Pillars of Eternity

    0
    14

    RPG oynamak isteyenler için geçmişten bir parça…
    RPG, şüphesiz en detaylı oyun türü. Günümüzde birçok tür, içerisine RPG öğeleri katarak yoluna devam ediyor ve bu hiç de şaşılacak bir durum değil. Karakter geliştirmek, üzerine yeni eşyalar almak ve farklı yeteneklerini geliştirerek diğerlerinden tamamen farklı bir modele dönüştürmek, hemen her türlü insanın dikkatini çeken bir yapıdır. Nitekim RPG’yi RPG yapan tema, masaüstünde oynanan ve özellikle ülkemizde FRP olarak adlandırılan Fantasy Role Playing türünün, bilgisayar oyunlarına yansımasıdır. Bu noktada RPG türü, dijital ortamda diğer tüm yapılardan dev bir adım atarak ayrılır. CRPG olarak adlandırılan bu tür içerisinde, grafikten daha çok oyun mekanikleri ön plandadır. Birbirinden farklı ırkların, birbirinden farklı sınıflarda karşımıza çıktığı CRPG oyunlarında esas olan ana senaryodur. Olabildiğince derin bir hikaye örgüsü içerisinde, bolca konuşma yaparak oyunun içerisine dahil ederler bizi. Hem elimizin altındaki farklı karakterleri bir arada tutmak, hem de kendi tarzımızda bir oyun oynamak, CRPG’lerin genelde en zorlayıcı kısmını oluşturur. Her daim bahsettiğim üzere 90’lı yılların sonu oyun dünyasının altın çağı olmuştur ve işte tam da bu dönemde CRPG’lerin ilk ve bir anlamda Pillars of Eternity’e kadar son temelleri atılmıştır. Baldur’s Gate ve Icewind Dale isimli iki oyunla başlayan macera, akabinde Planescape: Torment ile zirveye ulaşmış, Baldur’s Gate 2 ile yoluna devam etmişti. Geçtiğimiz yıllarda Planescape Torment hariç her iki oyunun da yenilenmiş versiyonlarının piyasaya çıkması bir tesadüften çok daha fazlasına işaret ediyor. Defalarca bitirilen oyunlar grubunun belki de en başında yer alan bu üç isim, içerdiği devasa dünyası ve olasılıklarıyla hep bizi bizden almayı başardı. Geçen süre zarfındaysa ne yazık ki biz CRPG tutkunları hiçbir şekilde aradığımızı bulamadık; taa ki Pillars of Eternity kendisini gösterene kadar…

    01

    Bir oyundan fazlası
    İki isim: Obsidian Entertainment ve Paradox Interacative. Hani derler ya denizden babam çıksa yerim, bu iki isim de söz konusu oyun olduğu zaman benim için aynı anlama geliyor. Hele hele ikisinin bir arada olması; aman diyeyim! Pillars of Eternity temelde bir Kickstarter projesi ve döneminde kısa sürede topladığı 4,163,208 dolar ile rekor kırmayı başarmış özel bir yapım. Unity olarak bilinen ve günümüzde birçok oyunun temellerini oluşturan grafik motoru ile hazırlanmış durumda. Oyunun geçtiği dünyanın adı Eora. Biz ise genel olarak bu dünyanın Dyrwood bölgesinde etrafa koşuşturuyoruz ki bu durum bir anlamda potansiyel eklenti paketi anlamına geliyor. Oyuna başladığımız ilk dakikalardan sonra, “Watcher” olduğumuzu öğreniyoruz. Watcher denen kişilerin özelliği, diğer insanların ruhlarına dokunabiliyor ve geçmişlerini görebiliyor olması. Zaten bu özelliğimizi oyunun hemen her türlü karesinde görebiliyoruz. Şimdi sizi şöyle bir kenara alayım ve Pillars of Eternity’nin giriş kısmından adım adım beraber ilerleyelim… Efendim dediğim gibi, uzun zamandır böyle detaylı bir CRPG ile karşılaşmamıştım ve sonun o aradığım karakter yaratma menüsüne kavuştum! (Yazarken bile yüzüm gülüyor ya!) Karakterimizin cinsiyetini belirledikten sonra ırk kısmına geçiyoruz. Pillars of Eternity hem bilindik, hem de kendisine has ırklara sahip. Human, Aumaua, Dwarf, Elf, Orlan ve Godlike olarak sıralanan ırkların, aynı zamanda alt ırk grupları da bulunuyor. Misal benim seçtiğim Aumaua ırkının, “Coastal Aumaua” ve de “Island Aumaua” olmak üzere iki farklı alt ırkı mevcut ve her ikisinin de verdiği bonus özellikler farklılık gösteriyor. Bu sebepten nasıl bir karakter oynayacağımıza en baştan karar vermemiz gerekli. Akabinde “Class” kısmı geliyor. Burada yüzümde ikinci bir tebessüm oluşuyor zira Barbarian, Cipher, Fighter, Paladin, Ranger, Wizard, Chanter, Druid, Monk ve Priest olmak üzere 11 adet sınıf bulunuyor. Bendeniz her daim olduğu gibi Barbarian kısmına yöneldim ve oyunda biraz ilerledikten sonra çok da doğru bir karar verdiğimi gördüm; arada tavsiye etmiş olayım. Geçiyoruz “Attributes” kısmına. Might, Constitution, Dexterity, Perception, Intellect ve Resolve şeklinde karşımıza çıkan özellik puanlarımızın dağıtımı CRPG oyuncuları için çok kolay olsa da, yeni oyuncular için bir hayli kafa karıştırıcı olabiliyor. Bu durumun ziyadesiyle farkında olan yapımcı ekipse hangi sınıfın, hangi özellik puanlarına ihtiyaç duyduğunu açık ve net şekilde belirten işaretler koyarak, yanlış karakter yaratımını engellemiş. Buradan herkese duyurula! Durun! Daha bitmedi! Sırada “Culture” kısmı bulunuyor. Yedi farklı “Culture”dan birisini seçip yolumuza devam ediyor ve “Backround” kısmına geçiyoruz. Burada yapacağımız seçenek, karakterimizin beş farklı yeteneğinden ikisine bonus sağlıyor olacak. Son olarak da görünüş… CRPG’lerin her daim en basit kalan yanı olan görünüş, yine o genel geçer basitlikte ve evet, yine o güzide portrelerden birisini seçerek oyuna dalıyoruz!

