The Next Penelope

    0
    14

    İyi ki şu siteyi yeniledik; böylece irili ufaklı oyunları inceleme fırsatı doğdu bana da. Her ne kadar bu oyunların kötü olma oranı biraz daha yüksek olsa da arada The Next Penelope gibi iyi olanlar da çıkabiliyor.

    Anında WipEout’tan esinlendiğini belli eden oyunumuz, bizi WipEout’taki üç boyutlu bakış açısı yerine kuş bakışı bir görüntüyle buluşturuyor. Amacımız da WipEout’takinden çok farklı değil: Bitiş çizgisine ulaş! Tabii Next Penelope farklı oynanış biçimleriyle olaya renk de katmış fakat olayın özünde bir yarış sistemi olduğu gerçek.

    Oyunda bir de konu var ki emin olun anlamaya çalıştım fakat yarı yolda kaldım. Zaten oyunu bu hikayeyi takip etmek için oynayacağınızı da düşünmeyin; asıl olay oynanışta. Oyunun hemen başında bize bir tane gemi veriliyor ve kontroller, oynanış hakkında bilgi sahibi oluyoruz. Bunun ardından da ilk görevimize çıkıyoruz. Yarış pistleri WipEout’la karşılaştırdığınızda bir hayli basitleştirilmiş ve bayağı da kısa. Sizden birinci olmanız isteniyorsa, bunu bu kısa pistte beş tur atarak yapıyor ve genellikle son rakibinizi de dördüncü turda geçmeyi başarıyorsunuz. Olay bir Boss savaşıysa zaten, o zaman da zaten yarış pisti söz konusu olmuyor.

    thenextpenelope04

    Yarışlar sırasında pistteki hızlandırıcı noktaların yanında enerjimizi tazeleyen yeşil yuvarlaklar bulunuyor ve bunların hepsinin yerini iyice ezberliyoruz. Bu güzelliklerin yanında canımızı yakmak için oraya konulmuş bir takım engeller de bulunuyor. Düşmanlarımızın ateş gücü ve bu engeller bizim toplam enerjimizden götürüyor –ki bu enerjiyi aynı zamanda gemimizin özelliklerini harekete geçirmek için de kullanıyoruz.

    Gemimiz ateş edebiliyor, enerjimiz yettiğince hızlanıp önündeki engelleri kırabiliyor, önündeki gemileri ters yüz edebiliyor, ışınlanabiliyor ve yere mayın bırakabiliyor. Bu dört özellik de gamepad’in dört tuşuna yerleştirilmiş durumda. Eğer bir gamepad’e sahip değilseniz de bu oyunu oynamayı unutun zira klavyeyle işler bayağı bir zor.

    Işınlanma konusu çetrefilli ama bir o kadar da kullanışlı. Bazı yerlerde bunu zorunlu olarak yapmak durumunda kalıyorsunuz ama oyunun ilerleyen kısımlarında kısa yolları bulmak için de ışınlanabiliyorsunuz. Yere bıraktığınız mayınlara bir düşmanınız denk gelirse hem kendi zarar görüyor, hem de size enerji sağlıyor. Win-win situation der elin Amerikalısı buna. Bizde de kazan-kazan var da aynı etkiyi vermedi şimdi…

    thenextpenelope01

    Olayın yarış dışındaki kısımlarında da genellikle büyük yaratıklarla mücadele ediyoruz. Bunlar genellikle de bir hayli zorlu boss’lar oluyor. Onlara karşı savaşırken dikkatli olmak ve saldırı düzenlerini takip etmeniz gerekiyor. Çözülmeyecek dert değiller ama yarışlar kadar da kolay değiller.

    Her bölümün sonunda tecrübe puanları alıp görevden ayrılıyoruz, bu güzel olan kısım. Kötü olansa az tecrübe puanıyla gemimizi geliştirmeye çalışmak… Gemimizin daha hızlı gitmesini sağlama, pistleri biraz daha uzaktan görebilme, daha iyi manevra yapma gibi özellikler hep tecrübe puanlarıyla alınıyor.

    Genel itibarıyla oyunumuz güzel ama bir şaheser değil. Bir çeşit oyun boşluğundaysanız veya kuşbakışı oynanan, multiplayer desteği olan bir yarış-aksiyon oyunu hoşunuza gidiyorsa bu oyunu deneyin. Yoksa gelin başka diyarlara akalım…

    Tuna Şentuna