Bu oyunu açıklamak günümüz oyuncuları için biraz zor olacak ama 80 sonları ve 90’lı yılların ortalarında oyun oynamış hemen her türlü oyun sever nasıl bir oyunu anlatacağımı çok iyi biliyor.
Thylacine Studios tarafından geliştirilen Siralim, “rougelike” denen bir RPG modeline sahip. Fakat sadece bu yapı ile de sınırlı kalmamış ve yaratık ehlileştirmeyi de bünyesine eklemiş. Oyunun en önemli özelliklerinden bir tanesi, (en azından ben bu satırları yazıyorken) 15. seviyeye kadar bedava oynanabilmesi. Piyasadaki her oyunun böyle bir özelliği olsa işte esas o zaman hangi oyunun gerçekten ne kadar sattığını görürdük. Üzerine yetmezmiş gibi fiyatı sadece 18 TL. Yani yeme de yanında yat. Peki neden?
Aslında birçok nedeni var ve eminim ki her zümreden insan kendisi için farklı nedenler üretebilecektir. Benim için zaten 20 yıl öncesinden fırlamış olması başlı başına bir sebep. Siralim’e grafik üzerinden bakmaya gerek yok. O daha ziyade içeriği ile öne çıkan bir oyun. Kimileri için grafik çok önemli anlıyorum ama detay her zaman grafiği yenmiştir ve yenecektir de. İşte tam bu noktada Siralim’in RPG olarak üzerine düşeni çok iyi yaptığını düşünüyorum. Oyuna Chaos, Death, Life, Nature ve Sorcery sınıflarından birisini seçerek başlıyoruz. Başlar başlamaz yaptığımız ilk hareket ise sınıfımızla ilgili bir yaratık çağırmak. Çağrılan yaratıklarımız bir anlamda oyun içindeki gücümüzü ortaya çıkartıyor ama hem biz, hem de yaratıklarımız aynı anda seviye atlıyor.
Buradaki kafa karışıklığını ortadan kaldırmak için her seviye atladığımızda gelen 3 Royality ve 3 Spell Power bonusunu karakterimize ya da yaratığımıza yükleyebiliyoruz. Yine de dikkat edilmesi gereken husus, saldırı, savunma, hayat puanı ve hız gibi özelliklerin yaratık üzerinden belirlenmesi. Ayrıca bir de Perk’ler söz konusu ki belli bir seviyeye geldikten sonra büyük fark yaratabiliyorlar. Aslında sadece seviye atlamada harcanacak puanlar için doğru yeri seçmek bile başlı başına bir zulüm ama bir o kadar da keyifli. Biz seviye atladıkça ekibimizdeki karakter sayısını da arttırabiliyoruz. Malum, ne kadar çok karakter, o kadar çok saldırı gücü anlamına geliyor. Fakat kimi saflarımıza katacağımız bizim elimizde. “Extraction” denen özellik sayesinde karşımıza çıkan birçok yaratığı ehlilleştirebiliyoruz. Bunun için önce kendilerini bir süre pataklamak gerekiyor ama unutmayın, her yaratıktan en fazla bir tane ehlilleştirebiliyoruz.
Ha, fazla yaratığım oldu diyorsanız, o zaman kendilerini “stable” kısmında biriktirebilirsiniz. Siralim içinde hem yakın savaşı, hem de büyüyü barındırıyor. İlla ki bir konuda daha iyi olmak oyunun ilerisi için önem arz ediyor ama her iki işi de yapabiliyor olmak genelde avantaj sağlıyor. Büyüler “scroll” olarak karşımıza çıkıyor. Oyunun başında toplam üç farklı scoll’u kitabımızda barındırabiliyoruz. Her birinin toplam kullanım miktarı bulunuyor ve tamamen bittiklerinde yok olup gidiyorlar. Savaşlarsa sıra tabanlı; yani karşımıza çıkan rakip ve bizim aramızda cereyan ediyor. Ekranın üzerinde yazan yazılardan ne olup bittiğini görüyoruz. Ne kadar zarar vermişiz, ne kadar almışız hepsi burada. Fakat sakın animasyon falan beklemeyin; her şey resimlerden ibaret.
Düşmanlar bizi haritada gördükleri gibi peşimize düşüyor ve hiçbir şekilde bırakmıyorlar. O yüzden hemen savaşa girmek şart. Harita kısmına baktığımızdaysa Diablo’dan çok da farklı olmayan bir dünya görüyoruz. Etrafta bulunan eşyaları toplayarak, karşımıza çıkan düşmanları alt ederek bir sonraki seviyeye geçmeye çalışıyoruz. Nitekim her bölümde Dutie olarak belirlenen görevler bulunuyor. Bu görevleri yapmak zorunda değiliz ama yaptığımız taktirde bolca ödül kazanıyoruz. Ödül demişken, etrafta bulunan tüketilebilir ve kullanılabilir eşyalar da mevcut. Tüketilebilir kategorisi genelde bonus sağlayan eşyalarken, kullanılabilirler genelde kılıç, kalkan, zırh şeklindeki eşyalardan oluşuyor.
Benim için güzel bir deneyim oldu Siralim. Eski günlere gittim ve bayadır görmediğim detayda bir “Dungeon Crawler” deneyimi yaşadım. Grafik sizin için sorun değilse, oyun içi detay arıyorsanız, Siralim’e bir bakın derim. İnanın onda gözükenden fazlası var.
Ertuğrul Süngü