    02

    Sahne
    Pillars of Eternity klasik CRPG’lerde olduğu gibi izometrik kamera açısına sahip. Gelişen teknoloji sayesinde kamerayı oyuna bir hayli yaklaştırıp, uzaklaştırabiliyoruz. Özellikle yenilenen Baldur’s Gate serilerine nazaran çok daha yüksek bir çözünürlüğe sahip olduğu için, savaşların yakından izlemek mümkün. Fakat genel olarak haritaya hâkim olmamız gerektiği için uzak kamera açısı her zaman
    büyük avantaj sağlıyor. Savaş demişken, birazcık değinmekte fayda var. İlk olarak büyük bir yanlış anlaşılma ya da hatayı ortadan kaldıralım. Pillars of Eternity sıra tabanlı bir oyun değil, o bir CRPG. Yani “space” tuşu ile oyunu durdurup, bu esnada karakterlerimize komut verebiliyoruz. Yine de bu demek değil ki bir düşman, bir biz oynuyoruz. Tam tersine, oyun tamamen gerçek zamanlı ve karakterin saldırma hızı ve bu konuda aldığı bonus’lar, yapacağı saldırıların aralıklarını belirliyor. Karakterler bir defa düşmanın dikkatini üzerine aldığı zaman sağa sola hareket edemiyor. Bu sebepten menzilli saldırı yapan karakterlerin yakınına bir düşman gelmesi, genelde facia ile sonuçlanıyor. Büyüler konusunda da durum çok ciddi. Tıpkı AD&D kurallarında olduğu gibi her büyü kullanıcısının günlük belirli miktarda büyü yapma hakkı bulunuyor. Dikkat edilmesi gereken ise, yapılacak negatif alan büyülerinin (Bkz. Fireball) grubumuzda bulunan karakterlere de etki ettiğini unutmamak. Bazı büyülerin alanlarının ufak olduğu düşündüğümüzde, yararlı büyüler için de grubumuzu düzgün şekilde savaş alanına sokmamız gerektiğini hatırlatmak isterim. Tüm bu işlemleri yaparken bir yandan da sağ aşağıda bulunan özet panelini takip etmek büyük önem arz ediyor. Çünkü burada yapılan saldırılarının başarılı olup olmadığından, ne kadar hasar alınıp verildiğine kadar her türlü bilgiyi görebiliyoruz. Üzerimizde ve düşmanın üzerinde bulunan yararlı ve zararlı bonus’ları da karakterin üzerine geldiğimiz zaman sol üst köşede görmek mümkün. Özet panelinin bir diğer önemli özelliği de kime saldırmamız gerektiğini çok daha iyi anlatıyor olması. Tabii Pillars of Eternity eski CRPG’lere kıyasla oyun içerisine çok daha fazla animasyon eklediği için, “Stun” yiyen bir karakterin yere düşüp oturması o an ne olduğunu anlamamıza ön ayak oluyor. Yine de bazı özel durumları karakter üzerinden anlamamız imkânsız olduğu için paneli takip etmek gerekmekte. Bu noktada ufak bir soruna da parmak basmak istiyorum. Ne yazık ki sıkışık alanlarda karakterlerimizin hepsine birden komut verdiğimiz zaman, duvara ya da diğer bir karaktere takılarak ilerleyemediklerini gözlemledim ki bu da Unity grafik motorunun azizliği. Keşke hiç böyle bir sorun olmasaydı ama yapacak bir şey yok…

