Raven’s Cry

    1
    12

    17. Yüzyıl’ın Güney Amerika’sında, Karayipler’de geçen Raven’s Cry bize tüm gerçekliğiyle korsan yaşamını anlatıyor. Aslında her şey intikam için! Daha küçücük bir çocuk olan Christopher, o zamanlar Avrupa’da yaşanan sıkıntılardan dolayı ailesiyle birlikte yeni bir sayfa açmak için Amerika’ya göç eder fakat hiçbir şey umdukları gibi olmamıştır. Bir gün Christopher’ın köyüne yapılan saldırıda bütün köy yerle bir edilir, ailesi katledilir ve sol elini kaybeder. Bir anda bütün sevdikleri ölmüştür ve bu olay Christopher’ı gittikçe çıldırtır, düşünebildiği tek artık intikamdır!

    02

    “The Devil” lakabıyla anılan Neville Scranton önderliğinde gerçekleştirilmişti saldırı ve yıllardır ölü sanılan Neville’ın Karayipler’de olduğu haberi alınır, hikâye de bu şekilde başlar. Farklı bölümlerden oluşan hikâyede intikamımızı almak için Karayipler’in keşfedilmemiş yerlerini ve eski Aztek topraklarını görüyoruz. Oyunda tabii ki Christopher’ı yönetiyor ve geminin içinde maceramıza başlıyoruz. Denize açıldığımızda karşımıza başka bir korsan gemisi çıkıyor, gemiyi ateşe tuttuktan sonra San Juan’a gidiyoruz. Christopher genelde gemi mürettebatından arkadaşıyla birlikte görevlere gidip onunla konuşuyor. RPG ve macera türünün bir karşımı olan Raven’s Cry’da ana görevler ve yan görevler bulunuyor. Bunun yanı sıra ödüller kazanıp hazine peşinde de koşabiliyoruz. Oyun genellikle dövüş ve düello üzerine kurulmuş; eski tarz düello kılıçlarını ve tabancalarını kullanabiliyoruz. Oyundaki savaş sistemiyse ikiye kısımdan oluşuyor; biri kara üzerindeyken, diğeri de gemiyle girilen savaşlar. Yakın dövüş sisteminde bloklama, kaçınma ve son vuruşu yapma gibi özellikler mevcut. Oyunda bir de yetenek sistemi bulunuyor. Tecrübe kazandıkça seviye atlayabiliyor ve yetenek puanlarını harcayabiliyoruz. Ayrıca ne şekilde iyi dövüştüğünüze bağlı olarak düşmanlarınızın da hareketleri değişiyor, farklı şekillerde saldırabiliyor ve hatta sizi yenebilmek için başka korsanlarla birlik olabiliyorlar. Oyundaki bazı büyülü eşyalar ve düşmanı korkutma, lanetli büyüler gibi özellikler dövüş sırasında çok yardımcı oluyor.

    Oyun boyunca görevlere bakabileceğimiz bir panel mevcut ve bu şekilde detayları görebiliyoruz. Görevleri yaparken bile aldığımız en ufak karar hikâyeyi değiştirebiliyor. Mürettebatımızı ve silahlarımızı güçlendirmek için bir miktar para karşılığı gemimizi geliştirmemiz gerekiyor ama oyunda para kazanmak pek kolay değil, bu yüzden para kazanabilmek için birçok yola başvuruyoruz. İstersek kayıp hazine peşinden gidebilir, hırsızlık yapabilir ve girdiğimiz hanlarda kumar oynayıp para kazanabiliriz. Bir başka yolsa öldürdüğümüz düşmanların üzerinden topladığımız eşya ve paralar. (Eh, her zaman üstleri dolu olmuyor tabii ki.) Aldığımız paralarla hanlardaki satıcılardan içki ve iksirler alabiliyoruz.

    Oyunda gerçekten çok ince düşünülmüş bazı detaylar bulunuyor. Ailesini kaybettiğinden beri Christopher’ın yanında bulunan kuzgun sadece etrafta uçmakla kalmıyor, ona yeni yetenekler öğretebiliyoruz. İkisi arasında gerçekten derin bir bağ bulunuyor. Öte yandan 17. Yüzyıl’ın Karayipleri’ndeki silahlar, gemiler, eski evler, sokaklar ve halk çok güzel yansıtılmış. Çevre detaylı bir şekilde düşünülmüş, o zamanın korsan ruhu oyuncuya aktarılmaya çalışılmış. Her yerde satıcılar, hırsızlar, ayyaşlar ve sokak başlarında “kadınlar” yer alıyor. Geminin idaresi de yine iyi düşünülmüş detaylardan biri. Mürettebatımızla iyi geçinip onlara iyi baktığımız takdirde bize itaat edip emirlerimizi yerine getiriyorlar ki bir kaptan olarak geminin kontrolünü elini almak çok önemli unsur. Christopher’ın gemisinde farklı bayraklar kullanması ve kimliğini saklaması da iyi düşünülmüş.

    Oyunda bir kayıt özelliği mevcut ve bunu belli sürelerde otomatik kaydetme olarak ayarlayabiliyoruz. Yine çok beğendiğim özelliklerden biri, ıslak bir tabancanın ateş etmemesi ve bataklığa girdiğimiz anda hareketlerimizin değişmesi. Oyunun müzikleriyse gayet başarılı, korsan havası güzel bir şekilde yakalanmış.

    04

    Bu güzel özelliklerin yanı sıra bir de problemler bulunuyor ki bunlar saymakla bitmeyecek gibi sanırım. Oyunda inanılmaz sıklıkta çökmeler meydana geliyor ve birçok hata bulunuyor, oyunu oynayamaz duruma geliyoruz. Şahsen bir müddet sonra oyunu oynayamadım, iki dakikada bir atıp burdu, tam bir fiyasko anlayacağınız. Hatalardan biri iki kişinin konuşması sırasında bazen seslerinin çıkmaması veya birden altyazıların belirmesi; kafasına göre takılıyor resmen. Karakterimiz yürürken ve sağa – sola dönerken etraf o kadar bulanıklaşıyor ki bazen gözlerim ağrıdı. Yürümesi bir yana, zıplama mekaniği de bir o kadar kötü, karakterin doğru dürüst bir yere zıplayabildiği görülmüyor. Yine oyun içi etkileşim butonuna basınca çıkan görüntü o kadar çirkin ve basit ki… Dövüş mekaniğine gelirsek o kadar özellik eklemişler ama gerçekten her şey kötü ve basit. Düello kılıcımızı gelişi güzel sallıyoruz sadece ve tabancayla hedef almak tam bir komedi. Mesela tam adamın kafasını hedef alıyor ama hiçbir şekilde vuramıyorsunuz nişan almanız doğru olsa bile. Evet, sonraları keşfettim ki hedefin bayağı bir sağına doğru hedef alıp vurmak gerekiyormuş. Bazı şeyler o kadar saçma ki sanki oyun daha yapım aşamasında gibi ve çok hata var. Karakterlerin görünüşlerine de pek özen gösterilmemiş, bazılarının suratları çizgi film gibi gözüküyor.

    Açıkçası bu kadar para verip bu şekilde oyunu oynamak (!)sinir bozucu ve vakit kaybı olarak görüyorum. Oyunu önermek gibi bir niyetim yok gerçekten, eziyet etmek istemem insanlara ama derseniz “Ben yine de korsan oyunlarını çok severim ve sabırlıyımdır.”, ancak o zaman oynayın işte.

    Simay Ersözlü