TeraBlaster

    0
    17

    Bir ara üşenmeden oturup sayacağım, kaç tane indie oyun var diye. Şu ana kadar elimden geçenlere göre tahmin edip bir hesap yapmaya kalktığımda, her gün bir indie oyun oynarsam ömrümün yetmeyeceğini düşünüp irkiliyorum. Bir yerlerde bir indie fabrikası yaptılar ve insanları orada kırbaç zoruyla çalıştırıp oyun yaptırıyorlar, bunun başka bir mantıklı açıklaması yok.

    TeraBlaster… Son kabuslarımdan bir tanesi. Hani bazen bir oyunla karşılaşırsınız, o kadar detaylıdır ki anlatmaya nereden başlayacağınızı bilemezsiniz ya… TeraBlaster o oyunlardan biri değil işte. Steam’e oyunun kodunu girdiğimde indirmeye başlaması ve indirmesi bir olduğu zaman ilk şokumu yaşattı bana. “Nasıl ya!?” diyerek acaba oyunu indirirken bir hata mı oluştu diye düşündüm ve oyunu açtım. Çalıştı! Sonra merak edip toplam boyutuna bakayım dedim, ikinci vurgunu da o zaman yedim: 5 MB! Yazıyla: Beş Megabayt!

    terablaster-2015710222053_3

    Şimdi, 5mb’lık bir oyundan ne beklersiniz, nasıl incelersiniz, neresinden tutup da eleştirirsiniz… “Önemli olan boyutu değil, işlevi!” demek istiyorum ama nereye kadar? TeraBlaster, haldır huldur oynanan bir shoot’em-up oyunu arkadaşlar. Şimdiye kadar az çok beni takip ettiyseniz, bu türe özel bir ilgim olduğunu bilirsiniz. Ama tabii her önüme gelen shoot’em-up’ı da yer miyim? Yemem…

    Oyunun görsel tarafını hiç ellemeyeceğim zira 5 mb’a sığabilecek kadar bir görsel kalite söz konusu. W-A-S-D tuşlarıyla yönlendirdiğimiz, mouse sayesinde de hedef alıp ateş edebildiğimiz bir uzay gemimiz var. Şirin mi şirin, gürültülü mü gürültülü bir müzik eşliğinde sağdan soldan gelen düşmanlarımızı temizlemeye çalışıyoruz.

    Sol üst tarafta bir süre, sağ üst tarafta öldürdüğümüz düşmanları sayan bir sayaç, biz ve düşmanlarımız… Oyunun sahip olup olabileceği her şey bunlardan ibaret. Bazen bir kalkan alıyoruz, bazen bir bomba alıyoruz – ki o bomba da kendi kendine patlıyor zaten – ama sürekli ateş ediyoruz, sürekli. Düşmanlarımızın bazıları aheste aheste bize doğru geliyor, bazıları nerden çıktıklarını bile anlamadan sizi patlatıveriyor, bazıları kalkan kuşanmış artistlik yapıyor… Ortalıkta yıkılmayı ve patlatılmayı bekleyen binalar…

    maxresdefault

    Yani, TeraBlaster bunlardan fazlası veya eksiği değil. “Zamanında bir oyun oynamıştım!” diyeceğiniz bir oyun da değil. Hoş, piyasadaki o ahım şahım, janjanlı birçok oyundan daha iyi ve en azından samimi aslında. Ama olur da satın alırsanız, birkaç tur oynayıp bir kenara atacağınızı da garanti edebilirim. Bazı indie yapımcıları biz oyuncuları yanlış anlıyor sanırsam. 50 yıl öncesinde oynadığımız oyunların aynısını istemiyoruz biz, yenilik istiyoruz sadece.

    Ertekin Bayındır