Karanlık bir odaya ilk adımınızı attınız, görebildiğiniz tek şey uzaktaki mumun üzerinden sizi izleyen iki göz. Adım adım yaklaşırken masayı ve üzerinde duran kartları fark ettiniz. Gizemli yabancı ellerini salladı ve havalanıp karışmaya başlayan kartlar iki deste halini aldı. Yabancı size baktı ve alaycı bir ses tonuyla “Demek oyunu değiştirebileceğini ve beni kendi oyunumda yenebileceğini düşündün. Gel otur, bakalım kartlar ne diyor?” diye sordu ve oyuna başladık. Gizemli yabancı alevli kılıç kartını masaya koydu ve bir anda kahramanın elindeki kılıç alevlendi. Gözümde kıvılcım parlarken düşündüm, acaba hazır mıyım?
Evet biliyorum, bazen (her zaman) kendimi çok kaptırıyorum hoşuma giden bir oyun olduğunda ama gerçekten Hand Of Fate oynarken bunu yapmamak elde değil. Oyunun iki ana modu var, bunlardan ilki hikaye modu, bu modda gizemli Dealer’ımızın destelerine karşı oynayıp sırayla her desteyi yenip kartları kendi destemize katarken, bir yandan da neden bu kart oyununu oynamak zorunda olduğumuzu keşfediyoruz. Kendi kart destemizi yaratabildiğimiz ve rakibin destesi ile savaştırdığımız, hatta kart oynamak yeterince keyifli değilmiş zaten gibi bir de her çarpışmayı, her savaşı RPG/TPS kontolleriyle kahramanımızı kendimiz kontrol ederek kontrol edebildiğimiz bir oyun düşünün. Magic The Gathering ve Pokemon kartlarıyla büyümüş bir insan olarak, gerçekten de akılda canlandığı kadar keyifli.
Her oyuna başlamadan önce destemizi kendimiz düzenliyoruz, başımıza gelebilecek olayların, kullanabileceğimiz silah ve zırhların, hatta karşımıza çıkacak düşmanların kartlarını hazırlayıp, rakibimizin destesiyle birleştiriyoruz ve rakibimiz adeta zindanın efendisiymiş gibi kartları önümüze açmaya başlıyor. Oyun bu noktada Zindan ve Ejderha gibi rpg’yi şekillendirmiş bir oyunun oynanış mekanikleri ile tradisyonel kart oyunu mekaniklerini çok iyi birleştirip tüm kontrolü sizin elinize veriyor. Bir karttan diğerine sıçrayıp bin bir çeşit dost, düşman ve tuzakla karşılaşırken bir yandan da destemizden gelecek doğru silah kartını bekliyoruz.
Kartlardaki event’ler ve bunları yaparken kullandığımız dövüş mekanikleri de eğlenceli. WASD tuşları ile hareket ederken bir tuşla atağımızı, diğer bir tuşla da kaçış ve blok hareketlerimizi kontrol edebiliyoruz. Silahlarımız ya da çeşitli kutsamalarla kazandığımız özelliklerimizi ise kullanmak için 1 ve 2 tuşlarını kullanıyoruz. Kontroller inanılmaz basit ve alışmak çok kolay, takdir edersiniz ki bu basitlik oyunun lehine işliyor. Görsellere gelirsek çizgi romansı ve eğlenceliler hep. Bana fazlasıyla Fable serisini hatırlattılar hatta. Oyunun ikinci moduna gelmek gerekirse bu da Endless Mode. Bu modda sabit ve seçtiğimiz bir destemiz yok, bunun yerine kartlardan oluşan bir yolu takip edip sürekli karşımıza çıkan düşman, tuzak ve maceraların üstesinden gelerek Dealer’ımıza acaba kaç tur kart açtırabileceğimize bakıyoruz.
Oynanışı kolay, eğlenceli, orijinal ve güzel bir konsept üstüne keyifli görseller ve müzikler eklenince, RPG ve kart oyunu severlere gözüm kapalı tavsiye ediyorum.
Emre Aydoğan