Recontact: İstanbul

    0
    12

    İstanbul sizce de korkutucu bir şehir değil mi? 14 Milyon gibi çılgın bir nüfustan bahsediyoruz. Hele ki benim gibi siz de hayatınızı Ege’de sessiz sakin bir şekilde geçirdiyseniz. İzmir’e bile “ Vay canına ne büyük şehir bu!” dediyseniz, İstanbul’dan siz de korkuyorsunuzdur. O kargaşa, o kalabalık, o zamana karşı amansız yarış gözünüzü korkutuyordur. Arkadaşlarım hala bana neden İzmir’i seçtiğimi soruyor. Ege ve sakinlik diyorum onlara. İstanbul’da gerçekten mutlu yaşamak mümkün mü ki? Orada her şey bir mücadeleden, bir savaştan ibaret değil mi diyorum? Benim için İstanbul maç izlemeye gidilecek bir yer ancak. Yaşanacak bir yerse, asla.

    maxresdefault (1)

    Bu kadar büyük, kalabalık bir şehirde herkesin iyi insan olmasını bekleyemeyiz. Maalesef İstanbul’da kötülüğü iyiliğe tercih etmiş o kadar çok insan var ki. Güvenlik güçlerimiz de her zaman bu kötü insanlarla, suçlularla mücadele halinde. Recontact: İstanbul da bize bu suçlularla mücadele şansı veriyor. Yapımcı ekibin bizzat çektiği, gerçek anlık görüntüleri kullanarak hazırladığı Recontact: İstanbul’da, eşkali belirlenmiş olan suçluları polislere bildirmeye çalışıyoruz. Bunu yapmak için bize önceden hazırlanmış bir video görüntüsü sunuluyor. Bu görüntüde suçluyu belirlemeye çalışıyoruz. Genelde elimizde, şöyle giyinen, şu renk saçlı, şu yaşlarda birisi şeklinde bilgiler oluyor. Ancak dürüst olmak gerekirse yaş bilgisi oyunu oynadığım süreçte hiçbir işime yaramadı. Görüntüler kişinin yaşını belirleyebilecek kadar net değil bana sorarsanız. Zaten yapımcı ekip görüntüler konusunda hassas davrandığını, camların ve yüzlerin üzerinde oynamalar yapıldığını not düşmüş. Böylece çekim yapılan bölgedeki insanların mağduriyeti de önlenmiş.

    Oyundaki görüntülerin hazırlanmış olduğu sokaklar –ben olmasam da- İstanbul’da yaşayanların aşina olacağı yerler. Taksim meydanı, Haliç, İstiklal caddesi gibi mekanlar kullanılmış. İlk bölümlerde kısmen daha belirgin görüntülerde, daha rahat ayırt edilebilecek şahısları yakalamaya çalışıyoruz. Ancak oyunu yarıladıktan sonra işler epey zorlaşıyor. Daha düşük kalitede görüntüler, daha kalabalık mekanlar ve çok da bariz şekilde kendini göstermeyen şahıslar. Defalarca kez aynı görüntüyü izleyip, aradığınız kişi bulamazsanız boşuna kendinize kızmayın ya da kendinizi kötü hissetmeyin. Çünkü yalnız değilsiniz. Ancak oyunda bu noktada bir sıkıntı vardı. Kısmen hatadan dönülmüş olsa da bence hala bir sıkıntı ya da biraz hile var. Aynı bölümde iki kez hata yaparsanız ceza alıyorsunuz ve tekrar oynamak için beklemeniz gerekiyor.

    Oyunun bölüm sayısı az ve ömrü kısa. Oyun, her ne kadar bir dakika gibi kısa bir süre bekletiyor olsa da, ben hiç oyun açıkken süre bitsin diye beklemedim. Ya başka bir oyuna geçtim ya da bir işim varsa onunla ilgilendim. Bu cezalar sebebiyle sanki oyunun süresi daha uzunmuş gibi hissetmeniz muhtemelen. Ancak oyunun süresinin kısa olduğu gerçeğini de değiştirmeyen bir durum. Bu konuda şunu da ekleyeyim, yapımcı Eray Dinç’ten gelen bilgilere göre bu hata sayısı 10 olacakmış. Hatta siz bu yazıyı okurken bu yapılmış bile olabilir.

    maxresdefault

    Recontact: İstanbul güzel bir fikir ve bolca emeğin birleşiminden oluşan bir yapım. Eray Dinç ve emeği geçen tüm arkadaşları tebrik ediyorum ve bir oyuncu olarak teşekkür ediyorum. Oyunun kısa olması ve bir süre sonra hep aynı şeyi yapmanın sıkıcı olması bir eksik olsa da, çok güzel bir konsept yakaladıkları tartışılmaz bir gerçek. Aynı konsepti başka şehirlere uygulamak da bence mümkün. Ancak bazı yenilikler ve oyuna hareketlilik getirecek yeni fikirler gerektiğini de eklemeden geçemeyeceğim. Recontact: İstanbul’u herkese öneriyorum.

    Tolga Yüksel