No Time to Explain Remastered

    0
    14

    Özellikle aksiyon filmlerinde sıkça rastladığımız bir diyalog vardır: “Açıklayacak zaman yok!” Bunun arkasından da muhtemelen o filmin en can alıcı sahnelerinden birini izlersiniz. Büyük konuşmak gibi olmasın ama bu ünlemi bana hayatım boyunca kimse söyleyemeyecek. Veya ben bu cümleyi kimseye söyleyemeyeceğim. (Ağır kanlı olmak zor bir meziyettir.) Bir yere yetişmek için acele ettiğim çok nadir olur. Açıklama olmadan veya açıklama yapmadan bir işe giriştiğimi de hatırlamıyorum. Ama şu an karşınızda olan oyun, bunların hepsini size yaptırıyor, en azından yaptıracak…

    No Time to Explain, aslında 2011 yılına ait bir oyun. O zamanki haliyle olağanüstü teknik problemleri nedeniyle çok fazla olumsuz eleştiri almıştı ama oyunun kök yapısı kendine has bir tarza sahip olduğu için bir o kadar da övgü kazanmıştı. O oyunun aynısını, hatalarını ve kusurlarını gidererek tekrar piyasaya sürdüler ve böylece günümüz “Remastered” hastalığına bir kurban daha vermiş olduk. Hoş, teknik kusurları olan bir oyunun iyileştirilerek tekrar piyasaya sürülmesinde bir mahsur yok.

    ss_d4348836155e49b6ab96ed08acc7f575596a279b.1920x1080

    Gelelim, bu en az ismi kadar ilginç olan oyunumuza… Adından da anlayacağınız üzere, oyunun size hikayesini tam olarak anlatacak vakti yok. Oyunun ilk başında, karakterimizin gelecekten bizzat kendisi çıkıyor karşısına ve tam “Ben senin gelecekteki halinim. Açıklayacak zaman y…” derken devasa bir yengeç, gelecekteki halinizi kapıp götürüyor ve siz de “N’oluyor lan!?” diyemeden elinizde tuhaf bir silahla yola koyuluyorsunuz. Bu silah, bir nevi lazer silahı. Hem hasar verme, hem de itici gücü var. Yeri geldiği zaman silahın itme gücünü kullanarak platform bulmacalarından sıyrılmaya çalışıyorsunuz. Kırılacak veya vurulacak yerler olduğunda da yine aynı silahı kullanıyorsunuz. Amacınız, o bölümün sonundaki boyut kapısına ulaşmak ve diğer boyuta geçmek.

    Bu şekilde boyuttan boyuta atlarken, sonunda bir büyük düşman karşılıyor sizi. Eski platform oyunlarındaki gibi her büyük düşmanın bir taktiği var ve o taktiği çözmeniz lazım. Burada dikkat çekici olan şey, normalde oyunun bölümlerine yerleştirilmiş sonsuz checkpoint noktaları, burada yerini 3 tanecik cana bırakıyor. Yani büyük düşmanla kapışırken sadece 3 defa ölme şansınız var ve canlarınız bittiğinde kapışmaya en başından başlıyorsunuz.

    5533

    Ara sıra oynanış şekli değişik olan karakterler de çıkıyor piyasaya. Mesela, kısa bir süre sonra karşınıza elinde patlayıcı bir silah olan ve bu silahla oradan oraya zıplayabilen bir karakterle karşılaşacaksınız. Bu karakterler, oyunun monotonlaşmak üzere olduğu anlarda karşınıza çıkıyor ve maceranızı bir adım daha ileriye doğru sürüklüyor. Ha, bu arada… karşınıza çıkan kekleri de “Hölp!” diye yutmadan önce bir daha düşünün zira fazla kalorinin kalbinize zararı dokunabilir.

    No Time to Explain’in grafik yapısı bir çizgi film tadında. Espri anlayışı ve absürd yapısı da bu tarza eklenince giderek daha da bağlanıyorsunuz oyuna. Bir sonraki bölüm, haydi bir bölüm daha, “Aha, büyük düşman!” derken saatlerinizi harcayabilirsiniz başında. Oyunun tamamını bitirdiğiniz zaman da Workshop’ında takılabilirsiniz. Evet, yaratıcı bünyeler için bir Workshop’ı da var No Time to Explain’in. Burada kendi bölümlerinizi tasarlayabilirsiniz veya hali hazırda tasarlanmış bölümleri oynayabilirsiniz. Bu da tabii ki oyunun tekrar oynanabilirlik yüzdesiini yükseltiyor.

    No Time to Explain, minik bünyesinde sıradışı bir oyun yapısı bulunduran ve Workshop detayıyla birlikte kolay kolay kenara atılamayacak bir oyun olmuş. Indie oyun bağımlılığınız varsa eğer, bu başlığı gözden kaçırmayın derim.

    Ertekin Bayındır

    2422115-giantcrab