Müzik ruhun gıdasıdır diye boşuna dememişler. Kimse müzik dinlemeyi sevmiyorum diyemez. Herkesin öyle ya da böyle sevdiği bir tarz vardır. Kimisi elektronik müzikten hoşlanırken, kimisi sanat müziğinden. Ancak bir şekilde herkesin sevdiği bir tür vardır. Durum böyle olunca da müzik ne yaparsak yapalım hayatımızın bir yerlerinde duran, kimi zaman ne kadar kıymetli olduğunu hissedemediğimiz muhteşem bir şeydir. Oyun endüstrisi de sevdiğimiz her şeyden faydalanmayı ihmal etmez. Müzik de bunlardan, bana sorarsanız gerektiği kadar üstünde durulmayan, birisi konumunda. Yeni nesille birlikte, bir dönem yağmur gibi üzerimize yağan Rock Band, Guitar Hero, Dj Hero gibi oyunların sesi soluğu çıkmaz oldu. Mobil cihazlarda ise, benim de severek oynadığım Tap Tap serisi eski popülerliğini iyice yitirdi. Mobil oyun incelemeleri yazmaya başlamam vesilesiyle, mobil oyunlarla daha da içli dışlı oldum. Mobil oyunların olmazsa olmazı reklamlarda ise Magic Piano’ya rastladım. Bir bakayım ne var ne yok diyerek oyunu indirdim ve hemen oyuna daldım. Tap Tap’in yerini dolduracak bir yapım olmasıysa en büyük dileğimdi.
Öncelikle şunu belirteyim, Magic Piano da Tap Tap gibi sözde ücretsiz bir yapım. Oyunu ücretsiz olarak indirseniz de şarkılar için tek tek ödeme yapmanız ya da V.I.P üye olmanız gerekiyor. V.I.P üyelik de haftalık olarak ödeme anlamına geliyor. Maalesef Magic Piano’ya da oyunun sundukları dışında şarkılar eklemek mümkün değil. Açıkçası oyunun şarkı yelpazesi mükemmel olmasa da yeterli seviyede ve düzenli olarak genişlemeye devam ediyor. Oyunun Tap Tap’den en büyük farklılığı, şarkıların alıştığımız versiyonlarını çalmıyor oluşumuz. Şarkıların tamamını piyano coverı şeklinde çalıyoruz. Bazı şarkılarda sırıtmış olsa da, oyunu açar açmaz karşıma gelen Let It Go ve Do You Want To Build A Snowman coverları kesinlikle gönlümü çaldı. Ayrıca Magic Piano’da Tap Tap’den farklı olarak, yalnızca sabit olarak yerinde duran üç tuşa basmıyoruz. Bunun yerine yatay şekilde kullandığımız telefonumuzun ekranına farklı noktalarda gelen, dörde kadar artabilen notalara basmamız gerekiyor. Notalara tam olduğu noktada basmasanız da oyun bunu algılıyor ve notaya basmışsınız gibi kabul ediyor. Ancak, oyun telefon ekranını bir piyano gibi kabul ettiği için, daha ince veya kalın notalar çıkıyor ve şakının melodisi bir miktar bozuluyor. Oyunda Tap Tap’de olduğu gibi telefonu sağa sola çevir, salla gibi hareketler ya da uzun basılan notalar bulunmuyor.
Açıkçası müzik temelli bir oyunu kelimelerle anlatmak inanılmaz zor. Bu yüzden oyunu bol bol Tap Tap ile kıyasladım. Yukarıda da okuduğunuz üzere, Magic Piano Tap Tap’e göre farklılıklar içeren bir yapım. Açıkçası oynarken keyif de aldığım bir yapım oldu. Her ne kadar yazıda kıyaslamaya sokmamış olsam da, Osu!’nun gerisinde kalan bir yapım olduğu da su götürmez bir gerçek. Ancak Osu!’nun zorluğundan sıkıldıysanız ve tanıdığınız, bildiğiniz şarkıların piyano coverlarını çalmak istiyorsanız Magic Piano’yu bir deneyin derim.
Tolga Yüksel