Son iki aydır o kadar çok indie’ye maruz kaldım ki bir AAA sınıf oyun görsem “Oha, oyunlar ne kadar da gelişmiş!” diyeceğim. Yaz aylarının oyun kıtlığı da bize böyle yansıyor işte, bol bol indie oyun oynuyoruz. Piyasada da ne kadar çok indie oyun var arkadaş ya, oyna oyna bitmiyor! Bir süre daha böyle devam ederse, Kürşat bana 100’lük desteler halinde oyun göndermeye başlayacak, ondan korkuyorum. Neyse, konuğumuzu unuttuk… Karşınızda yeni indie oyunumuz, Horizon Shift!
“Cıv cıv!” seslerine ve midi müziklere en çok kulağı aşina olan kesim, biz bastonlularızdır herhalde. Yeni kesim de bu seslere indie’ler sayesinde aşina olmuşlardır artık. Horizon Shift, dibine kadar klasik shoot’em-up kokan bir oyun ve bu seslerden bolca var ortalıkta. Hatta olayı daha da abartıp, oyunun görsel yapısını eski tüplü televizyon modeline veya pikselleri gözle sayılabilecek bir hale getirmenize bile olanak tanınmış. Orjinal grafikler içinse Unreal 4 kullanılmış ve su gibi grafikler söz konusu. (Şaakaaaaaaa!) Oyunun açılış ekranındaki “Press Any Button” yazısının yerinde “Insert Coin” olsaydı şaşırmayacaktım, o derece…
Ekranın ortasında bir uzay gemisi, her yandan dalga dalga gelen düşmanlar, alayına gider yapma şekli ve bir yerden sonra kontrol mekanizmasının yerini ağrıyan ve birbirine dolaşan parmakların alması… Bir shoot’em-up oyunundan daha başka bir şey isteyemezsiniz. Oyunun zorluk derecesini de sabır sınırlarınıza göre ayarlayabiliyorsunuz ama her halükarda, yani en kolay modda, size sunulan iki hakla üzerinize dalga dalga gelen düşmanlarınızı yok etmeye çalışıyorsunuz. Olayın klasik shoot’em-up’lardan ayrılan yanıysa şu, ikiye bölünmüş bir ekranda, her iki taraftan gelen düşmanlara karşı savaşıyorsunuz.
Karşınıza gelen düşmanların belli başlı karakterleri var. Bazıları dümdüz, siz patlatasınız diye oradan geçiyorlar. Bazıları rastgele ateş edip ortalığı karıştırıyorlar. En berbat karakterli olanları da o ekranı ikiye bölen çizgiyi ya patlatıyorlar ya da orada sağa sola hareket ederek canınız sıkıyorlar ki bunlar sadece birer başlangıç… Hiç vurulmadan yol alırsanız, silahınız giderek güçleniyor ki shoot’em-up’ların vazgeçilmezi olan, o ortalıktaki her şeyi silip süpüren bombalar da var repertuarda.
Horizon Shift için söylenecek çok bir şey yok, shoot’em-up seven bir oyuncunun repertuarına illa ki almak isteyeceği bir oyun. Geri kalanların böyle bir istekleri olur mu, bilemem. Çok üstün puanlarla ödüllendirilecek veya çok düşük puanlarla yerlere vurulacak bir oyun da değil, standart bir “oyun” işte. Yine de arkadaşlarınızla challenge’dan challenge’a akabileceğiniz bir oyun olabilir. Böyle huylarınız varsa tabii…
Ertekin Bayındır
