Ironcast

    0
    15

    Zamanında PSP’yi elimden bırakmadan, yer gök dinlemeden oynadığım Puzzle Quest’i tamamıyla unutmuş olmam çok garip geldi. Bana bu oyunu hatırlatan da Ironcast’ten başkası olmamıştı. Puzzle Quest’i nasıl unutabilirdim? Nasıl varlığını tamamıyla tozlu yapraklara gömebilirdim? Nasıl bu kadar büyük bir şok yaşayabilirdim ki şu satırları elem bir keder içinde kaleme alabildim… Puzzle Quest’i hatırladıktan sonra da tüm anılarım bir bir yerine geldi, her şeyi yıllar öncesinin netliğiyle tekrar yaşadım. Öyle ki Ironcast’e büyük bir sempatiyle yaklaştım, sonra da olduğum yere yığıldım.

    Hatırlarsanız Puzzle Quest’te bir kahramanımız vardı ve bu kahramanımız renkli taşları yan yana getirerek çeşitli büyüler ve saldırılar yaparak, haritada karşılaştığı düşmanlarının üstesinden gelmeye çalışıyordu. Ironcast’te de farklı bir durum söz konusu değil lakin Puzzle Quest’in fantastik evreni yerine burada Steampunk teması ve buna bağlı olarak da robotlar, tanklar konu edilmiş.

    01

    Ironcast’te, adı Ironcast olan bir robota sahip olup çeşitli görevleri yerine getirmeye çalışıyoruz. Robotumuzun iki farklı silahı bulunuyor ama silahları ateşlemenin ötesinde, robotun donanımını ayakta tutmak için de bir çabaya giriyoruz. Burada da –aynı Puzzle Quest’te olduğu gibi- renkli taşları yan yana getirmemiz gerekiyor. Mor olanlar bize cephane sağlıyor, yeşil olanlarla hasar görmüş parçalarımızı yeniliyoruz. Turuncu olan bütün sistemleri çalıştırmak için gereken enerjiyi sağlıyor ve maviler de ısınan sistemleri soğutmamıza yarıyor. Turuncu ve mavilerin defansta büyük önemi var zira yürümek ve kalkanlarımızı aktive etmek için bu güçlerimizin yerinde olması gerekmekte.

    Görevleri haritadan alıyor ve görevin ne tipte olduğunun bilgisine de yine buradan ulaşabiliyoruz. Örneğin Battle modunda bir robot veya tankla karşılaşıyor, Survival’da belirli bir süre boyunca dayanmaya çalışıyoruz. Görevi başarıyla tamamladıktan sonra da bir miktar Scrap ve tecrübe puanıyla menüye dönüyoruz. Workshop’ta Ironcast’imize yeni silahlar, kalkanlar veya başka ekipmanlar takmak mümkün ve seviye atlamak da bize çeşitli ekstra güçlerin kapısını açıyor.

    Teoride gayet güzel gözüken oyunun en büyük eksisi fazlasıyla zor olması ve bir kez ölünce de oyunun sonlanması. Evet, yapımcılar oyuna ilginç bir sistemle yaklaşmış ve Ironcast’iniz bir kez patladıktan sonra en baştan başlıyorsunuz. Burada da Global Rank adında bir sistem karşımıza çıkıyor ve ne kadar ilerlemişsek, o kadar tecrübe puanı kazanıp yeni oyuna, çeşitli ekstralarla başlayabiliyoruz. Yine de bu zorluk ve oyunda bir türlü, bağlayıcı bir şekilde ilerleyememek bence çok büyük bir eksi olmuş.Bu önemli eksikliğe oyunun kötü atmosferi de ekleniyor. Ironcast’lerin tasarımları Photoshop’tan çıkmış gibi; Steampunk havası çok naif bir seviyede kalmış. Çok daha iyi bir tarz benimsenebilirdi…

    Normalde bu tip oyunlardan asla kopamayan biri olarak Ironcast’i oynamak bana hiç de eğlenceli gelmedi; bence size de gelmeyecektir…

    Tuna Şentuna