Cities: Skylines

    0
    28

    Eskiden buralar hep bostandı
    Bundan iki yıl kadar öncesi, 2013’ün Mart ayı, tam tarihse 7 Mart. Oyun tarihinin en önemli markalarından, serilerinden biri olan SimCity, yıllar sonra yeni bir üyeye kavuşuyordu. O ana kadar yayımlanan ekran görüntüleri o kadar güzeldi, videolar o kadar etkileyiciydi ki oyunu sabırsızlıkla bekliyordum. Sonunda beklenen tarih geldi, oyun satışa sunuldu ve gece yarısı itibariyle sunucular açıldı, kaos başladı. Yeni SimCity’yi eskilerinden ayıran en önemli detay, oyunun internet bağlantısı gerektirmesi ve kurulan şehirlerin de sunucularda barındırılması idi. Hal böyle olunca ve oyuna da ciddi bir talep gösterilince sunucular çökmeye, yapılan şehirler kaybolmaya başladı. Bir şehir kurduk, yatıp uyuduk, bir uyandık ki şehir yok! Hem oyuncular isyan ettiler, hem inceleme notları beklenenin çok altında geldi ve SimCity markasının yok oluş süreci başlamış oldu.

    01

    Şubat ayında çıkan Cities XXL feci bir oyundu, şehir simülasyonu türünün dirilişini bekleyenleri tam anlamıyla hayal kırıklığına uğrattı. 4 Mart’ta SimCity’nin yapımcısı Maxis’in kapandığı açıklandı ve bir kez daha hüzne boğulduk ama bundan sadece altı gün sonra, yani 10 Mart’ta Cities: Skylines öyle bir çıkış yaptı ki oyun önce Twitch’in en çok izlenen oyunları arasına girdi, sonra da beklenmedik satış rakamlarına ulaştı. Ben de ilk SimCity oyunundan beri şehir kurma tutkunu biri olarak oyunun başına geçtim ve ağzım açık bir şekilde şehrimi yönetmeye başladım.

    Öncelikle şunu belirtmek isterim ki Cities: Skylines’ı oynamak için ne sunucu, ne de internet bağlantısı gerekiyor. Bunu en baştan dile getiren yapımcılar, potansiyel problemleri baştan çözerken multiplayer defterini de rafa kaldırmışlar. Doğru karar, aferin. Yapımcıların SimCity’nin hatalarından çıkardığı tek ders bu değil tabii ki. SimCity’de en çok neden şikâyet ediyorduk? Ufacık şehirlerden… İşte bu konu da gayet güzel bir çözüme kavuşmuş. Oyuna başlarken bölge seçimimizi yapıyor ve belli bir alanda şehir kurmaya başlıyoruz. Oyunda bir çeşit seviye atlama sistemi mevcut ve nüfus arttıkça seviye atlıyor, her seviyede de yeni özellikler açıyoruz. Bu özelliklerden biri de şehrin alanını büyütmek ki bu sayede ilk başladığımızdan katbekat geniş bir alanı yönetebiliyoruz.

    Oyunun seviye atlama sistemini biraz daha açıklamakta fayda var. Öncelikle oyuna başladığınız ilk anda “hem ev kurarım, hem polis istasyonu yaparım, bir de üstüne kredi çekerim” diyemiyorsunuz çünkü bazı özellikler ilk aşamada kapalı durumda. Aslında bu durum bir yandan da gereksiz harcama yapmanızı engelliyor çünkü bir şehri batırmak oldukça kolay. Seviye atladıkça önce polis ve itfaiye gibi servisler açılıyor, sonrasında şehri ilçelere bölme sistemi devreye giriyor. Bu süreçte yeni binalar, yeni kanunlar ve şehir planlama detayları gitgide dallanıp budaklanıyor ve oyunun ne kadar detaylı olduğu, SimCity’nin de eksikleri birer birer ortaya çıkıyor. En basitinden oluşturduğunuz sanayi bölgesindeki muhtemel yangınları azaltmak için o bölgeye özel sigara yasağı kanunu getirmek cidden ince bir detay. Evcil hayvan gezdirme yasağından tutun da her eve ücretsiz yangın alarmı dağıtmak gibi daha birçok kanun ve uygulama mevcut oyunda. Detaylar böylesine fazlayken şehrin çabucak büyümesini istemeyeceksiniz.

