Trine serisini ilk oyundan beri takip ediyorum ve daha önce çıkmış her iki oyunda takdirimi kazanmıştı. Bir masal dünyasını bu kadar iyi sunan, bu kadar başarılı görseller hazırlayan başka bir oyun daha hatırlamıyorum. Mart ayında duyurulan ve geçtiğimiz aylarda erken erişime geçen Trine 3: The Artifacts of Power, 20 Ağustos itibariyle sonunda oyuncuların karşısına çıktı. Erken erişim sürecine de dahil olduğum oyun, tam sürümüyle piyasaya çıkar çıkmaz hemen içine daldım.
Trine 3’de kahramanlarımızı öncelikle birer bölüm tek tek oynuyoruz. Bu bölümler elbette ilk defa oynayanlar için oyunla tanışma niteliğinde hazırlanmış ve her karakterin yeteneklerini öğrenmenizi sağlıyor. Bu bölümlerin sonunda ise kahramanlarımızın ruhlarını birbirine bağlayan gizemli nesne Trine tek tek kahramanlarımızı ziyaret ediyor ve onları tekrar bir bütün haline getiriyor. Bundan sonra ise oyun boyunca kahramanlarımız arasında geçiş yaparak bölümleri bitirmeye çalışıyoruz. Yalnız serinin üçüncü oyunuyla beraber Trine pek de hayırlara vesile olmuyor ve hatta kahramanlarımızın başına dert açarak onları yeni bir maceraya sürüklüyor. Trine nesnesi kırılıyor ve içinden çıkan ruh pek de hoş olmayacak bir takım işler gerçekleştiriyor. Krallığı huzura kavuşturmak yine kahramanlarımıza kalıyor. Oyun genel hatlarıyla eski Trine oyunlarına benzer ilerliyor; ancak elbette bazı farklılıklar var. Ben bu farklılıkları anlatmadan önce yeni oyuncular için kahramanlarımızı şöyle bir tanıtmak istiyorum.
Önceki Trine oyunlarında olduğu gibi The Artifacts of Power’da da üç farklı kahramanımız var. Bunlardan ilki son derece cesur; ancak bir o kadar saf şövalyemiz Pontius. Diğer bir kahramanımız kurnaz mı kurnaz ve son derece becerikli kadın hırsızımız Zoya. Son olarak ise biraz ürkek, endişeli büyücümüz Amadeus. Oyunda Pontius sayesinde düşmanlarla çok daha iyi şekilde savaşıyorsunuz. Özellikle kalabalık guruplarla karşılaştığınız zaman onları en kısa sürede halledecek kahraman Pontius oluyor. Bunun dışında Pontius’a gelen yeni yetenek sayesinde artık şövalyemiz yüksek bir yerden zıpladığında kalkanını bir paraşüt gibi kullanarak havada süzülebiliyor. Zoya ise çevik bir hırsız ve diğer kahramanların tırmanamadığı bazı noktalara tırmanabiliyor. Ayrıca yay ve okunu kullanarak düşmanlara saldırabilen Zoya belirli noktalardan örümcek adam misali iple sarkılabiliyor ve hatta bu iple salınıp ileriye, geriye, sağa ve sola zıplayabiliyor. Büyücümüz Amadeus ise oluşturduğu nesneler sayesinde denge platformlarından geçmemizi sağlıyor. Yüksek yerlere çıkabilmemiz için yine bu nesneleri kullanabiliyoruz. Amadeus ayrıca oyunda hareket ettirilebilir diğer nesneleri de büyü gücü sayesinde dilediği gibi uçurabiliyor ve ne kadar ağır olursa olsun istediği noktaya bırakabiliyor.