    03

    Herkesten lazım
    Pillars of Eternity bilinen CRPG’leri alabildiğine geliştirmiş. O klasik handa uyuma mevzusu, harcanan paraya kıyasla kiralanan oda kalitesinin artmasıyla, ertesi gün farklı özelliklerimize bonus almamıza olanak sunması ile daha da renklenmiş. Yine han içerisinde para karşılığı farklı gezginleri ekibimize katabiliyor olmak da cabası. İlerleyişimize göre seviyemize yakın karakterleri direk para ile alıp, tıpkı sıfırdan karakter yaratıyormuş gibi ekibimize dâhil edebiliyoruz. Ayrıca grubumuzda bazı karakterleri belirli bir süreliğine göreve yollayabiliyor olmak da cabası! Farklı ödüller ve bolca yetenek puanı kazanan karakter, pek tabii bu süre boyunca yanımızda bulunamıyor. Eğer oyunun başında birazcık idare edebilirseniz, kiralık asker işine hiç bulaşmayın derim. Bir noktadan sonra Pillars of Eternity ana senaryosuna dâhil olan Aloth, Durance, Edér, Grieving Mother, Hiravias, Kana Rua, Pallegina ve Sagani ile yollarınız kesişecek. Toplamda altı kişi olabilen grubumuzun illa ki bu kahramanlar kombosundan oluşması gerekiyor. Yani illa ki dedim ama senaryo akışı için bu şart. Aksi halde birçok yan görevi yapamaz ya da kısa sürede bitecek bir görevi uzun sürelerde tamamlamak zorunda kalırsınız. Anlayacağınız bu kahramanların oyuna etkileri büyük. Zaten hepsinin kendi başlarına bir görevleri bulunuyor ve genelde olduğumuz seviye kadar ilerlemiş şekilde karşımıza çıkıyorlar.

    İşin savunma kısmına geldiğimizde de Pillars of Eternity yine çok iyi bir iş başarmış. AD&D sistemindeki karmaşayı ortadan kaldırarak, genel bir “Defense” mantığını oyuna eklemiş. Her karakterin Deflection, Fortitude, Reflex ve Will olmak üzere dört farklı defans özelliği bulunuyor ve her biri farklı türde saldırıya karşı çalışıyor. Büyüler ile arttırabilen defans özelliklerimiz, aynı zamanda karakterlerimiz seviye atladıkça da otomatik olarak yükseliyor. Bu noktadan sonra devreye “Vitality” giriyor ve o da kendi içinde “Endurance” ve “Health” olmak üzere ikiye ayrılıyor. Her ikisinin de bitmesi, karakterin tamamen ölümü ile sonuçlanıyor. “Endurance” kısmı karakterin ilk etapta aldığı genel geçer hasarı yükleniyor ve savaşlar bittikten sonra yeniden doluyor. Ancak “Health” kısmı savaş bittikten sonra ne yazık ki yenilenmiyor. “Health” sadece ve sadece “Rest” yapıldıktan sonra yeniden dolabiliyor. “Endurance” hep bir ön koruma sağlıyor gibi gözükebilir ama düşmanların bazı saldırıları direk “Health”e de gelebiliyor. Bu sebepten kimin nerede olduğuna ve ne çeşit bir düşmanla savaştığımıza çok dikkat etmemiz gerekiyor.

    Pillars of Eternity tek kelimeyle muhteşem bir oyun. “Orası şöyle olmuş, yok efendim burasında bu varmış” gibi argümanlara pek gerek yok. Evet, bir takım hataları var, yok değil ama oyunun geneli o kadar muhteşem, o kadar derin ve o kadar sürükleyici ki boy gösteren hatalar gerçekten göze batmayacak seviyede. Uzun yılların ardından karşıma bu kadar detaylı bir CRPG çıkmasını kesinlikle beklemiyordum. Şöyle düşünün; bu yazıyı yazarken oyunu o kadar çok oynamama rağmen, halen iki adım atıp şaşırabiliyorum. Karakterleri, hikâyesi, oyun içi etkileşimi ve sonu gelmez diyalogları ile beni uzun süre sonra kendime getiren; “RPG dediğin budur arkadaş” dedirtmeyi başaran tek oyun olmayı başardı. Abarttığımı düşünenler varsa, onlara hemen bu oyunu alıp oynamalarını şiddetle tavsiye ediyorum.

    Ertuğrul Süngü