Paintball son dönemde ülkemizde iyice popüler olan bir spor, hobi ya da aktivite -artık nasıl tanımlarsanız- halini aldı. Benimse bir türlü ısınamadığım bir şey. Ne kadar o kıyafetleri de giyseniz, ne yaparsanız yapın, heyecanlı bir takım arkadaşınız geliyor ve sizi 10 santim mesafeden vuruyor. Bunun sonucunda da gelecek on günü, pek de hoş olmayan morluklar eşliğinde geçirmeniz gerekiyor. Bu sebeple genel olarak uzak duruyorum kendilerinden. Eğer siz de benim gibiyseniz, renkli toplarla savaşmayı sevmiyor aynı zamanda renkli bir savaş da arzuluyorsanız, buyurun size Tactile Wars’u taktim edeyim.
Tactile Wars insan yapısının bir sonucu olan rekabet üzerine kurulu bir yapım. Boom Beach ya da Clash of Clans gibi diğer oyunculardan savunmanız gereken bir bölgeniz var. Aynı zamanda siz de başka oyunculara saldırıyorsunuz. Ancak diğer oyunların aksine herhangi bir üretim yapmanıza ya da hammadde toplamanıza gerek yok. Oyunda her şey altın ve gemler üzerinden dönüyor. Altın oyunda standart olarak yaptığınız her şeyden kazandığınız ana parayı temsil ediyor. Gem ise, bazı başarımlar sonucu elde ettiğiniz, asıl kaynağı nakit ödeme olan ve oyunda her şeyi elde etmenizi sağlayacak ikinci para birimi. Tactile Wars’da savunmanızı kurarken Boom Beach’de olduğu gibi bölgenizdeki defansı en ufak ayrıntıya kadar düşünmek gibi bir durumunuz yok. Bunun yerine bölgeniz, temel noktalara ayrılmış ve bu noktalara savunmalar koyuyorsunuz. O noktanın çevresindeki yerlerde de bu savunma elemanları konumlandırılmış oluyor. Savunmada, mayından piyadelere, tanklardan, uçaklara kadar pek çok şey kullanabiliyorsunuz. Ancak her bir savunmanın belli bir ağırlığı ve her bölgenin kaldırabileceği maksimum savunma var. Daha ayrıntılı anlatmak gerekirse: diyelim ki sizin bir bölgeniz maksimum 150 puanlık savunma öğesi kaldırabiliyor. Her bir piyade 30, tank 40, mayınsa 20 savunma puanınıza mal oluyor. Yani o bölgeye en fazla 5 piyade birliği ya da 3 tank 1 piyade birliği gibi çeşitli kombinasyonlarda savunmalar koyabiliyorsunuz. Saldırı yapan taraf bu savunmaları yok edebiliyor. Savunmalarınız yok olduğunda altın vererek tekrardan o birimleri edinmeniz gerekiyor. Yok olan bir birim kendi kendine yeniden oluşmuyor.
Öncelikle işin defansif tarafından bahsettim çünkü oyunda asıl önemli olan nokta bu. Tüm gününüzü oyunu oynayarak geçirmeyeceğinizi düşünüyorum. Rakipleriniz de siz oyunda değilken size saldırmaya devam ediyor. Her kaybettiğiniz savaş da sıralamada düşmenize sebep oluyor. En başta da belirttiğim gibi oyun tamamıyla oyuncular arası rekabet üzerine kurulu. Her galibiyet ve mağlubiyetinizde kazandığınız, kaybettiğiniz puanlar sonucu lig atlıyorsunuz ve temel hedef en yüksek lige ulaşmak. O puanları kazanmak içinse saldırmak gerekiyor. Oyunun saldırı tarafıysa gerçekten rengarenk. Oyunda düşmanları öldürmek, patlatmak, yok etmek gibi terimler kullanılmamış. Bunun yerine rakipleri “boyamak” şeklinde bir tabir oyunda yer alıyor. Oyunda hangi renk olarak savaşacağınızı oyunun henüz başında seçiyorsunuz. Bunun bölgeniz ve askerlerinizin renkleri dışında oynanışa bir etkisi bulunmuyor. Rakipleri boyamak içinse piyadeler, paralı askerler ve çeşitli ekipmanlar emrinizde. Ancak oyunun başında yalnızca piyadeye sahip oluyorsunuz. Oyunu oynadıkça rastgele zamanlarda düşen kartlar ile resimleri tamamlıyor ve paralı askerleri, diğer ekipmanları kazanıyorsunuz. Kartlar ile kazanılan birimleri her bir saldırınızda istediğiniz gibi kullanabilirsiniz. Oyunda sahip olduğunuz birimleri gitmesini istediğiniz noktaya basarak hareket ettiriyorsunuz. Eğer ki bir noktaya dokunmaz ve şekil çizerseniz birimleriniz bu şekli alıyor. Bir bölgeyi ele geçirdikten sonra düşmanlardan savunurken, birimlere uygun şekiller vermek çok kullanışlı olabiliyor. Düşmanınız savunmasına göre de taktiklerinizi şekillendirmeniz gerekiyor. Rakip ister savunma belirlemiş, ister belirlememiş olsun sabit olarak savunma yapan piyadeler var. Ancak bu piyadelerin elinde bayrak tutan bir komutanı oluyor. Her bir piyade birliği size saldırdığında, birliğin komutanına saldırıp onu boyayabilirseniz diğer piyadeler de doğrudan boyanmış oluyor. Düşmanlarınızı boyadıkça puan kazanıyorsunuz ve puanınız belirli bir seviyeye geldiğinde yeni birimler çıkartabiliyorsunuz. Ayrıca belirteyim, her saldırıya başlarken piyade sayınız sabit. Saldırının ilerleyen bölümlerinde ekibiniz büyüyor. Son olarak, saldırı sırasında çeşitli güçlendirmeler ve madalyalar kazanmak mümkün. Madalyalar o saldırıdan aldığınız notu ve puanı etkiliyor. Güçlendirmeleri ise aktif yetenekler gibi düşünebilirsiniz. Şunu da belirtmeden geçmeyeyim, kazandığınız güçlendirmeler sonraki bölümlere taşınmıyor. O saldırı içerisinde kullanın gitsin.
Aslına bakarsanız Tactile Wars hakkında anlatılabilecek daha pek çok ayrıntı mevcut. Ancak işin büyüsünü de bozmamak adına anlatmıyorum. Bazı şeyleri kendi kendinize keşfetmenizde fayda var. Böylece daha yaratıcı savunmalar ve saldırılar yapabilirsiniz. Tactile Wars son dönemde mobil platformlarda oynadığım en keyifli oyun oldu kesinlikle. Herkesi renkleri savaşına davet ediyorum.
Tolga Yüksel