Way of the Samurai 4

    1
    15

    Bu oyunun adını daha önce duymuş olmanız kuvvetle muhtemel. Hayır, serinin dördüncü oyunu olmasından dolayı değil, daha önceden piyasaya çıkmış olması yüzünden. Way of the Samurai 4 esasen 2011 yılında Acquire tarafından geliştirilen ve Spike tarafından da dağıtımı yapılan bir PS3 oyunu. Aradan geçen kısa sürenin ardından 2012 yılında Rising Star Games tarafından İngilizce versiyonu da üretilen oyun, her ne kadar başlangıçta sadece PS3’e özel olarak üretilmiş olsa da artık PC platformunda da bulunuyor.

    Oyunumuz Japonya’nın en çalkantılı ve ülkeyi bugün bulunduğu döneme taşıyan 1855 yılında geçiyor. Amihama isimli bölgede bir o yana bir bu yana koştuğumuz yapımda, adı sanı belli olmayan bir Samuray’ı kontrol ediyoruz. Bildiğiniz üzere bu dönemde Amerika Japonya’nın bir süredir kapalı olan ticaret yollarını açmak için ülkeyi resmen topa tutuyor. Bu esnada bir tarafta geleneklerine bağlı bir Japon topluluğu bulunurken, diğer tarafta da Batılı güçlerden yana bir yapı söz konusu. Oyun boyunca bu iki taraftan birisinde yer alabiliyoruz ki zaten karşımıza çıkan seçenekler genelde bu iki taraftan birisinin işleri oluyor. Yine de seçeneklerimiz iki ile sınırlı değil. Temelde, Forighers, The Bakufu, The Pranja taraflarından birisinde yer alabiliyoruz. Pek tabii bir de efsanevi turnuva söz konusu. O ya da bu şekilde katıldığımız turnuvadan ya bir şampiyon olarak çıkıyoruz, ya da sonunda kellemizi yetkililere teslim ediyoruz.

    WayOfTheSamurai4 2015-08-23 22-55-09-84

    Way of the Samurai 4 temelde birazcık rahatsız edici. Özellikle oyun içerisinde bulunan cinsellikle ilgili sahneler, bolca Japon fetişizmi barındırıyor. Misal İngiliz elçiyi istemeden de olsa kurtardığımız zaman karşımıza 14 yaşında bir kız çocuğu çıkıyor ve ne hikmetse ilişki konusunda bir hayli istekli. Aynı durum Shogunate ve üç kızı arasında geçen bol fetişli ilişki için de geçerli. Ben rahatsız oldum, mümkünse belirli bir yaştan ufak arkadaşlar da bu oyunu oynamasın demek istiyorum. Tabii tüm bu etkinliklerin bir getirisi var: Müttefik olmak. Yaptığımız her türlü hamle, oyun içerisindeki müttefiklerimizi arttırıyor ya da malumunuz azaltıyor ki Way of the Samurai 4’de pek yalnız başımıza kalmak istemiyoruz.

    Oyun ne yazık ki çok ama çok kısa! İlk denememde tam tamına iki saat gibi kısa bir sürede bitti. Yani ben de şaşkınım en beğendiğim okur ama vallahi “çötönk” diye bitti! Meğer etraftaki diğer görevleri, hatta daha da dış halkada bulunan diğer görevleri de yapmamız gerekiyormuş. İşin güzel kısmı, oyunun birden fazla sonu olması, aksi halde çekemezdim. Aslında şimdi yabancı değilsiniz, zaten çekmedim de. Japon kültürü ve Kendo ile bir hayli yakın ilişki içerisinde birisi olarak bu oyun PS3’e çıktığı zaman da sevmemiştim, yine sevmedim. Yoketmeye nereden başlasam bilemiyorum! İlk olarak konsoldan PC’ye geçiş diye bir şey yok. Oyunun grafikleri içler acısı durumda olduğu gibi, aynı zamanda kontroller de dev bir dram! Klavyenin çeşitli yerlerine basarak, bir takım hareketler yapıyoruz. Zaten o hareketlerin de yarısı yalan. Düşmanlarımız sürekli en agresif guard pozisyonu olan Jodan-no-kamae pozisyonunda duruyorken, yaptığım saldırılara neredeyse hiç karşılık vermediler. Ayrıca bu pozisyonda bana tekme atmaya çalışanlar oldu. Bizim duruşumuzsa ayrı bir iç acısı.

    WayOfTheSamurai4 2015-08-23 23-03-04-34

    Saldırılarımız çok kesik ve ne yazık ki hep aynı vuruşlar sergileniyor. Keşke Hasso-no-kamae ya da Chüdan-no-kamae gibi pozisyonlar arasında geçiş yapıp, farklı saldırılarda bulunabilseymişiz. Ayrıca vuruş hissiyatı yok gibi bir şey. Tamam, düşmanlar bir iki vuruşta yok oluyorlar ama et mi kesiyoruz, jilet mi atıyoruz belli değil. Ayrıca kalabalık gruplar tam bir Cüneyt Artık filmindeymiş gibi hareket edip, tek tek saldırıyor. Gerçekten çok zekice! Karakterimizin konuşması evrim teorisi gerçeğini doğrulamak istercesine yapılmış. Bazen “hom, hum” diyor, bazen de cümle kuruyor. İnsanlarla olan ilişkisi de bir hayli zayıf. Çevre ile olan etkileşimden zaten bahsetmiyorum bile. Odun gibi bir harita, odun gibi NPC’ler. Adamlar sadece yapmış olmak için oyun yapmış. Ha bir de seslendirmeler var! Öfffff! Yaptığım ilk saldırıda duyduğum sesi, resmen bilgisayarda açık unuttuğum başka bir yerden geliyor zannettim. Turist Ömer Uzayda’nın “fuşıt” diye açılan otomatik kapı seslendirmesi vardır ya, hah işte aynı onun gibi bir seslendirme var.

    Almayın abi bu oyunu. Vallahi almayın, birinin evinde de görürseniz yanlışlıkla kırın ya da üzerine bir şey dökün…

    Ertuğrul Süngü