Secret Level – Warhammer 40K bölümü sonunda geldi. Purity Seal’larımı taktım ve bölümü televizyon başında İmparator’a dua ederek izledim. Kürşat’la aslında bütün Secret Level bölümleri hakkında bütün bir yazı yazma konusunda anlaşmıştık. Onu yapacağız evet. Ama Warhammer 40K bölümü kısa olmasına rağmen içinde anlatılacak çok şey olduğu için onu parçalamaya karar verdim. Konu Warhammer tarihçesi olduğu zaman iki saniyelik bir karede 36 yıllık tarihçe olduğundan konuş konuş bitmiyor.
Bugünkü konumuz Titus ve çocukluğu. Bir de tabii, Space Marine olmak için neler gerekli?
Kısa animasyonda (offf bu arada animasyon kalitesi üst düzey)… Durun aklıma bir şey geldi. Hahahah konuya hemen girmeyeceğim. Değinmem gereken bir şey var. Tam yılını hatırlamıyorum ama Warhammer ve 3D Print belasına beni bulaştıran biri var. Syama Pedersen. Syama Pedersen beş yıl boyunca tek başına çalışarak Astartes adlı Warhammer hayranlarının aklını başından alan bir hayran animasyon içeriği üretti. İzleyenlerin çoğunun ilk tepkisi bunu bir kişi tek başına hazırlamış olamaz oluyordu. Games Workshop Warhammer+ paralı televizyon servisini kurunca Pedersen’i bünyesine kattı ve adamdan yaklaşık 4 – 5 yıldır ses çıkmıyordu. Dün Instagram’da yaptığı açıklamada Secret Level bölümüne katkısı olduğunu yazdı. Bence çok mütevazi bir açıklama yazmış. Çünkü Astartes’i izlediyseniz Secret Level’in buram buram Syama Pedersen koktuğu konusunda bana hak verirsiniz. Bir Space Marine’in savaşta gerçekten nasıl hızlı, sert ve çabuk düşünen askerler olduğunun en güzel örneği Secret Level bölümü olabilir. Neyse, Pedersen eminim Henry Cavill’in de ilgisini çekmiştir çünkü adam tepeden tırnağa yetenek.
Tamam konumuza geri dönelim. Elinde Chainsword’la yüzü kanlar içinde bir çocuk gördük. O çocuk Titus’tu. Peki nasıl bir tesadüfle böyle bir kadere sürüklenmişti.
Aslında buna tesadüf denemez. Space Marine bölüklerinin yeni Space Marine adaylarını seçme sürecinden başka bir şey değil.
Bu konu hakkında detaylı bir video hazırlayacağım ama kabaca anlatmak gerekirse;
İmparatorluğa ait yaklaşık 1 milyon dünya var. Space Marine olmak için gereken gen dizilimleri, fiziksel yeterlilikler (olimpik bir atlet olma şansınız neyse o) ve zihinsel iradeniz gibi şartlar sizde varsa ve Space Marine bölüğü o dönem gezegeninize yeni aday aramak için gelmişse, bravo aday adayının adayısınız. Şöyle diyebilirim 20.000 kişiden 1’inde bu özellikler olabilir. 1 milyar kişidenden 1.500 aday adayı seçilir.
Seçilmeniz Space Marine olduğunuz anlamına gelmez.
Her Space Marine’nin adaylarını topladığı genellikle şartları zorlu gezegenler vardır. Eğer daha medeni Hive World’ların birinde yaşıyorsanız buralara uğramazlar bile. Bu yüzden seçilmek için öncelikle 1 milyon gezegende şansınıza doğru yerde doğmuş olmanız gerekir. Bu da yetmezmiş gibi doğru zamanda… Fiziksel şartları yerine getirseniz bile Space Marine bölükleri yaklaşık her 75 yılda bir yeni adaylar ararlar. Yani sizin yeterliliğiniz olsa bile doğru zaman aralığında doğmadığınız için seçilemeyebilir ve muhtemelen torununuz yeterli yaşa geldiğinde bölük yeni adaylar için gezegeninize gelmiş olur.