    Yeni başlayanlar için
    Buraya kadar anlattıklarımdan hiçbir şey anlamadıysanız, daha önce hiç şehir simülasyonu oynamamışsınız demektir. O halde bazı temel konuları anlatayım. Cities: Skylines, son SimCity’nin aksine tek bir şehri yönettiğimiz bir oyun. İlk olarak kendimize farklı özelliklere sahip bölgelerden birini seçiyor, sonrasında şehre giren yolu içeriye doğru uzatıyoruz. Giriş ve çıkış olarak paralel bir şekilde bölgeye giriş yapan yolu bir noktada birleştirmek gerekiyor ki şehre girenler aynen çıkabilsinler. Yolları çektikten sonra konut, ticaret ve sanayi olmak üzere üçe ayrılan alanları yol kenarlarına döşemek gerekiyor. Bu noktada SimCity ile kıyaslama yapmak gerekirse SimCity’de düşük (Low), orta (Medium) ve yüksek (High) olarak kendi içinde üçe bölünen sınıflandırmanın bu oyunda düşük ve yüksek olarak ikiye indirildiğini belirteyim. Döşeme işleminden sonra önce insanlar ev sahibi oluyor, ardından iş buluyorlar. Şehir büyüdükçe ev ya da iş talebine göre döşeme işlemine devam etmeniz gerekiyor. Eğer evler yetersiz kalırsa kiralar yükseliyor ve şikâyetler artıyor, aynı zamanda iş yerleri de çalışan bulamadığı için bir bir kapanıyor.

    02

    Nüfus artarken ihtiyaçlar baş gösteriyor; güvenlik için polis, yangın için itfaiye, sağlık için hastane, ulaşım için toplu taşıma, eğitim için okul, yaşam kalitesi için çevre düzenlemesi, ölüler için mezarlık ve daha saymakla bitmeyecek birçok sistem devreye giriyor. (Mezarlık yapmazsanız, ölen insanlar evde duruyorlar ve bu da aynı binada yaşayanlar üzerinden son derece kötü bir etki yapıyor.) Tüm bu ihtiyaçları giderirken ya da giderdikten sonraysa iki konuya ağırlık vermeniz gerekiyor; trafik ve sanayi.

    SimCity’de olduğu gibi, Cities: Skylines’ta da sanayiyi belli konular üzerinde uzmanlaştırmak mümkün. Oyunda sanayi sektörü ormancılık, çiftçilik, madencilik ve petrol olmak üzere dörde ayrılıyor. Ha, bunların hiçbirine girmezseniz de sanayi bölgeleri genel ihtiyaçlara yönelik olarak hizmet veriyor. Belli bir alanda uzmanlaşmak istediğinizde oynadığınız haritanın kaynak dağılımını gözden geçirmelisiniz ve sanayi bölgelerinin konumlandırmasını ona göre yapmalısınız. Maden olmayan yerde madencilik, orman olmayan yerde ormancılık yapmaya kalkarsanız sonuç hüsran olacaktır tabii ki.

    Gelelim trafiğe… SimCity’nin temel yapıtaşlarından biriydi trafik ama bir türlü de rayına oturamadı tam olarak. Trafiğin önemi şu ki eğer trafik akmazsa hizmetler de hedefine ulaşmaz, halkın memnuniyeti azalır ve şehri terk etmeler başlar. Düşünsenize, bir ev yanıyor ve itfaiye o eve ulaşamıyor, insanlar işe gitmek istiyorlar ama otobüsler bir türlü yol alamıyor. Hal böyle olunca yavaş yavaş ekonomi de çöküşe geçer ve işin altından kalkamazsınız, iflasa sürüklenirsiniz. Neyse ki Cities: Skylines’ın trafik sistemi, SimCity’ye göre çok daha iyi durumda ama zaman zaman anlamsız trafik sıkışıklıkları da olmuyor değil.

    05

    Büyükşehir belediyesi çalışıyor arkadaşlar, özetle diyeceğim o. Ha, keşke SimCity’deki gibi yolları çekince elektrik ve su otomatik olarak bağlansaydı ama olsun, eskiden de kablo çekiyor, boru döşüyorduk. Bir de yine SimCity’deki gibi şehre hortum ya da meteor yağmuru salabilseydik de biraz eğlenseydik ama buna da tamam. Şehri bir nebze daha canlı ve eğlenceli kılacak bu detayların eksikliğine rağmen bugüne kadar yapılmış en iyi şehir simülasyonu ile karşı karşıyayız. Üstelik mod desteği sayesinde içerik her geçen gün daha da zenginleşiyor, hatta SimCity’nin bina tasarımcılarından biri bile Cities: Skylines’a bina tasarlıyorken bu oyunu kaçırmayın ve hemen belediye başkanlığına adaylığınızı koyun derim.

    Şefik Akkoç