Serinin yeni oyunuyla beraber bölümler arası geçişlerde de bir fark bulunuyor. Artık öyle hızlı hızlı bölümü geçip bitirmek yok. Bir sonraki her bölüm belli miktarda puan toplamınızı istiyor. Bu puanları bölümleri oynarken orada burada bulacağınız turuncu piramitler ile elde ediyorsunuz. Bu piramitlerin bir kısmı görünür. Bir kısmı ise kutuların, nesnelerin içerisinde. Hatta bazıları ise ulaşılması güç ve ulaşmak için akıl yürütülmesi gereken yerlerde saklanıyor. Eğer yeni bir bölümü açmaya puanınız yetmiyorsa önceki bölümlerde kaçırdığınız piramitleri bulmalı ve yeterli puanı toplamalısınız. Bu bölümler arası geçiş aşağıda göreceğiniz görselde olduğu gibi harita benzeri bir arayüz ile sağlanıyor. Görsel de gördüğünüz büyük daireler oyundaki bölümleri gösterirken, küçük daireler ise oyundaki bonus bölümleri gösteriyor. Bu bonus bölümler erken erişim versiyonunda yer alan challange bölümlerini oluşturuyor ve senaryo bölümleri gibi oynayabilmeniz için belli miktar puan gerekiyor.
Trine 3: Artifacts of Power’la beraber gelen üçüncü boyut desteği elbette oyunun en çok göze çarpan yanını oluşturuyor. Artık sadece sağa ve sola değil, ileriye ve geriye de hareket edebiliyoruz. Ayrıca kamera açısına bağlı olarak kahramanlarımızı yakından ç boyutlu bir şekilde görebiliyor olmak son derece eğlenceli. Ancak oyunda yer alan bulmacalar hala iki boyutlu bir oyunun parçasıymışçasına ilerliyor. Üçüncü boyutun bulmacaların işleyişine etkisi beklediğim kadar fazla olmadı. Bunun dışında üüncü boyutla beraber görsellik bir seviye daha arttı. Trine serisinin en başarılı olduğu noktalardan biri olan çizimler bir kez daha etkileyici gözüküyor ve bir kez daha öncekine nazaran gelişmiş. Önceki Trine oyunlarında olduğu gibi yine sadece bu güzel çizimleri incelediğim anlar oldu. Teknik anlamdaki bir diğer konu fizik motoru yine Trine’ın en iyi çıkardığı işlerden biri olmuş. Önceki Trine oyunlarını oynayanlar Trine’ın fizik motorunun ne kadar iyi olduğunu bilirler. Kısacası fizik motoru yine çok iyi.
Eski Trine oyunlarını oynadıysanız yetenek sistemini bilirsiniz. Eskiden bölümlerden topladığımız yetenek puanlarımızla yetenek ağacımızı açar ve geliştirmek istediğimiz kahramanın bir özelliğini geliştirirdik. Ancak Trine 3: The Artifact of Power ile birlikte yetenek ağacı artık oyunda yer almıyor. Yapımcılar önceki oyunlarda kahramanlarımızın sahip olabildiği tüm yeteneklere Trine 3’de başlangıçtan itibaren sahip olacakları açıklandı. Açıkçası bir yetenek ağacının olması benim hoşuma gidiyordu ve oyuna küçük de olsa bir RPG parfümü sıkıyordu. Keşke bu oyunda da yeni yeteneklerin yer aldığı bir yetenek ağacını bulabilseydik ve oynanış daha fazla çeşitlenebilseydi. Sanki yapımcılşar bununla uğraşmamak istememiş ve hemen yeni bir oyun piyasaya sürmek istemişler gibi. Hatta oyunun Mart ayında duyurulup Ağustos’da çıkması bu konuda daha fazla şüphelenmeme yol açtı.
Trine 3: The Artifact of Power her halükarda sevdiğim bir oyun oldu. Yine daha gelişmiş bir görsel kalitenin aynında sempatik karakterlerimizi üç boyutlu görmek ve oynamak iyi bir deneyim yaşattı. Ayrıca masalsı anlatımı ve dünyası yine Trine’ın önemli noktalarından birini oluşturuyor. Trine 3: Artifact of Power bazı eksikliklere rağmen oynanması gereken bir oyun. Üstelik ilk iki oyunda da olduğu gibi yakında oyuna Türkçe altyazı desteğinin de geleceği kanaatindeyim. Başka bir masal dünyasında görüşmek üzere.
Enes Özdemir