Yaş demişken. Bütün bu fiziksel ve zihinsel şartlara sahip olmanız gereken yaş 10’dur. 14 yaşını geçmiş ve ergenliğe girmişseniz Space Marine eğitimi için çok yaşlı sayılırsınız. O yüzden dizide Titus’u sınavını bitirmiş bir aday adayı olarak küçük bir çocukken eli yüzü kan içinde gördük.
Potansiyeli olan çocuklar ailelerinden alınır. Her Space Marine bölüğünün kendi sınavları vardır. Çocuk grubunun eline birer bıçak tutturup bir ay boyunca yırtıcı hayvanların cirit attığı tropik bir gezegende hayatta kalmalarını isteyebilirler. Sınavların içeriği bölükten bölüğe değişir ve bu sınavlarda çocukların hayatta kalma şansı neredeyse sıfıra yakındır. Sağ çıkanlar eğitime alınırlar.
Psiko doktrin ve acımasız eğitimlerden geçtikten sonra,
Space Marine olmak için gen uyumluluğunuza bakılır. Eğer Gen Tohumu’na uyum sağlayamayacağı tespit edilirse bütün bu acıları boşa çekilmiştir.
Eğer uyumluluğunuz varsa uyuşturulmadan yapılan korkunç ameliyat süreci başlar.
Vücudunuza ikinci kalp, üçüncü akciğer gibi organlar eklenir. Bedeninize pompalanan nütrojenlerle cüsseniz genişler, kemikleriniz sertleştirilir, boyunuz uzatılır. Bu süreçte de sağ kalma şansınız azdır. Birçok aday ameliyata dayanamadığı için ölür.
Bu süreci de atlatırsanız… Halen Space Marine olmamışsınızdır arkadaşlar. Bölükler girdikleri savaşlarda sizi Marine zırhı olmadan ateşin ön hattına atarlar ve yeterliliğinize bakarlar. Gerekli cesareti göstermişseniz (ve ölmemişseniz) bölük tarafından kabul görür ve Astartes zırhınızı alarak Bölük Kardeşliği’ne katılırsınız.
Kısacası bir Space Marine kolay yetişmiyor arkadaşlar. En iyinin de iyisi olmadığınız zaman bu elit birliklere giremiyorsunuz. Bir de Deathwatch var (Space Marine 2 ilk bölümde gördüğümüz) onlar da elit’in de elit’ini arıyorlar. Başka bir zamanın konusu olsun bu da.
Emperor protects.
İmparatorluk Muhafızları benim daha çok ilgimi çekiyor. Düşünsenize yüz binlerce sıradan insanı kıyma makinesi gibi savaş alanına sürüyorlar. Ellerindeki silahlar her ne kadar gerçek dünyadaki silahlardan üstün olsa da, warhammer 40k evrenindeki en zayıf silahlar. Buna rağmen sayı, cesaret ve taktiksel silahlar ile evrenin en kana susamış düşmanlarına, space marineler gelene kadar, karşı koymak için en önde piyon gibi yer alıyorlar.
Ama yapımcıları tebrik etmem lazım. Tüm sjw hareketlerine rağmen hala oyun ve filmlerde kadın space marine falan görmedim. Galaksiden tüm uzaylıları temizlemek için ant içmiş, tepeden tırnağa zırhlı ölüm makinelerini, “Sarılalım sıkı sıkı” diyen teletubbielere çevirecekler diye ödüm kopuyor. Zaten gerçek hayattan uzaklaşmaya çalışan insanlara umarım warhammer serisini çok görmezler. Ayrıca görsel olarak da zırh ve ekipmanların hem cilalanmış hem de girdikleri muharebelerden hasar görmüş özellikleri görmek çok tatmin ediyor. Örneğin Dawn of war 3’te herkesin şikayet ettiği büyük bir sorundu bu. Umarım warhammer 40k ülkemizde de daha popüler bir hale gelir 🙂