takip edilir hale geliyordu.

Bastion_E32011_0004

Ve günümüze doğru ilerleyen yıllarda konu tamamıyla büyük firmaların, büyük oyunları etrafında dönmeye başladı. Öyle ki, bir dönem “bağımsız oyun” adı altında bir şey görmek mümkün değildi. İnternetten oyun paylaşmak zor, yapan ancak Flash oyunu yapıp bir takım Flash oyunu portallarında yayımlıyor, destek yoksa kimse sizi iplemiyor… Ancak büyük firmaların, büyük oyunları ya da bize uygun gördükleri oyunlar piyasada.

Tam olarak konu nasıl bir dönüm noktasına ulaştı, emin değilim fakat internette paylaşımın kolaylaşması, Steam’den ve diğer oyun dağıtım platformlarından gelen destek, PSN’in küçük oyunlara kucak açması, Xbox Live’da oyun sunmanın getirileri derken bağımsız oyunlar bir anda piyasayı kasıp kavurmaya başladı. Bu dönemin öncülerinden Limbo, sadece grinin tonları ve bolca siyahla, iki boyutlu bir oyunun ne kadar başarılı olabileceğini gösterdi bize ve Limbo’nun ardından bağımsız oyunlar sebil gibi yayılmaya başladı.

- Advertisement -

Düşünsenize birkaç arkadaş bir araya geliyorsunuz, fikriniz sağlam, görsellikten anlayanınız var, bir oyun üretip bunu yayımlamaktan kolayı yok. Bu oyunu EA’e, Activision’a, Ubisoft’a götürüp, “Abi oyun yaptık, bir baksan…” demeniz söz konusu bile değil. Yapıyorsunuz oyunu, Steam Greenlight’tan oyları bekliyor, aldığınız anda da Steam’den oyunu satışa çıkartabiliyorsunuz.

RocketLeagueUpsideDown

Fikriniz çok sağlam ama illa ki finans mı lazım? Kickstarter, Indiegogo ne güne duruyor? Koyun fikrinizi, bağış miktarını belirleyin, gerçekten iyi bir fikre sahipseniz istediğiniz parayı tamamlamanız işten bile değil.

LEVEL Dergisi’ni takip edenler farkındadırlar. Bazı özel zamanlar dışında artık dergi bağımsız oyunların istilası altında. Ekim-Kasım-Aralık’ta bir oyun yağmuru oluyor, ara ara diğer AAA kalitesinde oyunları dergiye taşıyoruz ama onun dışında artık tonlarca bağımsız oyunu konuk ediyoruz. Başlarda bu durum bize de garip geliyordu ve böyle olmasını istemez bir haldeydik de açıkçası; sanki ünlü firmalardan çıkmış, büyük bir oyun değilse kötü olacağını, ilgi çekmeyeceğini düşünüyorduk. Belki dönemin başında böyle oyunlarla da karşılaşmış olsak da şu güne geldiğimizde resmen bağımsız oyunların ezici bir üstünlüğü bulunuyor.

Bir dönem online oyunların, MMORPG’lerin istilasındaki oyun piyasası artık bağımsız oyunların liderliğinde. Oyun motorlarına kolay ulaşım, oyun yapımıyla ilgili okulların artması, internetten bilgiye kolayca ulaşılabilmesiyle binlerce, daha önce görmemizin mümkün olmadığı oyunla karşılaşıyoruz ve bu gerçekten de oyun piyasasındaki dinamizmi inanılmaz bir derecede körüklüyor.
Git gide kaliteli hale gelen bağımsız oyunlar, senede onlarca çıkan AAA oyunları bir bir azaltmaya devam edecek ve belki de bir senede, iki elin parmaklarını geçmeyecek kadar büyük oyun göreceğiz.

Yeni ve güzel bir dönem başladı; dışında kalmayın…

Tuna Şentuna

journey

Haberler

2 YORUMLAR

  1. Harika bir yazı olmuş Tuna abi 🙂 Limbo ile yükselişe başlayan indie oyunlar en parlak dönemini bence Don’t Starve’ın çıkışıyla yaşadı. Umarım indie oyunlar bizi şaşırtmaya devam eder.

  2. Derginizi 2009’da takip etmeye başladım ve lise zamanında oyun kültürüme yön vermede büyük yardımlarınız oldu. Okurken en çok eğlendiğim kısımlar Tuna abiye gelen maillerdi 🙂 . Şuan üniversitedeyim ve maalesef derginizi pek alma şansım olmuyor facebook yardımı ile Tuna Şentuna’nın makalesini görünce sevdim ve okuyayım gecenin bu saatinde 🙂 .

    Dediğiniz gibi bağımsız şirketler tarafından oyunlar çok fazla üretilmeye başlandı bu çok güzel bir şey benimde bir çok oyun yapmaya uğraşan arkadaşım mevcut zaman zaman fikirlerim ile onlara destekte oluyorum. Ancak benim düşüncem ile şöyle bir durum var bağımsız olarak çıkarılmış oyunların oyuncuları oyun kültürü olarak bir çok birikime sahip kişiler. Büyük firmaların reklam ve sunduğu görselliğin hitap alanı çok geniş basit bir oyuncunun bağımsız yapımlara vakit ayırmasını zor buluyorum. Şuan ki grafikler evet birbirini yakalar durumda ama bu durum ilerleyen zamanlarda yine büyük firmalar tarafından ilerletilecek bir teknoloji ile bağımsız yapımcılar bir noktada kalmak zorunda olacak. Benim kanaatimce bağımsız oyunlar altın çağında ancak büyük firmalar dediğimiz şirketler oyunlarında yüksek bir kalite değişimi yaparak yeni şeylerin türemesinin yani ilgi çekmesinin önüne geçecek.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Önerilen Haberler