Benim gibi ilk oyundan habersiz oyuncuların aklına iki soru gelecektir. Biri, Spelunky nedir? İki, Spelunky sizi nasıl ele geçirir? İlk soruyu cevaplamak gerekirse Spelunky; canavarlar, tuzaklar, kullanılabilecek eşyalar ve gizemler ile dolu bir platform oyunudur.
İkinci sorunun cevabını henüz vermeyeceğim zira yazının sonlarına doğru cevabı öğrenmiş olacaksınız. Kolay denebilecek üç öğretici bölümden sonra tozlu madenlerde, balta girmemiş ormanlarda, soğuk buzullarda ve Mısır’ın piramitlerinde bir başımıza kalıyoruz. Macera oldukça uzun ama olduğundan uzunmuş hissi veriyor. Bunun sebebi de bu maceranın üstesinden gelebilmek için yolculuğun başında sadece dört canımızın bulunması. Mario’nun maceralarıyla büyüyen nesiller için canlarımızı her kaybettiğimizde oyuna yeniden başlamak olağan karşılanacaktır. Benim olağan karşılamakta zorlandığım kısımsa her yeni başlangıçta bütün bölümlerin yeniden ve rastgele bir şekilde tasarlanmış olarak karşımıza çıkması. Öyle dört canınızın tamamını bir bölümü öğrenmeye harcayıp oyuna en baştan başlayarak ezberlediğiniz yolları kullanamıyorsunuz. Her defasında yeniden tasarlanan bölümler sizi dört canınızla bilinmezliğin ortasında bırakıyor. Verilen canlar yetmediğinde mağaralarda mahsur kalmış sarışın bayanı arayıp kurtararak bir can kazanabiliyorsunuz. Oyunun değişken yapısını daha da tehlikeli kılan tuzaklar, dikkatsizliğinizi kesinlikle affetmiyor.
Her bölümde, bölümün geçtiği mekâna göre kazıklar, yuvarlanan kayalar, asitler, lavlar ve taretler gibi birbirinden farklı birçok tuzak bulunuyor. Tuzakları bir kenara bırakırsak canlarımızın peşinde olan canavarlar olduğunu da belirtmem gerek. Uçan, zıplayan, sürünen ya da sadece yürüyen, yanımıza gelip bize zarar vermek isteyen ya da uzaktan bir şeyler atarak bunu gerçekleştiren irili ufaklı çok sayıda düşmandan bahsediyorum. Neyse ki bu tuzaklar ve canavarlarla mücadele edebilmek için karakterimizin iki temel aracı bulunuyor. Bunlardan ilki bir çeşit kancalı tırmanma halatı ve ikincisi de fitilli bir bomba.
Sınırlı sayıda bulunan bu iki ekipmanı çevrede bulabileceğimiz kutulardan ya da satıcılardan temin edebiliyoruz. Bu iki ekipman dışında birçok işe yarar eşyayı da satan satıcılar ne yazık ki her bölümde bulunmuyorlar. Bu arada denk geldiğiniz satıcılardan varsa pusula almayı ihmal etmeyin; çıkışını bilmediğiniz mağaralarda, ormanlarda, buzullarda ve labirentlerde en çok işe yarayan eşya pusula oluyor. Ayrıca yeterince bombanız varsa her yeri patlatarak çıkışa kadar kendi yolunuzu açmakta özgürsünüz. Şu ana kadar bahsettiğim Adventure modunu ve Deathmatch modunu yerel olarak bir bilgisayardan dört arkadaşınızla birlikte oynayabiliyorsunuz. Deathmatch modunda amaç, tahmin edeceğiniz üzere ayakta kalan son kişi olmak.
Ayrıca Daily Challenge modunda gün içinde diğer oyunculara karşı yarışıp en çok puanı toplamayı da deneyebilirsiniz. Oyunun grafiklerininse sevimli ve göze hoş gelen yapıda olduğunu söyleyebilirim. Uzun oynanış sürelerinde dahi göz yoran, zorlama bir görsel tarz bulunmuyor. Tekrara ve öğrenmeye açık bir oynanış tarzına merakınız varsa kaçırılmayacak bir oyun sizleri bekliyor.