Lucius II: The Prophet

    0
    23

    6.6.1966’da doğan (Bu motto her kullanıldığında cehennemde bir ocak sönüyor, yeter!) ve 6 yaşına (Sürpriiiz!) geldiğinde çevresindeki herkesi, Final Destination filmlerine taş çıkaracak kompozisyonlarla öldürmeye başlayan Lucius’un hikâyesi kaldığı yerden devam ediyor. Shiver Games bu kez oyun motoru olarak Esenthel yerine Unity Engine’i tercih etmiş. Grafikler gözlerimize ziyafet sunmasa da ilk oyuna göre ciddi bir ilerleme olduğu kesin.

    04

    İlk oyunun ardından Lucius bir sağlık kliniğine gönderilmiştir ve ilk oyunda işlediği onca cinayet de senatör olan babasının üzerine kalmak üzeredir. Derken dedektifimiz olaya dâhil oluyor ve ilk başta senatörün suçlu olduğundan eminken, nihayet bizim veledin bu işte parmağı olabileceğine hükmediyor ve Lucius’un tutulduğu hastaneye doğru yola çıkıyor. Hikâyeyi de “davaya bir bakayım” derken istemeden şeytanın avukatlığına terfi eden dedektifin ağzından dinliyoruz ama olduğu kadar çünkü bu klişe hikâye iyi işlenemediği gibi, oyunda hikâyeye odaklanmanızı zorlaştıracak onlarca sıkıntı var.

    Problemler daha “tutorial” sırasında karşımıza dikiliyor, dördüncü – beşinci anlamsız, kötü kurgulanmış egzersizden itibaren hatalara takılıp geri dönmek veya tutorial’ı geçmek arasında tercih yapmak zorunda kalıyorsunuz. Oyunun henüz başında bir odaya giriyorsunuz ve odadaki hastane görevlisini öldürmek için önünüzde birkaç seçenek bulunuyor. Kahvesine ilaç katabilir, lavaboya elektrik verebilir veya donut’ı (!) tavandaki havalandırmaya atarak kopup yarattığı vahşeti (!) izleyebilirsiniz. Daha sonra Hitman serisinde olduğu gibi, cesedi ortadan kaldırmaya çalıştığınızda yarısının duvara sıkışıp kaldığını kederle izleyeceksiniz. Oyunda bunun gibi onlarca hata mevcut ve bazısı gerçekten canınıza tak ettiren cinsten.
    Lucius hiç konuşmuyor, böyle yaparak daha “cool” gözüktüğünü de söylemek zor. İnsanları öldürüp ortalığı ateşe verdikçe güçleri daha da artıyor ancak yüzünde mimik dâhi yok, ayrıca güçlendikçe Star Wars: Knight of the Old Republic’de olduğu gibi etrafta yıldırımlar çakmasını veya gözlerinden ateş çıkarmasını bekliyorsanız da hayal kırıklığına uğrayacaksınız. Güçlerini geri kazandıkça insanların akıllarını daha uzaktan kontrol edebiliyor, daha uzaktan “çarpmaya” başlıyor veya nesnelere hükmetme kabiliyeti artıyor. Bunların her birini yaparken onlarca hatayla karşılaşmanız da oldukça olası.

    08

    Açıkçası “öldürme” üzerine kurulu bir oyunda size sağlanan seçenekler oldukça bol. Sorun, kendinizi hikâyeye verebilmeniz pek kolay olmadığından, bu cinayet kompozisyonlarının kısa süre içinde sıkmaya başlaması. Oyun hızlı bir şekilde kendini tekrar etmeye başlıyor ve ciddi teknik aksaklıklar ve oynanıştaki o “bitmemişlik” hissi oyundan giderek uzaklaşmanıza yol açıyor.

    Ortalama puanlar alan ilk oyunun da gerisinde kalmış, teknik problemi bol, klişe hikâyesi laf olsun diye anlatılmış bir oyunla karşılaştım ben. Türe özel bir merakınız yoksa uzak durun diyorum.

    Kürşat Zaman